Harp zaruri ve hayati olmalıdır. Milletin hayati tehlikeye maruz kalmadıkça harp bir cinayettir. Savaş zorunlu ve hayati olmalıdır.

Mustafa Kemal Paşa bu sözü söylediğinde gelecekten yine haberdar olduğunu gösterir gibiydi. Ülkemiz coğrafi konumu nedeniyle her zaman savaşların ortasında kalmıştır. Orta Doğu'nun her daim kan gölü olması yetmezmiş gibi geçen yıl kapıya iki komşunun kavgası dayandı. Rusya ve Ukrayna. Yine Türkiye Cumhuriyeti Devleti savaşta bir taraf olmaya zorlanmış ama bu sınavı iyi atlatmıştık. Şimdi de yıllardır küçük çaplı çatışmalar halinde devam eden İsrail – Filistin savaşı resmen başladı. Buna Lübnan da ucundan dahil oldu. Gazze’nin ‘yasa dışı etkin silahlı gücü’ Hamas 7 Ekim'de İsrail'e saldırdı. Saldırıda birçok ülkeden sivil hayatını kaybetti ve yaralandı. Aslında bu durum Netenyahu önderliğinde İsrail'in yıllardır arayıp da bulamadığı bir  fırsattı. Belki de İsrail bu yüzden Hamas’a bu fırsatı altın tepside verdi. Zaten savaşın başladığı gün İsrail'de yaşanan güvenlik zafiyeti de bunun göstergesiydi, açık şekilde Hamas’a davetiye çıkarıldı. Hamas eliyle İsrail'de adeta bir katliam yaşatan Filistin geçtiğimiz günlerde daha büyük bir katliamla karşı karşıya kaldı. İsrail'in bütün savaş kurallarını çiğneyip birçok masum çocuk, yaşlı, kadın ve hastanın bulunduğu bir hastaneyi bombalaması akıl alır şey değildi. Bu bombalama birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi ülkemizde de kınandı ama bir farkla. Cumhurbaşkanı halk adına bir karar alıp milli yas ilan etti. 

Milli Yas Kararı Ne Kadar Doğru?

Filistin halkı için büyük bir yıkım kimse inkar edemez. Ama bundan yaklaşık 8 ay önce biz de büyük bir yıkım yaşadık. Onbinlerce vatandaşımız göçük altında kaldı. Yüzbinlerce kişi evsiz kaldı. Biz yok olurken, beton altındayken Filistin milli yas ilan etti mi? Tabi kii hayır. Çünkü olması gereken bu milli yas demek ülkeni, vatandaşını etkileyen olaylar demek. Bu konuda hata yapan onlar değil, biziz. Şanlı al bayrağımız talimat gereği yarıya kadar çekildi. Ama bizim için hala göklerde, en üstte. Kaldı ki 1. Dünya Savaşı’nda, Ermeni Soykırımı yalanında, 2. Dağlık Karabağ Savaşı’nda da bizim düşmanlarımıza destek vermekten de geri kalmamıştı.

Mehmetçik Gazze’ye saçmalığı

İsrail – Filistin savaşının başlamasının ardından ülkemizde bir grup insan sokaklara çıkıp mehmetçik Gazze’ye sloganları attı. Bu sloganların ardından önce İsrail İstanbul Konsolosluğu önünde polisimizi sonrasında da Kürecik Üssü’nde Gazze’ye göndermeye çalıştıkları mehmetçiği taşladılar. Mehmetçik Gazze’ye diyenlere söylenecek çok söz var. Mesela bu güruh 1965 ve 1974’te mehmetçik Kıbrıs’a dediler mi ya da bundan 3 sene evvel 2. Dağlık Karabağ Savaşı’nda mehmetçik Karabağ’a dediler mi? Kuvvetle muhtemel bu gibi durumda sıcak evlerinde kalmayı tercih ettiler. 
Cumhuriyetimizin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi "Türk çocuğu, artık Arap çölleri için kanını dökmeyecektir."

Cumhuriyetimizin 100. yaşı bir kez daha gelir mi?

Yazımın başlığında da bu soruya yer verdim. Cevabı ise çok basit; elbette Cumhuriyet daha çok yüzyıllar görecektir ama bu 100. yaşın önemi bir başka. Öyle alelade şekilde 99. ya da 101. yaş değil. Kıymeti önemi çok büyük. Çocukluktan beridir merak ederim acaba cumhuriyetimizin 100. yaşını nasıl kutlayacağız diye. Memlekette nasıl bir çoşku hakim olur, nasıl kutlama programları yapılır, 100. yıla özel müzisyenler hangi şarkıları, marşları besteler? Bu sorular sadece benim değil Mustafa Kemal Atatürk'e ve Türkiye Cumhuriyeti'ne sonuna kadar bağlı herkesin ortak merakıdır. İktidar Sözcüsü Çelik kutlamaların ertelenmeyeceğini söylese de şu anda dışarıda bir bayram havası gördüğümüzü söylemek yalan olur. Bu kutlamalar bir ay önce, belki de 2023'ün ilk günlerinde başlamalıydı. Çok geç kaldık çok. Yeniden bağımsız olalı tam 100 koca yıl, tam 1 asır olmuş etrafta belediyelerin yerleştirdiği özensiz Türk Bayrakları'ından başka hiçbir şey yok. Bu vatanın bağımsızlığı, bölünmez bütünlüğü için can verenlere, Mustafa Kemal'e, Milli Şef İsmet'e, Mareşal Fevzi'ye, Hasan Tahsin'e, Sütçü İmam'a, Kara Fatma'ya, Kıbrıs Fatih'i Karaoğlan'a, Orgeneral Eşref Bitlis'e, Behçet  Başkan'a, Ömer Halis'e, Aybüke Öğretmen'e ve sayamadığım yüzlerce, binlerce kahraman vatan evladına cumhuriyetimizin 100. yılında bu haksızlığı ve saygısızlığı yapamayız, yapmamalıyız. Hepsine saygı, sevgi ve en önemlisi büyük bir özlemle...