Söz yapısı, doğası gereği  ağızdan bir kez çıkar; bu yüzden  söylenen sözü geriye almak olası değildir. İnsanoğlu da seslerden söze geçmiştir; sözü donatmış, biçimlemiş, özümsemiş, söze eylem, söylem gücü katmıştır. Söz birliği, söz dağarcığı, söz dalaşı, söz dizimi, söz ebesi, söz sahibi, söz sırası, sözün kısası, sözünün eri…

Yaşamımızın her alanında  bu  duygulu, içli sözlerle de az buluşmadık. Acı söz,  ön söz,  sav söz, son söz, tatlı söz, atasözü, namus sözü, şeref sözü… Bir erdem birikimine imza attığımız söz öbekleri… Söz açmak, söz almak, söz atmak, söz geçirmek, söz kesmek, sözü dağıtmak,   söze boğmak, sözünü bilmek… Söz üstüne ne çok söylesek yetersiz kalırız. Bu bağlamda söylene söylene, deneyerek günümüzde gelen atasözlerini de hiç unutmayız. Söz sözü açar, söz de Bilsen Başaran’ı. Sesin, sözün, anlatının ustasını… “S/özün İzi”ni usla, yaşam direnciyle ören, “sözü sözde” yaşatan, “sözün gümüş kapısını” açan bir yazın emekçisidir Bilsen Başaran.
“Sözün kanatları olduğuna, bilimin saptayabildiği hızdan daha çılgın bir hızla yol alabildiğine, soluk aldığına yani canı eti kemiği tini olduğuna inananlardan”dır.

***
Berfin Bahar Dergisi İsmet Arslan yönetiminde 28 yıldan bu yana İstanbul’dan ses veriyor, yazın-sanat-ekin alanında  önemli bir görev yapıyor. Benim de ilgiyle, beğeniyle izlediğim derginin Mart 2023 tarihli 301. sayısının dosya konusu yazın emekçisi dostum Bilsen Başaran’dı.   
Ahmet Özer, Hülya Soyşekerci, Zeki Büyüktanır, Zehra Ünüvar da “kişiliği ipekle örülmüş, şiir ve öyküde yazın ustası” Bilsen Başaran’ı anlatmışlardı. Ben de yukarıda bir bölümünü alıntıladığım yazımla Bilsen Başaran’nın yazınsal, sanatsal yaşamına değin söz etmiştim.
Sözü işlevsel kılan, “Söz sözde yaşar” diyen, “s/özün izi”ni süren Bilsen Başaran dostları, okurları Berfin Bahar’ın bu sayısını bulsunlar, okusunlar isterim.    
Kuşkusuz derginin sayfaları arasında okunacak güzel öyküler, denemeler, tanıtımlar, şiirler, değinmeler de olduğunu söylemeliyim.
     
'SÖZ DEMİ' BULUŞMALARI

Söz sözü açar derler ya. Sözü 'SÖZ DEMİ'ne de getirmeden olmaz.
Her şey iki yazın emekçisi dost İlhan Soytürk ve Eşref Karadağ’ın elebaşılığıyla ortaya çıktı, sofra kuruldu.
Sofra bildiğiniz gibi değil; söze, anlatıya, şiire, ezgiye, anılara, anmalara açık. Her ayın ilk Cumartesi günleri  şair, yazar, gazeteci dostların kurtlarını dökme, söyleşme, özlem giderme, güncel konulara bulaşma buluşmaları.
Bu buluşmalara bir de ad koyduk: Söz Demi. Hem sözü demliyoruz, sözü  güzel eyliyoruz, sözü sevgiyle çoğaltıyoruz hem de sofrada ince ince demleniyoruz.
Sayıları da artıyor her geçen ay bu buluşmalarımızın. Katılımcıları sunayım sizlere: Osman Akbaşak, Selami Şimşek, Yunus Bekir Yurdakul, Bedri Karayağmurlar, Salim Çetin, Atila Köprülüoğlu, Esat Erçetingöz, Dr. İsmail Akkol, Dr. Korhan Bayram, Atila Er, Talat Aydilek, Ali Özpalanlar, Mehmet Mahzun Doğan,  Ümit Yaşar Işıkhan, Durmuş Taşdemir,  Erkan Sevinç, Mustafa Sarı, İlhan Soytürk, Eşref Karadağ.     
Bir de defteri var Söz Demi’nin. Her buluşmada güne değgin duygular, düşünceler güncelleniyor, belgeleniyor, defter de demleniyor. Belli olur mu, bir bakarsınız bir gün Söz Demi Söyleşileri bir kitaba da giriverir.

ORHAN VELİ’DEN BİR 'SÖZ' ŞİİRİ

Evet söze başladık, şairde söz biter mi? Söz sözü açtı, söz göğü kucakladı, o zaman söz şiirin de yolunu açsın. Yolumuzu bir “Garip”e, Orhan Veli’ye düşürelim diyorum. Sözümüz tatlansın:
“Aynada başka güzelsin, / Yatakta başka; / Aldırma söz olur diye; / Tak takıştır, / Sür sürüştür, / İnadına gel, / Piyasa vakti, / Muhallebiciye. / Söz olurmuş, / Olsun; / Dostum değil misin?”