Yine bir seçim ortamına girdik.
Önce Meral Akşener, ardından da Muharrem İnce adaylıkları toplumda “umut” yansımalarını getirdi.
4 partili “Millet İttifakı” açıklaması, mevcut iktidarı “huzursuz” etti.
Verilen her demeçten, bütün tv konuşmalarından hakaret, tehdit, azarlama, baskı, kutuplaştırma ifadeleri yağıyor.
Yükselen her demokratik tepkiyi, kendine benzemeyeni -düşmanlaştırmalı- yaftalamalar karşılamaya başladı;
“Darbeci’’, “Vatan haini”, “FETÖcü”, “Münafık”, “Şer Cephesi”.
Tabii ki “Dış Güçler Algısı”…
Aynen referandumdaki gibi; bildik!..
En kabasından, yakışıksız kullanılan dille!
Bir yandaşın şu ifadesinden de net görüleceği şekilde; “Siyonist Haçlı İttifakı’nın baş taşeronu din ve vatan düşmanı HDP+CHP’ye (Cehenneme Hazırlama Partisi) uşaklık yapacaklara destek olacak ahmak ve hainlerden değiliz elhamdülillah.”
Böylesi ortamı germek “sorumsuzluk” değil de nedir?

***

İktidar partisinin her türlü aktivitesi, ilçe kongreleri bile tv kanallarında canlı yayınlanıyor.
Ama muhalefet adaylarının mitingleri, açıklamaları TRT dahil hiçbir kanalda verilmiyor.
CHP Adayı Muharrem İnce böyle devam ederse 130 vekille TRT’ye yürüyeceklerini, mitinglerini tv’lerin önünde de
düzenleyeceklerini ifade etti.
Neticede; 180 ülke arasında Küresel Basın Özgürlüğü endeksine göre 157'nci sırada yer alan ülkemizde “eşitsiz yarışma” koşulları!..
“Ne Avrupa’da ne de diğer ülkelerde Türkiye’de basın kadar özgür bir medya var” demiyor muydu yöneticilerimiz ülkedeki medyanın yüzde 90’nın -iktidar propagandası yapan gazete ve tv’ lerden oluştuğunu- unutarak!
Yaşasın çok kanallı tek sesli medyamız(!)

***

İletişim Uzmanı Dr. Sedef Kabaş, “AKP döneminde neler şahlandı” diye sorup attığı tweette sıralamış;
“Dolar, Avro, Dış Borç, Zamlar, Yoksulluk, İşsizlik, Rüşvet, Yolsuzluk, Rant, Hukuksuzluk, Biatçılık, Kadına Şiddet, Fuhuş, Uyuşturucu, Cehalet, Küfür, Din Sömürüsü, Yalan Medyası, Talan Ekonomisi, Arapçılık, IŞİD, PKK, Şehit Sayısı ve ATATÜRK Düşmanlığı.”
Ne doğru!

***

OHAL'de daha da otoriterleşen Türkiye Şahlanıyor!..
Hangi Türkiye?
Ülkenin en büyük değerlerine İki Ayyaş’ı yapıştıranların.
95 yıllık Cumhuriyet’e “reklam arası” diyenlerin.
Gazeteci cezaevine dönüşen.
Bir tarafta “tezek” deyip, sonra “Daha çok demokrasi”li,
“Birimiz özgür değilse değerleri de olamaz”
Manifestosu’yla nutukların uçuştuğu.
Bankaların hortumlandığı, rüşvet havuzlarının kurulduğu.
Milyarlarca doların kaynak kullanıldığı.
Kentleri imar cinayetlerine kurban giden.
Üniversitelerinin bölündüğü, akademisyenlerin pazarda çamaşır, limon sattığı, taksi şoförlüğü yaptığı.
Otomobil kaçakçısının, mafyöz kılıklıların, madenci tekmeleyen danışmanların, 50 milyon rüşvetle anılan bakanların AKP’den vekil olmak için sıraya girdiği.
Son tahlilde -sanki- ülkeyi 16 yıldır CHP yönetiyormuş gibi;
“Ahdim olsun ki; faizler, enflasyon ve cari açık düşecek.
Türk ekonomisi dış şoklara ve finansal saldırılara
daha dirençli hale gelecek. Türkiye’nin yatırım cazibesi
mutlaka yükselecek!” vaadinde bulunanların Türkiyesi!
Pardon; Batı’nın bile kıskandığı İleri Demokrasili
Yeni Türkiye’si!..

***

Türkiye Şahlanıyor; haberiniz var mı?