15 Temmuz öncesi Türkiye’nin yarısı FETÖ’ye sempati ile bakıyordu, bu tarihten sonra aynı ‘yarı’ en büyük FETÖ düşmanı kesildi. AKP iktidardan düşünce, ki yaklaşıyor, benzer bir durum yaşanır mı?

AKP’den ayrılıp parti kuran Davutoğlu ve Babacan’ın bugün söylediklerine bakacak olursak, yaşanabilir. Düşünün; 1982’deki Anayasa oylamasında halkın yüzde 91,4’ü desteklemişti, cunta rejimini. Bugün arasanız yüzde 0,4 bulamazsınız.

Erken Seçim Yaklaştıkça Destek Azalıyor

Erken seçim yaklaşıyor ve görünen o ki bu seçim, hükümetin isteğiyle değil, buna zorunlu kalması ile gerçekleşecek. Erdoğan’ı seçime zorlayacak kişi ise muhtemelen Bahçeli olacak. MHP’nin yayın organı Türkgün gazetesi yazarı Yıldıray Çiçek’in 15 Temmuz tarihli yazısındaki şu haklı eleştirilere dikkat:

“‘FETÖ, CHP içine kamp kurdu’ diye mücadele sadece oraya odaklanmamalı, siyasi ayağı AKP’de, MHP’de, HDP’de, BBP’de, İP’te, Gelecek’te, DEVA’da, Saadet’te kimde varsa ortaya çıkarılmalı ve hesabı sorulmalıdır. Siyasi iktidar ve yargı bunun kararlılığını göstermelidir. ‘Herkes kendi FETÖ’cüsüne sahip çıkmalı, korumalı’ şeklindeki çarpık, adaletsiz ve ucube mantık bırakılmalıdır.”

MHP Milletvekili Cemal Enginyurt’un şu sözleri de ilginç: “Cumhur ittifakından başka bir şey söylemiyoruz. Biz her söze başladığımızda Sayın Cumhurbaşkanı diye başlıyoruz. Ama bu arkadaşlar bizi yok sayıyorlar. Her yerde yok sayıyorlar. Belediyelerde, sokakta, siyasette yok sayıyorlar.”

Hükümete uzun süredir destek veren Perinçek’in “Türkiye'nin 500 milyar dolara yaklaşan bir dış borcu var. Ve her yıl ciddi bir dış ticaret açığı, ödemeler açığı var. Ve dış borç da bu yüzden büyüyor. İflas noktasına geldi.” şeklindeki AKP’yi eleştiren sözleri de AKP’nin yakında iyice yalnız kalacağının kanıtı.

DEVA – Gelecek – AKP Gidecek

AKP’den kopuşlarla, özellikle Babacan’ın DEVA Partisi oy toplamaya başladı. Davutoğlu’nun sert eleştirileri de kopuşları hızlandırıyor. Bu süreç erken seçim yaklaştıkça hızlanacak ve kaçınılmaz ekonomik çöküş erken seçimi zorunlu kılacak. Ve AKP, tıpkı ANAP gibi, hızla çökecek.

Ne Yapmalı?

Farklı düşündüğümüz konuları bir yana bırakıp, aynı düşündüğümüz konular üzerinde yoğunlaşmalı; “Söz konusu vatansa, gerisi teferruattır” diyerek, birleşmeliyiz. Laf değil iş üretmeli; ayakları yere basan gerçekçi projelerle halka umut aşılamalıyız. Önceden AKP’ye oy vermiş olan seçmenlere dostça yaklaşmalı, bizlerle birlikte olurlarsa, ‘Her şeyin çok daha güzel olacağı’ konusunda onları ikna etmeliyiz.