Sokak hayvanları ve özellikle de sahipsiz köpeklerin ülkemizdeki geleceği son günlerdeki tartışmaların ışığında ciddi bir endişe konusu haline geldi. 

Popülasyon sorunu yeni bir sorun değil. Yıllar içinde yasalardaki eksiklikler, yanlış uygulamalar,  denetimsizlik, belediyelerin görevlerini hakkıyla yerine getirmemesi, limitsizce hayvan üretilmesi, satılması; alanların da sorumsuzca aldıkları canları sokaklara terk etmesinin bir sonucu bu.

Can Dostlar19Ocak Kose

Popülasyonun artması nedeniyle maalesef üzücü olaylar yaşanıyor. Bu olayların önlenmesi içinse karar ve uygulama mekanizmasındakilerin tek bir çözüm önerisi var: Toplayıp barınaklara kapatalım. Hatta toplamanın da ötesine geçen bazı siyasetçilerin dozu artırarak “itlaf edelim” demeye başladıklarına da şahit oluyoruz.

Çıldırmamak işten değil!

*

Normalde sözleri medyada yer alan, bir şeyleri iyi veya kötü yönde etkileme potansiyeli bulunan belli konumdaki kişilerin herhangi bir konuda açıklama yaparken sağlam bir bilgi altyapısına sahip olması gerekir. 

Mesela “köpekleri itlaf edelim” demeden önce; Türkiye’de sokak hayvanları, hayvan hakları, sorunlar ve bu sorunların nedenleri, bilimsel çözüm yolları, ülkemizde daha önce denenmiş yöntemler ve bu yöntemlerin etkili olup olmadığı, işi bilenlerin önerileri, insanca ve vicdani adımların ne olması gerektiği gibi birçok konuyu etraflıca bilmek lazım. 

Sokaktaki herhangi bir vatandaşın bilmemesi anlaşılabilir ama siyasetçiler, sanatçılar, gazeteciler, iş insanları gibi topluma etki edenler gerçekten ağızlarından çıkan her söze dikkat etmeli. 

*

Neyse biz yine bıkmadan yorulmadan tekrar edelim: Toplamak ve öldürmek sorunu çözmez. 

Bu yöntemler zaten denendi ve kapalı kapılar ardında denenmeye de devam ediyor. Görüldüğü üzere sonuç vermiyor. 

Uzun vadeli, etkili, sürdürülebilir, daha az maliyetli ve insani tek çözüm yolu doğru düzgün kısırlaştırma yapmaktır. 

Hem bilimsellikten hem de insanlığımızdan aynı anda uzaklaşmayalım.

Gerçekten sorunu çözmek istiyorsanız:

Merkezi yönetimin koordinasyonunda, yerel yönetimlerin tümümün katılımıyla, STK’lerin desteğiyle, özel veteriner hekimlerin de elini taşın altına koymasını sağlayarak Türkiye çapında aynı anda kısırlaştırma seferberliğini ilan edin.

Bir yandan kısırlaştırırken diğer yandan üretimi ve satışı kısmen değil tamamen yasaklayın. Seferberlik bitene kadar da yasağı kaldırmayın. 

Merdiven altı üretimi durdurmak için denetimlere ağırlık verin.

Can Dostlar19Ocak Kosekutu

Depremzede canlar için mücadele sürüyor

Dört Ayaklı Şehir/Kent, Doğa, Hayvan Çalışmaları Derneği 6 Şubat 2023 tarihinde gerçekleşen büyük deprem felaketinin 1. yılına yaklaşırken halen düzenli aralıklarla bölgedeki çalışmalarını sürdürüyor. Derneğin sosyal medya hesabından yapılan paylaşım ve yardım talebi ise şöyle:

“Bir kez daha veteriner hekimler ve kurtarma ekibimizle Antakya Samandağ ve Kahramanmaraş'tayız. Bir kez değil, herkes oradayken değil, 1 yıldır düzenli olarak depremzede hayvanların, kadın ve çocukların yanındayız.

