Yılın ilk günü, güzel konulardan bahsedelim, 2022’ye umutla adım atalım isterdim ama Türkiye’nin gündemi malum: Sokakta hayvan olmalı mı, olmamalı mı? Sokak hayvanlarını toplayıp, her açıdan yetersiz ve son derece kötü koşullardaki barınaklara kapatmak çözüm mü? Bunu çözüm olarak görmek vicdani mi?

***

Şu konuda hepimiz hemfikiriz: Gaziantep’teki korkunç olay asla savunulamaz. Minik Asiye’nin başına gelenler hepimizi kahretti. Saldırgan ve agresif karakterli köpeklerin ağızlık ve tasma olmadan dolaştırılması; üstelik çocukların olabileceği ortamlara sokulması hem insan hayatını tehlikeye sokuyor hem de tüm hayvanların yaftalanmasına yol açarak masum canları riske atıyor.

Gaziantep’teki olayın aslında tek suçlusu var: Köpeklerin sahibi!

Ama maalesef bu olayın faturası döndü dolaştı, yine sokaktaki gariban canlara kesildi! Tüm sokak hayvanlarının toplanarak bakımevlerine gönderilmesi söz konusu.

***

Gönül isterdi ki binlerce yıl içinde bizzat bizim tarafımızdan evcilleştirilen köpekler ve kediler sokakta sahipsiz yaşamak zorunda olmasın…

Gönül isterdi ki, her hayvanın onu seven bir insan ailesi; sıcak ve güvenli bir yuvası olsun.

Maalesef sokaklarda açlık var, hastalık var, milyon tane tehlike var.

Sokaklar böyle de peki barınaklar ne halde, derseniz oradaki durum daha da beter!

***

Barınak veya bakımevi denildiğinde sizin zihninizde ne canlanıyor bilmiyorum ama barınaklar hiç de öyle “sıcak” ve “sevgi dolu” yuvalar değil!

Türkiye’deki bakımevlerinin çoğu hayvanların küçük kafeslere hapsedildiği, beton veya fayans zemin üzerinde yaşayıp toprağa, çimene veya herhangi bir yumuşak zemine hasret kaldıkları, koşup oynamayı unuttukları, hepsine yetecek kadar mamanın olmadığı, soğuk ve karanlık ortamlar. Hayvanların birbirini parçaladığı ya da hastalıktan bir köşede ölüp gittiği, cesetlerininse günler sonra kafesten alındığı yerler.

Ülkemizde “iyi” denilebilecek bakımevlerinin sayısı parmakla sayılacak kadar az. Öte yandan kötü bakımevlerinin bile sayısı tüm sokak hayvanlarını barındırmaya yetmiyor.

Türkiye’nin bakımevi gerçekleri ortadayken tüm sahipsiz canların toplanıp buralara gönderilmek istenmesi nasıl bir çözümdür?

***

Sahipsiz hayvanların yaşam koşullarını en iyi bilenler, onları en çok sevenler; onlar için en çok mücadele edenlerdir… Sadece ben değil tüm hayvan severler isterdi ki sokaklarda sahipsiz, gariban hayvan olmasın! Her evcil hayvanın güvende olacağı bir yuvası olsun.

Asıl konuşulması gereken konu masum canları hapsetmek değil böyle bir hayali gerçekleştirmenin yolları olmalı.

Her belediyenin kısırlaştırma merkezi kurmasıyla ve merkezi yönetimin de desteği ile eşzamanlı etkin kısırlaştırma yapıldığında, popülasyonu kısa sürede kontrol altına almak mümkün.

Üretimi bir süreliğine durdurarak, hayvan satışını yasaklayarak, merdivenaltı ticaretin önüne geçerek sokağa terk oranlarını ciddi anlamda aşağı çekmek mümkün.

STK’larla ve gönüllü hayvanseverlerle işbirliği yaparak hayvanların yaşam şartlarını basit adımlarla iyileştirmek mümkün.

Hayvanları barınağa hapsetmek çözüm değil, vicdansızlıktır.