Çocuklara, gençlere, yaşlılara ve otoimmun hastalıkları olanlara Sinovac aşısını tavsiye ettiğimi defalarca yazmıştım; ama artık herkese öneriyorum. Bunun nedeni, BioNTech aşısına ABD’deki Gıda ve İlaç Dairesi’nden (FDA) onay alabilmek için, Pfizer tarafından hazırlanmış 38 sayfalık rapor.

BioNTech aşısının yan etkilerinin değerlendirildiği ‘Alınan Ruhsat Sonrası 28 Şubat 2021'e Kadar Yan Etki Raporlarının Kümülatif Analizi’ başlıklı rapora göre, 1 Aralık 2020 sonrasındaki üç ay içinde, BioNTech aşısının yan etkileri sonucu bin 223 kişi ölmüş, 520 kişi sakat kalmış, 11 bin 361 kişideki yan etkiler raporun yazıldığı tarihte iyileşmemiş durumdaymış.

Peki neden bu rapordan haberimiz yok? https://lynnwoodtimes.com/2021/12/05/pfizer-adverse-events-covid19vaccine/ adresinde yer alan habere göre FDA, ilgili belgeleri incelemek için 55 yıl zaman istemiş, ancak Eylül’de 30 bilim insanının açtığı dava sayesinde, belgelerin ilk bölümü açıklanmış. FDA, raporun sonundaki “Veriler… …BNT162b2 (BioNTech) aşısının olumlu bir yarar-zarar profilini destekler” sonucunu kabul ederek lisansı vermiş ama verileri açıklaması gerekirken, açıklamamış, aynı bilim insanlarına göre…

***

Aşının yararının, zararından daha fazla olduğunu kabul eden FDA de, ölümcül ve ağır yan etkilerin halktan saklanmasını eleştiren bilim insanları da haklı, kanımca. Bu süreç, para kazanma odaklı vahşi kapitalizmin etkin olduğu ülkelerde, bağımsız yargının dengeleyici rolünü ve önemini de gözler önüne seriyor.

Türkiye’deki süreci anımsayalım. Sağlık çalışanlarımızı ve 65 yaş üstü vatandaşlarımızı özellikle ağır enfeksiyonlardan koruyan Sinovac aşısı için karalama kampanyası başlatıldı, “Sinovac çöp oldu” bile dendi ve gerçekten gerekli olan üçüncü dozun, hiçbir bilimsel temel yokken, mutlaka BioNTech olarak uygulanması gerektiği pompalandı. Bunu eleştiren ve “Neden Sinovac değil?” diye soran Prof. Dr. Murat Akova gibi bilim insanı sayısı azdı. Aynı rüzgarla, orta yaş ve genç grubun çoğu da BioNTech’i seçti. Daha da ilginci, birçok insan Sinovac aşısını kabul etmeyen ülkelere gidebilmek için iki Sinovac üzerine iki BioNtech olmak zorunda kaldılar ki dördüncü aşı kesinlikle gereksiz ve muhtemelen de sakıncalıydı.

Şimdi soralım… Sadece üç ay içinde bu kadar kişinin BioNTech aşısı nedeniyle yaşamını yitirdiğini veya sakat kaldığını bilsek, BioNTech’i mi tercih ederdik, yoksa Sinovac’ı mı? 12 Temmuz tarihli yazımda “Bir Türk çiftin bulduğu, çok sayıda insanın hayatını kurtaran BioNTech’e güveniyorum. Ancak temel amaçları pazar payını arttırmak ve daha fazla kar etmek olan ilaç firmalarına güvenmiyorum” diye yazmıştım, ancak bu kadarını beklemiyordum. Pfizer ve FDA Şubat’tan bu yana geçen zamanda saptanan yan etkileri de daha ayrıntılı ve şeffaf biçimde açıklamalılar. Sinovac aşısı olanlardan imza alınmazken, BioNTech öncesi imzaların nedeni, şimdi daha iyi anlaşılıyor.

Yanlış anlaşılmasın diye vurgulamakta yarar var: Kovid-19’un olası zararları, BioNTech’in bile olası zararlarından çok daha sık ve fazla; yani gençler dahil herkes aşı olmalı. Firmalara güven duymama konusunda haklı olsalar da aşı karşıtlarına kulak asmayın, lütfen. Rapora göre BioNTech aşısı sonrası baş ağrısı (%24,1), ateş (%18,2), yorgunluk (%17,4), titreme (%13,1), bulantı (%12,3) ve aşı yerinde ağrı (%12,3) gibi belirtiler sık gözleniyor. Çok daha az yan etkili Sinovac ve benzeri ölü virüs aşılarına ulaşamayanlar için BioNTech ve benzeri mRNA aşıları yine de iyi bir seçenek.

Sonuçta, yarar/zarar göz önüne alındığında, Sinovac’ın BioNTech’ten çok daha üstün olduğunu söyleyebilirim. Türkiye’de antikor üretme güçlüğü olan bağışıklığı baskılanmış hastaların dışındakilere bundan sonrası için önerim, kesinlikle Sinovac yönünde olacak. Gerçekleri öğrenmemizi sağlayan bilim insanlarına da sonsuz teşekkürler…

Not: Raporun tümü için; https://phmpt.org/wp-content/uploads/2021/11/5.3.6-postmarketing-experience.pdf