Gençlerin önünü tıkamamalı, yöneticiler.

Zamanında bırakmayı bilmeli...

Geçtiğimiz günlerde, sekiz yıldır çok severek yaptığım bir görevi, sevgili dostum Prof. Dr. Metin Korkmaz’a devrettim, mutlulukla. Görev, Türk Mikrobiyoloji Cemiyeti Parazitoloji Çalışma Grubu Başkanlığı idi. Grubu kurma görevi verildiğinde iki hedef belirlemiştik: Sempozyumlar düzenlemek ve birlikte çalışmaları gerekirken, birbirine uzak duran mikrobiyoloji ve parazitoloji çalışanlarını yakınlaştırmak...

İki yılda bir, önce ulusal, sonra uluslararası katılımlı, ardından uluslararası birer sempozyum düzenledik. Konuları belirlerken, farklı disiplinleri bir araya getirmeyi amaçladık. Altıncı yılda belirlediğimiz hedefe ulaştığımızı düşünüyordum ve görevi devretmek istemiştim. Bırakmak istiyordum; çünkü hedefe ulaştıkça hevesim azalmaya başlamıştı. Metin’in “Lütfen iki yıl daha yap” ricasını, “Ama bu son” diyerek kabul ettim, yine de.

Hedefleri daha da ileri götürebilmek için Uluslararası Seyahat Göç ve Enfeksiyon Sempozyumu’nu mikrobiyoloji-parazitoloji işbirliğiyle gerçekleştirdik ve çok olumlu tepkiler aldık. Mikrobiyolog dostlar da bizlere olan güvenlerini, Türk Mikrobiyoloji Cemiyeti’nin yeni yönetim kuruluna iki parazitolog birden seçerek gösterdi. Önceden doktora öğrencim olan Prof. Dr. Özgür Kurt ve Sevgili Prof. Dr. Fadile Zeyrek bizleri temsil edecekler. Genç ve dinamik başkanları, sevgili Prof. Dr. Barış Otlu ile yeni yönetim kurulunun başarılı olacaklarına inancım tam.

Gelişmiş ülkelerde belli makamlardaki yöneticilerin orada en çok 7-8 yıl oturmalarına izin veriliyor. Geri kalmış toplumlarda ise, yöneticiler kök salıyorlar, koltuklarında… Kök saldıkça, vazgeçilmez olduklarını ve bu işi başkalarının gereğince yapamayacaklarını düşünmeye başlayıp, koltukları iyice sahipleniyorlar.

Sistem kurarken, koltukların aynı kişiler tarafından yıllarca işgal edilmelerini önlemeye özen göstermekte yarar var. Seçimler yararlı, ama aşırı hırslı kifayetsiz muhterislerin rekabetin dozunu ayarlayamamaları sonucu, kuruma zarar vermelerini de önlemek gerek. Gelecek dönem başkanını önceden belirleyen sistemler bu bakımdan daha avantajlı. Başkan olacağını önceden bilen kişinin, kendini bu göreve hazırlayabilmesi de önemli bir avantaj.

Özetle…

Kendinden başka hiç kimsenin o koltuğu yeterince dolduramayacağını sanan, kök salmış sevgili yöneticiler!

Sadece kendinizi düşünmekten vazgeçin. Kımıldayın biraz; kalkın koltuklarınızdan. Açın gençlerin önünü!

Bakın, nasıl ivme kazanacak kurumlarınız…

HALK SAĞLIĞI GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE TEBRİK

Sağlık Bakanlığı’ndan sevindirici bir haber geldi. Türkiye’de yeterince önem verilmeyen zoonotik (hayvan kaynaklı) hastalıklar konusunda, Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü tarafından son derece önemli adımlar atıldı. İlgilileri tebrik ediyorum. Avrupa ülkelerinde 1960’lı yıllarda evcil hayvan kuduzu son bulmuşken, Burhaniye gibi modern bir kasabamızdaki bir inekte kuduz saptandı, geçtiğimiz hafta. Alınacak çok yol var. Umarım birlikte başarılı sonuçlar alırız.