Tüm dünyada kahve en çok tüketilen içeceklerin başında geliyor. Ülkemizde de artık adım başı kahveci var. Milyonlarca insan haftada en az bir kez bu dükkanlardan tek kullanımlık kağıt veya köpük bardaklarda kahve satın alıyor. 

Herkesin sabah işe giderken veya dışarda yürürken kahvesini elinde taşımasına imkan veren o bardaklar maalesef çevre için tahminlerin ötesinde bir risk oluşturuyor.

Geçtiğimiz gün The Guardian’da okuduğum bir makale bu konuyu öyle güzel ele almış ki, sizlerle paylaşamasam olmaz.  

*

Günümüzde kahvecilerin en çok kullandığı tek kullanımlık bardaklar strafor veya kağıttan üretiliyor. Uzmanlar üretimden nakliyeye kadar tek kullanımlık bardakların önemli miktarda enerji gerektirdiğini ve bunun da çevresel bozulmaya katkıda bulunduğunu belirtiyor.

Tek kullanımlık  kahve bardaklarının tarihi hayli ilginç. 

Bu tip bardakların ilk örneği kağıttan yapılmış. 1918'deki İspanyol gribi salgını sırasında insanlar ortak kuyulardan veya çeşmelerden su içiyordu; kağıt bardaklar hastalık bulaşımını azaltmak için daha hijyenik bir yol olarak icat edildi. 

1960'larda polistiren köpük icat edildi ve işler değişti. Kahve satan dükkanlar, içeceklerin ısısını daha uzun süre koruduğu için polistiren köpüğe yani strafora yöneldi.

1980'lerde bugün dünya kahve endüstrisinin en büyük zinciri olan Starbucks rotayı polistiren köpük bardaklardan kağıt bardaklara çevirdi. Marka normal siyah filtre kahvenin yanına birçok farklı kahve türü eklemişti ve bu kahvelerin üzerindeki köpüğü korumak için kağıt bardaklara sığacak özel bir kapak da tasarladı. Diğer kahvecilerin de bu formülü takip etmeleri uzun sürmedi.

Can Dostlar Kose

Bu bardakların çevreye verdiği zararı iyi anlamak içinse bazı rakamlara göz atmak lazım.

Tek bir strafor bardağın üretilmesi yaklaşık 33 gram karbondioksit emisyonuna yol açıyor. Bugün sadece ABD’de her yıl yaklaşık 3 milyon ton polistiren üretiliyor ve bunun %80'i çöpe gidiyor. Polistirenin parçalanması ise yaklaşık 500 yıl alıyor. 

Kağıt bardaklar çevre için daha iyi görünse de 2023'te yapılan bir araştırma, bunların atıldığında plastik kadar zehirli olabileceğini ortaya çıkardı. Bunun nedeni de kağıt bardakların sadece kağıttan yapılmıyor olması.

Kağıt bardaklar sıcak sıvının dışarı sızmasını önlemek için plastik bir kaplamaya sahip; bu da geri dönüşümlerini zorlaştırıyor. Bir de buna kağıt bardakların üzerine konulan plastik kapakları eklediğinizde ortaya çevre için zararlı bir ürün çıkıyor. 

Masum ve çevreci görünen kağıt kahve bardaklarının içerdiği plastik astarın parçalanması onlarca yıl alabiliyor ve bu süreçte mikroplastikler çevreye karışıyor. 

Buna bir de her yıl 16 milyar kağıt bardağı üretmek için 6,5 milyon ağacın kesilmesini ekleyelim. Bir araştırmaya göre, tek bir kağıt bardak yaklaşık 110 gram karbondioksit salınımına eşit geliyor.

Yani özetle en küçük modern zevklerimiz bile doğanın felaketi haline gelebiliyor. 

Can Dostlar Kutukose

Kuzey Işıkları bu yıl en parlak halinde olacak

 Kuzey Işıkları veya diğer adıyla Aurora Borealis'in bu yıl, Solar Maksimum olarak da bilinen 11 yıllık güneş döngüsünün zirvesi nedeniyle en parlak halinde olacağı öngörülüyor. Güneş rüzgarlarının dünyanın manyetik alanıyla etkileşiminden kaynaklanan Solar Maksimum adı verilen doğal olay, özellikle yüksek enlemli Arktik bölgelerde muhteşem ışık gösterileri üretiyor. Çok daha yoğun ve sık aralıklı kutup ışıklarının izlenebileceği en iyi lokasyonlar ise Norveç, İsveç, İzlanda ve Kanada'nın bazı bölgeleri olarak sıralanıyor. Bu bölgelerde Nisan başına kadar olan kış aylarında ışıklar en parlak halini alacak.

