ABD kurulurken, bir grup vatandaşın “Delegeler ne tür bir hükümet oluşturuyorlar?” diye sorması üzerine, kuruculardan Benjamin Franklin tarafından verilen bu yanıtın Türkçe karşılığı şu: “Eğer onu koruyabilirsen, bir cumhuriyet”

Franklin’e göre cumhuriyeti korumak ve kollamak tüm vatandaşların görevi. Herkes bu konuda aktif olmalı ve özgürlüğü hak etmeli: “Bir parça geçici güvenlik elde etmek için temel özgürlüklerinden vazgeçenler, ne özgürlüğü hak ederler ne de güvenliği.”

Trump Azledilmeli

Azletmek de yetmez; mutlaka yargılanmalı. Cumhuriyetin ve demokrasinin değerlerini ayaklar altına aldığı; bu değerlerin simgesi olan Meclis binasının basılmasından, biri polis, beş kişinin ölmesinden sorumlu olduğu için!

Demokrasi ile iktidara gelenler, kaybettiklerinde gitmeyi de bilmeliler; bilmiyorlarsa o koltukta oturmamalılar.

Neden ABD için de “Çözüm: Atatürk”?

Sadece Türkiye için değil, ABD için de “Çözüm: Atatürk”; çünkü her iki ülkenin kuruluş felsefeleri aynı. Kanıtı, Mustafa Kemal’in Cumhuriyetin kurulmasından dokuz ay önce, 26 Şubat 1923’te Amerikan Senatosu oturumunda okunan mesajı: “Büyük Amerikan Ulusuna- Siz zulüm ve zorbalığı kendi vatanınızdan uzaklaştırdınız… … Yer kürenin diğer tarafında diğer bir ulus var ki, o da aynı özgürlük, aynı bağımsızlık ve aynı demokrasi uğrunda mücadele ediyor, kan döküyor…  …Özgürlük ve bağımsızlık uğrunda savaşan ve tıpkı sizler gibi dünyada ilerleme ve adaleti sağlamak için samimi bir surette mücadele eden Türk halkına kalbinizi açık bulundurunuz.”

ABD’liler, Atatürk’ün demokrasi ve cumhuriyet gibi kavramların değerini gençlere anlatabilmek için yazdığı ‘Medeni Bilgiler’ adlı ders kitabından da yararlanabilir: “Demokrasi ilkesinin en çağdaş ve en akılcı uygulamasını sağlayan hükümet biçimi cumhuriyettir. Cumhuriyette Meclis, Cumhurbaşkanı ve Hükümet, halkın özgürlüğünü, güvenliğini ve rahatını düşünmek ve sağlamaya çalışmaktan başka bir şey yapamazlar… …iktidar makamına saltanat sürmek için değil, millete hizmet için getirilmişlerdir… …Millete karşı durum ve görevlerini kötüye kullandıklarında, şu veya bu şekilde milli iradenin, kendi haklarında da uygulanmasıyla karşı karşıya kalabilirler. Millet tarafından, millet adına devleti yönetmekle görevlendirilenler için, gerektiğinde millete hesap verme zorunluluğu, laubali ve keyfi davranışlarla bağdaştırılamaz.”

Franklin gibi Atatürk de cumhuriyetin iyi korunması gerektiğini düşünüyordu ve Türk savcılarına bu özel görevi verirken, sadece onların unvanlarının başına ‘Cumhuriyet’ sözcüğü eklendi. 1925’te ‘Cumhuriyet’ savcılarını şöyle uyardı, Atatürk: “Sınırsız bireysel özgürlük ve kişisel çıkar peşinde olanlar, kendi emellerini, çıkarlarını ulusun yüksek çıkarları ve özgürlüğünden üstün tutanlardır. Sınırsız kişisel özgürlükler, kişisel çıkarlar, uygar ve düzenli toplumları, devletleri yıkarak anarşiyi ve çoğunlukla da zorbalığı yaratır.”

ABD Fabrika Ayarlarına Dönmeli

Yıl 1784, İngiltere ile barış görüşmelerini sürdürmek için Fransa’da bulunan Benjamin Franklin, ABD Kongresi’nin ülkeye simge olarak ‘Kel Kartal’ı seçmiş olmasından hoşnut değildir; keşke ‘Hindi’ olsaydı der ve nedenini kızı Sally’ye (Sarah Bache) yazdığı mektupta şöyle açıklar: “Ben ‘Kel Kartal’ın ülkemizi temsil eden bir simge olmamasını dilerdim. O, kötü ahlaklı karakteri olan bir kuş. Geçimini dürüstçe sağlamıyor. Onu, bir nehrin yakınındaki ölü ağaçların üzerine tünemiş, kendisi için avlanmayacak kadar tembel bir biçimde, balık avlayan ‘Şahin’in emeğini izlerken görebilirsiniz; sonunda bu çalışkan kuş, avladığı balığı yuvasındaki eşine ve yavrularına taşırken ‘Kel Kartal’ ona saldırır ve avını elinden alır. Tüm bu adaletsizliğin yanında hile ve hırsızlık yapan insanlar gibi sefil ve sıklıkla çok alçaktır.”

Son Söz

ABD cumhuriyet ve demokrasiyi korumak için Trump’ı azletmeli ve yargılamalı. Fabrika ayarlarına dönüp, ‘Kel Kartal’ gibi davranmaktan vazgeçerse; Fethullah Gülen ve benzerlerine verdiği desteğin onda birini Atatürkçülere verirse, sadece ABD ve Türkiye değil, tüm dünya çok daha yaşanabilir ve güzel olur.

Not: “Başlık neden İngilizce?” diye sorabilirsiniz. Öncelikle Amerikalıların dikkatini çeksin diye. Ayrıca, yıllardır Türkçesini anlamayanlar, belki İngilizcesini anlarlar!