Fenerbahçe ve Galatasaray bugün gösterdiği dik duruşla Arap sevicilere karşı milli bilinci yeniden oluşturdu ve Ata’sının evlatları olduğunu gösterdi.

Bugün bir futbol skandalından daha fazlasına hep birlikte tanıklık ettik.

Ülkemizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün silüetinin olduğu tişörtlerle sahaya çıkılmasına vahhabi izin vermedi. Hatta öyle bir şuursuzlukla İstiklal Marşı’nın çalınma şartını Suudi marşının çalınmasına bağlamışlar. Türk futbolunun en büyük kulüplerinden ikisinin bir lig organizasyonunda bazı kendini bilmez yöneticiler 3-5 kuruş kazanırım düşüncesiyle bu karşılaşmayı Riyad’da oynatmak gibi bir fütursuzluğun içine düştüler. Cumhuriyetimizin 100. yılında en büyük iki takımın karşılaşmasını cumhuriyet mücadelesinin başladığı Samsun’da, milli müdafaanın fitilinin ateşlendiği İzmir’de ya da cumhuriyetimizin ilan edildiği Ankara’da oynatmak en iyi seçenekti. 

Bu Başkan’dan Atatürk Hassasiyeti Beklenmez

TFF Başkanı olan Zat’ın kardeşi FETÖ operasyonlarında soruşturma geçirmiş ve beraat etmiş birisi. Böyle geçmişi olan kişinin Cumhuriyet’in 100. yılında ülkemizin kurucusunu pazarlık konusu haline getirmesine şaşırmamak gerekiyor. TFF ve başkanı son zamanlarda yaptıklarıyla, aldıkları kararla çoktan görevden alınmalıydı. Çünkü başkanın istifa etmek gibi bir ‘insiyatifi ve hakkı’ yok. Nitekim Sayın Başkan artık eski başkan olacak gibi. Muhtemelen de son yılların meşhur lafı olan “görevden affını talep edecek.” Ha bu arada ekonomik olarak birine bağlı olmanın en acı hali kendi ülke vatandaşından tepki yemek uğruna milli yas ilan ettiklerinin İstiklal Marşını okutmamasıdır.

Fenerbahçe ve Galatasaray’dan Şampiyon Duruşu

Süper Lig şampiyonu Galatasaray ve Kupa şampiyonu Fenerbahçe, şampiyonlara yakışır bir tavır göstererek Ata’mızı bir pazarlık konusu haline getirmeyip maçı oynamama kararı aldılar. Ne kadar alkışlasak yetmez. Galatasaray’ın “Ne Mutlu Türk’üm Diyene” ve Fenerbahçe’nin “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” pankartlanı ve Atatürk baskılı tişörtlerine Arap yetkililer tarafında el koyulduğu söyleminin yayılması bu konuda dahli olan herkesin üzerine alacağı en büyük ayıptır.

Sosyal medyada taraftarların bir aradaki tavrı, takımlarına destekleri, bazı siyasilerin ya da diğer takım ve taraflarının verdiği destekleri görünce gözlerim yaşardı.

Mustafa Kemal Her Zaman Kazanır

Hem Fenerbahçe hem de Galatasaray gerek sosyal medya paylaşımları gerekse önemli maçlarda, önemli tarihlerde yaptıkları koreografilerle her zaman Atatürk’ün izinde olduklarını göstermeye anlatmaya hatta kendi takımlarının Atatürk’ün takımı olduğunu dile getirirler. Her iki kulüp de Suudiler’in dini bahane göstererek Atatürk alerjisini aleni şekilde göstermelerine gerekli cevabı verdiler.

Havaalanında Şampiyonlara Yakışır Karşılama

İki takım da yurda döndüklerinde taraftarlar ve Türk halkı tarafından hak ettikleri gibi karşılandı. Taraftarlara izin verseler futbolcuları, teknik heyeti ve en önemlisi kulüp yöneticilerini omuzlarına alıp taşıyacaklardı. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, metroları, İETT otobüslerini hemen devreye soktu ve her kesimden taraftarın desteğe gidebilmesini sağladı. Uzun yıllardır futbol izleyen birisi olarak ilk defa bir final maçından iki gerçek şampiyonun çıktığına tanıklık ettim. Havaalanına bayrağını kapan gitti, gidince hangi takım taraftarı olduğuna bakmaksızın kol kola girip "Ne Mutlu Türk'üm Diyene", "Yurtta Sulh Cihanda Sulh", "Mustafa Kemal'in Askerleriyiz" diye haykırdı.

Süper Kupa’nın Adı Atatürk Kupası Olmalı

Araplar’ın gösterdiği bu kabul edilemez alerjik tavırlarının sebebi önce Fahrettin Paşa’ya, Cemal Paşa’ya ve Gazi Paşa’yadır. Uygun bir tarihte planlanacak bir maçta taraflardan birisi Cemal Paşa tişörtü bir diğerine de Fahrettin Paşa tişörtüyle çıkmalı. Mücadelede de iki takım Atatürk portresinin yer aldığı formalarla mücadele etmeliler. Kupanın da adı ya eskiden olduğu gibi Cumhurbaşkanlığı Kupası ya da Atatürk Kupası olarak yeniden revize edilmelidir.

Atatürk yoksa, Türkiye de yok

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’un günün tartışmalarına herkes nazarında nokta koyan sözüyse; “Atatürk yoksa, Türkiye de yok, biz de yokuz, maç da yok söylemi oldu.” 
Özel Kuvvetler eski Komutanı Korgeneral Engin Alan’ın maça çıkmama kararı sonrası attığı tweet bütün duygularıma tercüman oldu; “Ne sağlığında,ne de vefatından sonra seni yenecek hiçbir güç, hiçbir fikir olmadı. Seninle uğraşan herkes, her fikir yenilgiyi tattı.
Çok büyüksün ATAM.”

Ne olursa olsun ne Türk Bayrağı, ne İstiklal Marşı ne de Atatürk hiçbir zaman ve durumda tartışma konusu olamaz, bu üç kutsal bizim kırmızı çizgimizdir. Adam mezardan savaşıyor ve kazanıyor. Mustafa Kemal her zaman kazanır.