İzmir’in kendine has özelliklerini ara sıra yazarım. Demokrat bir kenttir. Buraya göç etmiş yurttaşları mutlaka bir gün “İzmirli” yapar. Siyasette kimseye teslim olmaz. Merkez soldan, merkez sağ siyasete kadar birçok partiyi bu kent iktidar yapmıştır.
44 yıllık bir gazeteci olarak İzmir’e olan hayranlığımı ifade etmem gerekirse, “Cumhuriyet’i kuranlar, onun için savaşanlar, canını vermekten çekinmeyenler” gibi boyunduruk altına alamayacağınız yapısını öne çıkarırım.
Bu kentte dinsel inançlarını yerine getirenlerle, getirmeyenler arasında çatışma yaşanmaz. İsteyen oruç tutar, namaz kılar, istemeyene de dokunmaz. Toplumu rencide etmediği sürece kimse kimsenin giyimine kuşamına karışmaz. Yukarıda sayamadığım daha birçok neden İzmir’i Türkiye’de farklı bir noktaya taşır.
İzmir’in yapısal durumu, bazı siyasetçilerin hiç hoşuna gitmez. Zaman zaman İzmir’e “Gavur İzmir” diyenler çıkar. İzmirli bu sözleri kullananlarla da ilgilenmez. Yüzyıllar boşunca farklı kültürlerden gelen insanlar bu kentte hoşgörü içinde yaşamayı bilmişlerdir. Ege ve Akdeniz’in en makul en sıcak insanları buradadır.
Gurur verici kenetlenme
Geçtiğimiz günlerde Göztepe’nin Süper Lig’de rakibi Trabzonspor oldu. Bu maçı izlerken finalde rakibini eksik kadroyla yenen Göztepe’nin sevincini görmeniz gerekiyordu. Ancak, en güzeli Gürsel Aksel Stadı’nı dolduran binlerce seyircinin Cumhuriyet ve Kurucu liderimiz Mustafa Kemal’e olan inançlarını dile getirmeleriydi. Göztepe futbolcuları, yabancı oyuncuları ve teknik ekibi, yöneticileri ile birlikte stadı “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” sloganı ile terk etti. Cumhuriyet haftasına denk gelen maçın sonucu bir yana, atmosferi görülmeye değerdi. Türkiye’nin her yöresinden İzmir’e gelenler, stadyumda Atatürk’e minnetlerini sloganlarla dile getirdi. Bu tabloyu gördükten sonra şu cümleyi kurdum. Çok yaşa Mustafa Kemal Atatürk, çok yaşa Cumhuriyet, çok yaşa Göztepe’nin inançlı taraftarları.