Birileri, diğerlerine göre hain.
Diğerlerine göre de birileri trol.
Başka birilerine göre ise, diğerlerinin tamamına yakını vatansever değil.
Bir başkasına göre ise vatansever olmayanlar aynı zamanda hain ama bir yandan da gizli trol.

***

Memleket sevdası böyle görünüyor artık.
Kendinden olmayan herkesi olmayacak düşüncelerle suçlamak kolay çünkü.
Kimi kimden ayırt edebileceğimizin ölçüsü kaçmış.
Sesi gür çıkan “haklı” olarak algılanıyor.

***

Dün 30 Ağustos Zafer Bayramı idi, yarın da Kurban Bayramı.
Birini diğerinden “değerli” görmek aslında “ahmakça” bir fikir ama gelin görün, toplumun bir bölümü için 30 Ağustos, bir başka bölümü içinse Kurban Bayramı daha önemliymiş gibi gösteriliyor.
Toplumda cehaletin yaygınlaşmasıyla, aklın yerini hurafelerin almaya başlamasıyla, özellikle ülkeyi yönetenler “durumdan vazife çıkarır” hale geldiler.
İşsizlik, enflasyon, ticaret kısaca ekonomik verilerle oynayarak “mutluluk” havası verirler.
Bunun için de en çok medyayı kullanırlar.
Amerika'nın Pentagon'u bile, bundan sonra ülkeleri işgal etmek/karıştırmak için silahlı kuvvetler yerine “medya gücünün” kullanılması kararını vermiş.

***

Memleketin hali ne ise, bizim medyanın da hali aynen o.
30 Ağustos ile Kurban Bayramı arasında tercih yapmışlar.
Tercihlerine göre de kim kimdir diye gayet net ayırabiliyorsunuz zaten.
Bence iki günün de gazetelerinden örnek alıp saklamak, ileride özellikle de medya eleştirisi yapacaklar için bulunmaz nimet...

***

Bir gün öğretmen dersteyken öğrencilerine bir soru sorar:
“Çocuklar, bir ağaçta 5 kuş vardı. Taş attım ve 2 tanesi öldü. Sizce geriye kaç kuş kaldı?”
Öğrenciler arasından biri parmak kaldırır ve öğretmenin sorusuna yanıt verir:
“Öğretmenim siz taş attığınız için hiç kuş kalmaz. Çünkü hepsi korkar ve kaçar...”
Bu cevabın üstüne öğretmen öğrencinin yanlış yanıt verdiğini ve ağaçta 3 kuş kaldığını bildirir. Fakat öğretmen öğrencisinin bakış açısını sevdiğini belirtir.

***

Öğretmenine verdiği yanıtın beğenilmemesine içerleyen öğrenci, dersin ilerleyen saatlerinde tekrar parmak kaldırır.
Öğretmeninin izin vermesinden sonra ayağa kalkar ve “Öğretmenim bir soru da ben sorabilir miyim?” der.
Öğretmenin “Tabii ki sorabilirsin” yanıtından sonra öğrenci:
“Öğretmenim sokakta üç kadın var ve üçü de dondurma yiyor. Bu kadınlardan biri dondurmayı ısırıyor, biri yalıyor, diğer biri ise dondurmayı sütlaç üzerinde yiyor. Sizce aralarından hangisi evlidir?” der.
Öğretmen bu soru karşısında kızar, fakat öğrenciler önünde küçük düşmemek için yanıt verir:
“Dondurmasını sütlaç üzerinde yiyen...”
Öğrenci gülümser ve şu yanıtı verir:
“Hayır öğretmenim. Parmağında alyans olan evlidir ama bakış açınızı sevdim...”

***

Hayat, “birilerin” bakış açısına göre değil, kendiniz olarak yaşadığınızda anlamlı olur.
Tutuklu gazetecileri “unutmadan” haksızlıklara karşı “dilsiz şeytan” olmayanların çoğaldığı memleketimizde, nice 30 Ağustoslar ve Kurban Bayramı dileklerimle...