Geçen gün bir arkadaşım Buca'da belediye tarafından parklara koyulan su ve mama odaklarının bazılarının ne kadar pis olduğundan bahsetti. Bana; “İnsanlar evlerindeki yemek artıklarını getirip o odakların içine bırakıyor. Hayvanlar da yemezse eğer kuruyup odakların kullanılmaz hale gelmesine yol açıyor” dedi. Aslında buna benzer örneklere ben de sık sık rastlıyorum. Hayvanlara yardım edelim derken, onlar için yapılan hizmetleri kullanışsız hale getirmemeye özen göstermeliyiz. Mama odakları daha çok kuru mama ya da sulu olmayan yiyecekler için uygundur. Kuru mama bittiğinde geriye temizlenmesi gereken artıkları kalmaz. Böylece hem hijyenik olur hem de odakların daha uzun ömürlü kullanılmasını sağlar. Eğer koyduğumuz yemek artıklarını ertesi gün gelip kontrol edemeyecek, pislik kalmışsa temizleyemeyeceksek özellikle 'sulu' yemek artıklarını, bu mama odaklarına bırakmamalıyız. Ayrıca bazı su odaklarının da içine mama konulabiliyor, lütfen mama koymadan önce odakların tam olarak ne için konulduğuna dikkat edelim. Sokak hayvanlarına yardım ederken, çevre temizliğine de özen göstermeliyiz. Sonuçta, hem insanlar hem de tüm canlılar daha temiz bir çevrede yaşamayı hak ediyorlar.

* * *


Hazır konu açılmışken, çevremden duyduğum ve birçok kişiden sık sık aldığım emailler üzerine köpek sahiplerine de bir çağrıda bulunmak isterim. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve kimi ilçe belediyeleri büyük park ve rekreasyon alanlarına köpek sahipleri için torbalar koyuyor ve uyarı yazıları ile çevrenin temiz tutulmasının önemine vurgu yapıyor. Belediye oraya torba koymasa bile her birimizin çevreyi temiz tutma konusunda sorumluluğu var. Köpeğimizi gezdirmeye çıktığımızda lütfen arkamızda pislik bırakmayalım. Bu hem köpek sahibi olarak hem de bir vatandaş olarak bizim görevimizdir.

* * *


Ben hayvanları seven, onlara bakan, koruyan herkesi aynı zamanda bir doğasever olarak da kabul ediyorum. Bana göre hayvan ve doğa sevgisi birbirinin yakın dostu iki kavram. Doğayı oluşturan ve onun ayrılmaz bir parçası olan, bu dünyanın rengi ve zengilliği olan hayvanları sevenler elbette ağaçları, ormanları, çiçekleri, nehirleri, denizleri, temiz havayı da sevecek. O halde çevreyi korumak, temiz tutmak bir hayvanseverin ihmal etmemesi gereken vatandaşlık görevlerinin başında geliyor. Çevre dediğimizde bugün maalesef beton içine sıkışmış olsa da kent merkezlerimiz de giriyor. Az sayıdaki parkımıza, rekreasyon alanımıza gözümüz gibi bakmalı, bu alanların çoğaltılmasına yürekten destek vermeliyiz.