Can Dostlar DunyadanbihaberDoğa Derneği’nden “Leopar Sazanı Yaşamalı” çağrısı

Dünya Doğayı ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği (IUCN) tarafından yayınlanan ve 300 balık türünün yer aldığı kırmızı listede bulunan; “dünyanın en çok aranan 10 kayıp balığından” biri olan leopar sazanı (Luciobarbussubquincunciatus) Dicle’de görüldü. Doğa Derneği dünyanın en nadir canlılarından biri olan leopar sazanının giderek daralan yaşam alanlarının korunması gerektiğini bildirerek şu açıklamayı paylaştı: “Leopar sazanı, 2011’de Hasankeyf’te 2012’de Siirt’te görülmüştü. Ilısu Baraj Projesi, Dicle Nehri Havzası’nda 450 kilometre uzunluğunda bir alanı yok etti. Proje, hem nehir ekosistemine hem de leopar sazanı ve onun gibi nesli tehlikede olan türlere zarar verdi. Leopar sazanı, 11 yılın ardından Dicle Nehri’nin yok edilmemiş son kısmında yeniden bulundu. Doç. Dr. Cüneyt Kaya ve Dr. Münevver Oral, gazeteci Metin Yoksu ve balıkçı Mehmet Ülkü’nün ortak çalışmasıyla varlığı kanıtlandı. IUCN tarafından kırmızı listeye alınan leopar sazanı, Shoal Doğa Koruma Örgütü tarafından dünyanın en çok aranan 10 balık türünden ikincisi olarak listelenmişti. Bu keşif bölgenin endemik ve tehlike altındaki türler açısından önemini tekrar ortaya çıkardı. Ancak Dicle Nehri’nin son doğal kısmını Cizre HES projesi tehdit ediyor. Bölgenin hemen koruma altına alınması, buradaki ekosistemin ve son kalan türlerin yaşam hakkının tanınması gerekiyor.”

Amazon yağmur ormanları kuraklığın pençesinde

Gezegenimizin küresel ısınmaya karşı en hayati savunmalarından biri olan Amazon yağmur ormanlarında iklim değişikliği nedeniyle büyük tahribat yaşanıyor. Yeni bir araştırmaya göre 2023 yılında yağmur ormanlarında son 50 yılın en kötü kuraklığı meydana geldi. Bilim insanları kuraklığın ana nedeninin insan kaynaklı iklim değişikliği olduğunu bildirdi. Genellikle "gezegenin akciğerleri" olarak tanımlanan Amazon, ısınan karbondioksitin atmosferden uzaklaştırılmasında önemli bir rol oynuyor. Ancak hızlı ormansızlaşma, burayı aşırı hava koşullarına karşı daha savunmasız hale getirdi. Araştırmacılar, Amazon'daki kuraklıkların nadir olmadığını ancak geçen yılki olayın "istisnai" olduğunu söylüyor. Ekim ayında, dünyanın en büyük nehirlerinden biri olan Rio Negro, Brezilya'daki Manaus yakınlarında kaydedilen en düşük seviyesine ulaşarak 100 yıl öncesine ait işaretleri geride bıraktı.

Amazon, iklim değişikliğine karşı bir tampon olmasının yanı sıra, dünyadaki türlerin yaklaşık %10'unu içeren zengin bir biyolojik çeşitlilik kaynağı ve ayrıca daha keşfedilmemiş birçok türü barındırıyor. İklim bilimi uzmanları fosil yakıtları kullanmaya devam edersek, çok yakında 2 derecelik bir ısınmaya ulaşılacağını ve yaklaşık her 13 yılda bir Amazon'da benzer kuraklıklar görüleceğini kaydetti.

Can Dostlar Kulagimizakupe

“Hayvanlar insanlar gibi davrandığında ya da insanlar hayvanlar gibi davrandığında şaşırma çünkü her hayvanın içinde bir insan ve her insanın içinde de bir hayvan vardır!”

― Mehmet Murat İldan (Oyun Yazarı)