Tarih 22 Aralık 2024. Nijerya’dan Tayland’a kaçak götürülmeye çalışılırken İstanbul Havalimanı’nda kargonun içinde yavru bir goril bulundu.
Tarım ve Orman Bakanlığı yavru gorili koruma altına aldı. Adını oy birliğiyle Zeytin koyduk. Sanki “zeytin” bizim için çok değerliymiş, zeytin ağaçlarını kökünden söküp yok etmiyormuşuz gibi!

Neyse… Zeytin Nijerya’dan gönderilmişti. Yani son çıkış noktası Nijerya idi. Türkiye ve Nijerya hükümetleri arasında gorilin akıbetini belirlemek üzere görüşmeler yapıldı.
Her iki ülkenin de taraf olduğu Nesli Tehlike Altındaki Yaban Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticareti Sözleşmesi (CITES) yetkilileri de bu sürecin içinde yer aldı.
CITES hükümleri açık: El konulan canlı hayvanlar, menşe ülkelerine ya da uygun bulunan bir koruma merkezine iade edilir.
Herkes Zeytin’in, vatanı Nijerya’ya gönderilmesini beklerken bir hafta önce Milli Parklar Genel Müdürlüğü, yavru gorilin Türkiye'de bir hayvanat bahçesine yerleştirileceğini açıkladı. Sizin anlayacağınız gorile yurtdışı yasağı geldi. Ömrü boyunca bizim ülkemizde esaret altında yaşayacak.
*
Neden böyle bir karar alındı derseniz, yapılan DNA testinde Zeytin'in menşe ülkesi Nijerya olarak çıkmamış. Ama bu durumda da menşe ülkesine veya uygun bir konuma gönderilmesi gerekliydi.
Zaten Zeytin’in Türkiye'de kalması yönündeki karara Nijerya'dan da tepki gecikmedi. Nijeryalı hayvan hakları derneği Pandrillus Vakfı Direktörü Liza Gadsby, AFP haber ajansına yaptığı açıklamada gorilin Türkiye'de tutulmasının CITES gerekliliklerine "tamamen aykırı" olduğunu belirtmiş. Gadsby şöyle devam etmiş: "Türk hükümetinin yaptığı şeyde hiçbir mantık yok. Eğer Türkiye onu Nijerya’ya göndermek yerine doğrudan bir goril barınağına göndermek istiyorsa bu sorun değil. Ama bu hayvan için doğru olanı yapmaları gerekiyor."
*
Türkiye bir goril için uygun bir konum değil. Bu ülkeye özgü bir hayvan değil. Hatta BBC Türkiye’de yer alan haberde uzmanlar, Türkiye'de Zeytin'den başka goril olmadığını ve primatlar için özel, akredite bir merkez bulunmadığını belirtilmiş.
Uzmanlara göre, Türkiye'de türü için uygun olmayan koşullara sahip bir hayvanat bahçesinde kalması Zeytin'in gelişimini olumsuz etkileyebilir. Goril gibi türler sürü halinde, ailece yaşar. Onun kendi türünden ayrı ve yalnız yaşayacak olması son derece üzücü bir durum.
Bu ülkede mevcut şartlara bakıldığında insanlar için adil, eşit, refah ve huzur içinde bir yaşam ortamı yok. Sokak hayvanları için de yok. Ağaçlar, ormanlar, dereler, göller için de yok. Avcılık izinleri nedeniyle ülkemizin vahşi hayvanları için de rahat bir yaşam mümkün değil.
Bari bu ülkeden olmayan gorilin hikayesi mutlu sonla bitseydi. O da olmadı!

Kar leoparlarından iyi haber
Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) ve çözüm ortaklarının girişimleri sayesinde bir zamanlar avcı olan korucular şimdi Kırgızistan'ın Tanrı Dağları'nın yükseklerinde, zorlu iklim ve coğrafi koşullara rağmen kar leoparlarını koruyor.
UNEP geçtiğimiz hafta kutlanan Dünya Leopar Günü’nde sosyal medya hesabından kar leoparları projesinden iyi haberleri paylaştı.

Dünyanın en zor bulunan büyük kedilerinin başında gelen kar leoparları koruma altına alındı.
UNEP’in paylaşımında “Bir zamanlar kendileri de avcı olan gönüllü korucular, artık 380 km²'lik vahşi arazide devriye gezerek kaçak avcıları uzak tutuyor ve doğanın iyileşmesine yardımcı oluyor. Cesaretleri meyvesini veriyor; dağ keçisi ve argali koyunu gibi türler geri dönüyor, leoparlar da öyle.
UNEP ve ortaklarının desteğiyle korucular, 200 km'lik bir yaban hayatı koridoruyla dağ habitatlarını birbirine bağlayan ve iklim değişirken türlere serbest dolaşım alanı sağlayan bir projenin parçası.

Yakındaki köylerde, yerli halk arıcılık, peynir yapımı ve seracılık gibi sürdürülebilir geçim kaynakları konusunda eğitiliyor ve bu sayede hassas meralar üzerindeki baskı azaltılırken gelirler artırılıyor. Sınıflarda ise çocuklar kar leoparları ve biyolojik çeşitlilik hakkında bilgi edinerek, gelecek nesil koruyucular olarak büyüyorlar.”
Öte yandan Kırgızistan’da çıkarılan yeni kararname ile kar leoparı ulusal sembol olarak ilan edildi.

Orhanlı’da zeytinlerin festivali başlıyor
İzmir Seferihisar’ın Orhanlı Köyü bu yıl ikincisi düzenlenecek olan Zeytin Hasadı Festivali’ne ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor.
Orhanlı Köyü 2. Zeytin Hasadı Festivali, binlerce yıldır kesintisiz süren zeytin kültürünü yaşatmak için atılmış önemli bir adım olarak kabul ediliyor. Pek çok kurumun desteği ile 1-2 Kasım 2025 tarihlerinde gerçekleşecek olan festivalin ana teması, Orhanlı Vadisi’nin simgesi haline gelen Erkence türü zeytin ağaçları olarak belirlendi.

Festivalin organizasyonunda yer alan kurumlardan olan Doğa Derneği “Erkence zeytinlikleri, kuşlardan mantarlara, orkidelerden sincaplara kadar yüzlerce canlıya ev sahipliği yapan bir ekosistem. Aynı zamanda, UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras olarak koruma altında” ifadelerini kullandı.
2. Zeytin Hasadı Festivali süresince zeytinyağı kültürünü anlatan etkinlikler, çocuk atölyeleri, üretici pazarları ve konserler gerçekleştirilecek. Ayrıca köyün en yaşlı zeytinlerinden birisi de yine çocuklarla birlikte hasat edilecek. Festivalde zeytin ve zeytinyağı meraklıları üreticilerle buluşacak ve zeytinliklerde yürüyüşler düzenlenecek.

Halka açık ve ücretsiz yapılacak olan festival Orhanlı Köyü Piknik Alanında gerçekleşecek.

KULAĞIMIZA KÜPE OLSUN
"Toprak bizim değil, biz toprağın bir parçasıyız."

— Kızılderili atasözü (Seattle reisi)