O'nu tanıdığımda Marmaris Televizyonu'nun pırıl-pırıl bir muhabiriydi. Mesleğinin bilincinde, kendinden emin konuşması, parıldayan gözleri, konulara hakimiyeti ile bu gömleğin dar geleceği, kısa zamanda önemli aşamalar kaydedeceği izlenimini veriyordu. Konuşmalarında hep Atatürkçülüğünü, yurtseverleğini ön planda tutuyordu.
Nitekim kendisini tanıyanları yanıltmadı. Usta gazeteci Uğur Dündar'ın da katkılarıyla Sözcü Gazetesine geçerek mesleğin üst basamaklarına tırmanmaya başladı. Gezi Parkı Direnişi'ni en yakından izledi, yaptığı Gezi Belgeseli yurdun her tarafında büyük bir ilgiyle izlendi. Daha sonra yerleştiği İzmir'de çok önemli haberlere imza attı. Urla'da AKP'ye yakın işadamı Lütfü Topbaş'a ait kaçak olduğu iddia edilen villalarla ilgili seri haberler yaptı. Erdoğan'ın da bu villalar arasında mülk sahibi olduğu iddialarını gündeme getirdi. Çeşme'de Fenerburnu'nda, Büyük Liman Koyu'nda 7 katlı konutlar yapan, Ardıç Koyu'nu yapılaşma için dolduran işadamı ile iddiaları haber yaptı. Aynı işadamının İzmir Basmane 'deki inşaatını Sözcü sütunlarına taşıdı. Arı kovanlarına çomak sokmaktan hiç çekinmedi.
Ve nihayet 15 Temmuz öncesi bütün basının fellik-fellik aradığı Cumhurbaşkanı'nın tatil yaptığı yeri belirleyerek bunu büyük bir başarıyla haber yaptı. Nereden bilebilirdi ki bu gazetecilik başarısı, 10 ay sonra muhalif basınınsusturulmasi için bir bahane olarak kullanılabilecek.
Her şey AKP'nin istediği gibi oldu. Önce yandaş medya topa girdi. Fetullah'a özel ulaklık yapan Takkeli Liboş, Ergenekon'daki sahte tanıklar gibi iftiralarda bulundu. Satılmış internet sitelerinde Sözcü Gazetesi'nin sahibinin fotomontaj resimleri yayınlanıp yalaka medyaya servis edildi. Artık düğmeye basılmıştı. Altı savcının suç unsuru bulamadığı haber, yedinci savcı tarafından yeniden incelendi ve Gökmen'le Mediha (FETÖ'ye üye olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme suçundan) tutuklanma istemiyle mahkemeye sevkedildi.
Daha önce FETÖ aleyhine 3 kitabı bulunan Ahmet Şık'ın FETO üyeliğinden tutuklanmasına karar veren, FETO'nün kilit isimlerinden Today's Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Bülent Keneş'i tahliye eden hakim, bu kez Gökmen Ulu ve Mediha Olgun'un tutuklanmasına karar verdi.
Gökmen "Bu filmi daha önce görmüştük" diyor. Evet biz de gördük. Muhabirken izlediğim sıkıyönetim mahkemelerinde, Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nde ve geçtiğimiz yıllarda da Ergenekon-Balyoz davalarında görmüştük.
Zamanında Fetullah hainine övgüler düzen Adalet Bakanı Bozdağ; "Şimdi herkes eline kılıcı almış, şu FETÖ'cü, bu FETÖ'cü diye kesmeye bakıyor. Bu çarpıklıktan Türkiye'nin çıkması lazım" diyor.
Ne kılıcı sayın bakan! Elinizde makineli tüfek(!), size karşı çıkan herkesi biçiyorsunuz.