Acil ihtiyaçlar var. İhtiyaç listesi: Serum, serum seti, pamuk, gazlı bez, enjektör, katater, kedi, köpek taşıma kutusu. Dernek merkezimize gönderebilirsiniz: Halaskargazi Mh. Zafer Sk. 24B Şişli/İstanbul”

Can Dostlar19Ocak Dunyadanbihaber

Seferihisarlı hayvanseverlerden oturma eylemi

İzmir’in Seferihisar ilçesindeki hayvanseverler, son dönemde giderek artan usulsüz toplamalar ve siyaset dünyasından yükselen hayvan hakları karşıtı söylemler üzerine harekete geçti. 

Seferihisar Doğa ve Hayvan Dostları Derneği (SEHAYDER ) öncülüğünde ilçede üç gün boyunca oturma eylemi düzenlendi. Eylemin ilk gününe SEHAYDER Başkanı Fevziye Kanat Özkan ve dernek üyelerinin yanı sıra Seferihisar Kent Konseyi Başkanı Sevil Ege ve konsey üyeleri, CHP Seferihisar Belediye Başkan Aday Adayı Senem Gürer Solak, Zafer Partisi Seferihisar İlçe Başkanı İnci Paksoy ve vatandaşlar katıldı.

Cumhuriyet Meydanı’nda biraraya gelen grup “Hayvan Hakları İhlallerine Dur De” sloganıyla siyasetçilere ve hayvan karşıtlarına seslendi. 

SEHAYDER Başkanı Fevziye Kanat Özkan, gerçekleştirdikleri eylemle ilgili şu açıklamayı paylaştı:

“Ülkenin birçok yerinde yapılan vahşi uygulamalara karşı tepkimiz var. Kimi siyasetçilerin hayvanlara karşı kışkırtıcı, kin ve nefret söylemlerini şiddetle reddediyoruz, kınıyoruz. Bunu oturarak, sessizce dile getirmeye çalışıyoruz. Bu arada ülkemizde hatta kentimizde müstesna bir ilçede bile ruh hastası grupların kedilere inanılmaz derecede işkenceler yaptıklarını görüyoruz. Emniyet güçlerimiz teyakkuz halinde, suçluları birer birer yakalıyorlar. Ama bunlar nasıl ortaya çıktı? Kim finanse ediyor? Kim kışkırtıyor? Bu çok önemli. Asıl konunun derinliklerine inmemiz gerekiyor. Bu konuda bütün hayvan korumacıları uyarıyoruz. Çok dikkatli olsunlar” dedi. 

Can Dostlar19Ocak Bizimgezegen

Şişeden temiz su değil plastik içiyoruz

Okyanuslardan dağların zirvelerine kadar her yerde bulunan mikroplastiklerin yarattığı tehlike giderek artıyor. Ekosistemlere yayılan mikroplastikler, içme suları ve besinlere ulaşıyor. Proceedings of the National Academy of Sciences bülteninde yayımlanan yeni çalışmaya göre şişelenmiş sularda tahminleri aşan miktarlarda mikroplastik parçacıklar bulundu.

Columbia Üniversitesi’nden bilim insanları şişelenmiş sulardaki nanoparçacıkları incelemek için yeni icat edilen Uyarılmış Raman Saçılımı (SRS) adı verilen bir mikroskobi yöntemini kullandı. Buna göre ünlü şişe su markalarında litre başına ortalama 240.000 adet tespit edilebilir plastik parçası tespit etti. Sonuçlar litre başına 110.000-370.000 arasında parçacık bulunduğunu ve %90'ının nanoplastik, geri kalanının mikroplastik olduğunu gösteriyor. 

Yeni bulguların önceki tahminlerden 10-100 kat daha yüksek çıkması sağlık endişelerini de beraberinde getirdi. 5 milimetrenin altındaki mikroplastikler ile bir metrenin milyarda biri kadar olan nanoplastikler kan dolaşımına karışabiliyor ve buradan organlara gidiyor. Hatta plasentadan geçip, fetüse girebiliyor. Mikro ve makroplastiklerin ekosistemler ve insan sağlığına etkilerine yönelik araştırma sayısı yeterli değil; ancak çalışmalar toksik etkilere yol açabileceğine işaret ediyor.

Can Dostlar19Ocak Kulagimizakupe1

“Hoşunuza gitsin ya da gitmesin, biz insanlar hemcinslerimize ve dünyanın her yerindeki diğer bitki ve hayvanlara bağlıyız. Hayatlarımız iç içedir.”

- Carl Sagan (Bilim insanı/Yazar)