Geçtiğimiz hafta başında Manisa’da Avrupa Pediatri Birliği işbirliği ile gerçekleştirdiğimiz Çocuklar İçin Güvenli Gıda (SAFFI) Sempozyumu’nda doğru bildiğim yanlışların bulunduğunu fark ederken, çok sayıda yeni bilgi de edindim. İnsan öğrendikçe, ne kadar az şey bildiğini anlıyor. Öğrendiklerimden en önemlisi şu: ‘Sağlıklı beslenebilmek ve besleyebilmek için, iyi bir araştırmacı olmak; aldığımız besinlerin kaynağını, avantaj ve dezavantajlarını bir dedektif gibi iyi araştırmak zorundayız.’

YUMURTA ve BALIK

Köy yumurtası veya doğal yumurta olarak satılan ürünlerin daha sağlıklı olduğunu sanırdım. Oysa nerede gezdiği ve neyle beslendiği belli olmayan tavukların yumurtalarında ağır metallerin bulunma riski daha yüksekmiş. Araştırdığımda, maliyeti daha yüksek olsa da özellikle çocuklar için organik yumurta daha mantıklı geldi. Erişkinlerde yüksek selenyum ve omega-3 içerenler de önerilebilir.

Pahalıya satılan barbunya ve dil balığı gibi dip deniz balıklarının ağır metal taşıma riskleri yüksekken, sardalye, hamsi, istavrit, palamut gibi balıklar mevsiminde ucuz, güvenli, Omega-3 açısından zengin ve daha avantajlı. Kaliteli yemle beslenmiş kültür balıklarının avantajı ise her zaman erişilebilir olmaları.

SÜT ve YOĞURT

Süt ürünlerinin sağlıklı olmasında, hayvanların sağlıklı beslenmeleri, özellikle son dönemde antibiyotik tedavisi görmemiş olmaları, sütün sağma işleminden tüketiciye ulaşmasına kadarki sürede mikropla temasının önlenmesi ve pastörizasyon veya UHT gibi yöntemlerle dezenfeksiyonun sağlanması önemli. Mahalle sütçüsünden alınan süt, inanılanın aksine, her yönden en risklisi. Özellikle çocuklar için önerim, eğer pastörize süte ulaşma olasılığı yoksa, UHT süt kullanımı yönünde. Son zamanların modası çiğ süt tüketimine hocalarımızın neredeyse tümünün önemli itirazları var.

Yoğurt ve ayran da atalarımızdan bize armağan, harika besinler. Kemiklerimiz için gerekli kalsiyum ve mineralleri taşıması, probiyotik özelliği, kolay bozulmamasının yanında, hafif ve orta düzeyde laktaz yetmezliği olanların da süt yerine tüketebilmeleri, avantaj... Endüstriyel yoğurtların katkı maddeleri nedeniyle kolay bozulmadığı söylentileri gerçeği yansıtmıyor; güvenilir firmaların yoğurtlarının bozulmama nedeni, içindeki bakteriler ve daha steril koşullarda üretilmiş olmaları.

SU ve PLASTİK

Özellikle sıcak ortamda ve güneş altında bekleyen pet şişe ve damacana sularında, suya karışan bisfenol adlı madde, sağlık açısından son derece zararlı; en sakıncalısı da yarım litrelik pet şişeler. Önerimiz, evlere su arıtma sistemi kurulması; suların, diğer yiyecek ve içeceklerin saklanmasında cam şişe ve kapların tercih edilmesi…

NİŞASTA BAZLI ŞEKER ve GDO

Türkiye’de ‘nişasta bazlı şeker’ olarak bilinen, asıl adı yüksek früktozlu mısır şurubu (YFMŞ) olan ürünün doğal olmadığını, eser miktarda da olsa cıva içerdiğini ve sağlığa zararlı olduğunu yazmıştım. Konuşmacılarımızdan İzmir Milletvekili Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır, bu ürünlerde kullanılan mısırların genetiği değiştirilmiş (GDO) olma riskine de dikkat çekti; Türkiye’de sadece hayvan yemi olarak ithaline izin verilen GDO’lu mısır ve soyanın başka alanlarda da kullanılıyor olmasından endişe ettiğini dile getirdi.

Manisa’daki sempozyum bize farklı meslek gruplarının uyum içinde çalıştığı ‘Tek Sağlık Anlayışı’nın değerini, özellikle tıp doktorları ile gıda mühendislerinin birlikte çalışmalarının ve üretici firmalarla iletişim içinde olmanın gereğini kanıtladı. Avrupa Pediatri Birliği Başkanı Prof. Dr. Massimo Pettoello Mantovani sempozyumdan çok memnun kalınca, ikincisini, daha geniş ve planlı bir biçimde, yakın zamanda İzmir’de gerçekleştirme kararı aldık. Sempozyuma yoğun ilgi gösteren öğrencilerimizden kendilerini geliştirmeye ve öğrendiklerini halka yaymaya istekli olanlara burs vererek, çocuklarımızın daha sağlıklı büyümelerine katkı sağlayacak firma ve şahısların desteğini bekliyoruz. Öğrencilerimiz böylece hem Atatürk’ün ‘en gerçek yol gösterici’ olarak nitelediği bilimin ışığıyla aydınlanacaklar, hem de bu ışığı başkalarına yansıtabilecekler.