Yeni yıla "erken seçim" fısıltıları ile girdik... 
Son Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan fısıltıları kesip, bunun tarihini 24 Haziran 2018 olarak açıkladığında ufak tefek homurdanmalar oldu...
"İttifaklar, iltifatlar ve ithamlar" birbirini kovalarken "iftiraların" uçuştuğu fırtınalı bir dönem içinde birbirimizi hayli hırpaladıktan sonra işin vahametini anladık!
Anlayacağınız sayılı günler tez geçti. Ama siyasi tarihimizde insanların birbirlerini bu kadar hırpalayıp, sarf ettikleri kural dışı sözlerle gelecek nesillere kötü örnek oluşuna da sanırım hiç rastlamamıştık. Üstelik seçilme yaşının 18'e indiği bu dönemde, bu yaştan bir adayın da listelerde aday olması bizleri hayli endişelendirdi! 
Bir yanda "Cumhurun", diğer yanda "Milletin ittifakı" için meydanlara çıkanlar adeta "nerde çokluk, orda... "  dedirtmeye başladı... 
İtham, iftira ve hınç kampanyalarının sloganı haline gelen "Namussuz, şerefsiz, namert" sözcükleri arasında sandığa doğru gidiyoruz...

***

Evet, bugün Haziran'ın biri; yani çift pusulayı tek zarfa koyup sandığa atacağımız milli göreve tam 24 gün kaldı...
Geçen hafta cuma günü yazdığım köşe yazımın "Politikaya neden girilir" şeklindeki başlığı okuyucularımın hayli ilgisini çekmiş olmalı ki, hayli mesaj aldım. Dolayısıyla yazımın içindeki şu fıkrayı tekrarlamak istiyorum:
Politikaya neden girilir?
"Önce dünyalığı yapmak için."
"Ya sonra?"
"Sonra da paçayı kurtarmak için devam edilir." 
Değerli okuyucularımdan Mustafa Derici diyor ki; 
"Üstadım eline sağlık. Peki biz politikaya gireceksek ne için girelim? Saygılarımla"
Zafer Adıyaman da şöyle yazmış; "Hayat Tıpkı bir balıkçının dediği gibi; Rastgele... !!! Cumanız mübarek olsun, hayırlı günler. Bursa'dan selamlar..."
Benim ironime, aynı yollu mesaj gönderen bu ve diğer dostlarıma teşekkür ederim.

***

Günümüz insanı, gerçekten trajik bir gerilim içinde yaşıyor... Gördüğüm pek çok asık yüzlü, çatık kaşlı, somurtkan insanlar gülmeyi bırakın, gülümsemeyi bile unutmuş durumda. Bunu aşmanın yolu yok mu? Elbette var; gülmek, ağız dolusu, doya doya kahkahalar atarak gülmek...
Liderlerin kıyasıya birbirine saldırdığı, yüz yüze bakamayacak sözler sarf ederek geçirecekleri önümüzdeki 24 gün için sizleri gevşetecek bir fıkra daha nakledeyim:
Seçim nutku...
"Politikacının biri seçim arefesinde, seçim için yazdığı nutku evinde prova ediyordu. Karısının karşısına geçip gür sesiyle bütün nutku okudu. Gülerek sordu: Karıcığım, Peki ne anladın?" 
Kadın: "Gülmenden başka bir şey anlamadım!"
Politikacı: "Öyle ise, tam istediğim gibi olmuş.!"

***

İzmir Milletvekili sevgili dostlarım Atila Sertel, Mustafa Balbay, Tuncay Özkan, Necip Kalkan, Aytun Çıray ve de diğerleri sanırım tüm okurlarım gibi "Kıssadan hisse" diyerek bu yazımı değerlendireceklerdir. 
Tüm okurlarım, yaşadığımız şu gergin ortamın 24 gün sonraki pazar sabahında sandığa koşup, namuslu oylarınızla, çocuklarımızın ve de güzel ülkemizin geleceği için temiz oylarınızı sandığa atacağınızı biliyorum. 
Siyaset ortamı gergin... Ama pozitif olmalıyız, dolayısıyla 24 Haziran'da olaya iyi tarafından bakın...
Saygılarımla.