Yaklaşan seçimde, öncekilere oranla CHP’nin birçok avantajı var ve belirleyeceği strateji çok önemli. Beklentiler çok fazla, çünkü…

AKP ilk kez ikiye bölünmüş durumda ve tek başına iktidar olamama olasılığı çok yüksek. Artık başlarında karizmatik, heyecan yaratan, uzun boylu bir lider yerine; halkın dilini konuşamayan, uyku getiren, 23 Nisan başbakanlarını andıran biri var. Yolsuzluklar, ekonomik çöküş, işsizlik de cabası…

CHP’nin verdiği vaatler kötü değil, ama yetersiz. Ayrıca, halk yerine getirilmemesine öyle alıştı ki, verilen vaatleri pek fazla umursamıyor… Yapılacak bazı eylemlerin oy getirisi, vaatlerden çok daha yüksek olacaktır.

Kılıçdaroğlu’nun ilk yapması gereken Davutoğlu’na “İstediğin televizyon kanalında geç karşıma, tartışalım ki halk kim daha iyi görsün” diyerek düelloya davet etmek. Kabul ederse işi çok kolay; kabul etmemesi durumunda ‘hesap verememekle’ ve ‘korkmakla’ suçlayarak yıpratabilir. Başta ‘AKP Cumhurbaşkanı Erdoğan’ olmak üzere, zenginleşen AKP’lilerin ve aile üyelerinin bu kadar parayı nereden buldukları mutlaka sık sık sorulmalı… Bu konuda Bülent Arınç’ın söyledikleri de anımsatılabilir.

İkincisi, AKP’yi en güçlü olduğu yerden, ‘din’ üzerinden vurmak; başta Erdoğan olmak üzere, AKP yönetiminin büyük bölümünün ‘Gerçek İslam’dan iyice uzaklaştıklarını, yaptıklarının ‘Müslümanlık’ ile bağdaşmadığını halka anlatmak… Bu konuda CHP’nin eli çok güçlü... Alınan rüşvetler, yapılan yolsuzluklar, halk aç ve işsizken kendi keyifleri için yapılan saraylar ve israf, suçsuz oldukları halde yaşamlarını veya sağlıklarını yitiren insanlar, yıllarca babasız kalan veya babalarının cenazelerine gidemeyen insanların kul hakları… Bu konuda İhsan Özkes’in yanında, halkın tanıdığı ve dürüstlüklerine inandığı iki ismin konuşmaları da çok etkili olacaktır. Bu isimler Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk ve özellikle Gezi Olayları sırasında geniş kesimin sempatisini kazanan İhsan Eliaçık. Kendinin değil, halkın çıkarı için çalışan dürüst ve ahlaklı CHP’lilerin; kul hakkı yiyerek, devlet kaynakları ile zenginleşen, lükse batan, Allah ile aldatan AKP’lilerden çok daha ‘Müslüman’ oldukları anlatılmalı, halka.

Üçüncü koz ise Ordu’nun ve Adalet sisteminin yıpratılmasından ve ‘Çözüm’ bahanesi ile ayrılıkçı Kürt hareketinin güçlenmesinden AKP’nin sorumlu olduğu gerçeği... Başta ‘Donanma’, ‘Ordu’nun yıpranmasının ardından, 152 adanın Yunanistan tarafından işgal edilmesine ve Güneydoğu’da ayrılıkçı güçlerin palazlanmasına dikkat çekilmeli. Hedef kendileri olana kadar, Ordu’yu ve Adalet’i bu hale getirmekle suçladıkları Cemaat ile can ciğer kuzu sarması oldukları da ayrıca anımsatılmalı.

Atila Sertel Meclis Yolunda

Adaylığı Yüksek Seçim Kurulu tarafından düşürülen CHP'den İzmir 2. Bölge 6. sıra milletvekili adayı Atila Sertel'in itirazını değerlendiren Anayasa Mahkemesi dosyayı esastan görüşme kararı aldı. Türk Hukuk Kurumu Başkanı Sabih Kanadoğlu ve Eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden YSK’nın kararının hatalı olduğu görüşünde birleşti.

Kanadoğlu Ne Diyor?

Kanadoğlu’nun “Başbakan’ın Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar görevinden ayrılmaması yasalaşırken, bir gazetecinin adaylığının düşürülmesi, en başta anayasanın eşitlik ilkesi ile seçme ve seçilme hakkına aykırıdır. ‘Başbakan için böyle, gazeteci için böyle’ demek doğru olmaz” sözlerine hak vermemek olanaksız.

Sertel’e, Anayasa Mahkemesi üzerinden ‘aktarmalı’ Meclis yolculuğunda iyi şanslar...

Haftanın Sözü:

Politika gerçekleri yadsıyıp yalan söylemek değil, gerçeklerin istediğiniz yanını göstermektir.” Winston Churchill