Acı acı gülümseyerek anlatsan bile ifadesi zor.
Evrensel Gazetesi’nin İzmir Bürosu’na 13 Ağustos’ta 10 el ateş ederek terör estiren tutuklu sanık İsa Can Biler tahliye edildi.
Esasen tahliyeyi geçen duruşmada bekliyorduk. Şaşırmıştık. Yoksa inandırıcılığını çoktan yitirmiş adalet, hiç değilse bu davada mı tecelli edecekti.
Yok yanıltmadılar. İki duruşma arası bir ay geçmeden, deliller toplanmadan tahliye.
Kurşun atmış, mermilerle ‘ayağınızı denk alın sizi öldüreceğiz’ diye tehdit etmiş, önemi yok.
‘Adli suçlu 100 gün içeride yattı işte’ denilerek serbest. Bu arada bir kaç örnek.
FURKAN 201 GÜN TUTUKLU KALDI!
Genç meslektaşım Furkan Karabay mesela. Tam 201 gün tutuklu kaldı ve nihayet serbest bırakıldı. Tutuklanma gerekçesi neydi; YouTube kanalındaki yayınları ve sosyal medya paylaşımları (özellikle X/Twitter’daki tweet’leri).
İstanbul Büyükşehir Belediyesi soruşturmaları, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanması ve kayyum atanması süreci soru işaretleriyle doluydu ve o da bunları yazdı. Sözleri başkaları için nasıl bir kurşun olduysa.
Hakikatlerden korkanların sığındığı limana döndü iddianamesiz tutukluluk.
ALTAYLI DAHA TEHLİKELİ!!!
4 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırılarak tutukluluğunun devamına karar verilen gazeteci Fatih Alltaylı’nın sözlerinin toplum üzerindeki etkisi de demek ki kurşundan ağır.
Gazetecilerin mesleki faaliyetleri nedeniyle hapis cezası alması gerçek ‘demokratik ülkelerde dava bile açılmayacak sözler’ olarak tanımlanırken bizde ateşli silahlardan tehlikeli sayılıyor.
Altaylı, tahliye olduğunda gazetecilik yerine eleştirdiği kişilerin kapılarını kurşun yağmuruna tutmaz umarım!!!
YOKSULLARA İLAÇ YAZDI, HAYATI KAYDI
Yoksul ailelerinin çocuklarından muayene parası almadığı ve ilacı biten çocuklara rapor tarihinden önce ilaç verdiği için tutuklanan Prof. Dr. Ayten Erdoğan’a cezaevinde şeker hastalığına karşı kullandığı ilaçlar verilmedi. 63 yaşındaki Prof. Dr. Erdoğan, merdivenlerden düştü ve kriz geçirdi. Ama şimdi düşünün, ne büyük bir suç işlemiş, devleti karşısına almış.
Sevgili hocam, ‘yüce sistemimiz halkı, çocukları yoksul bırakıyorsa vardır bir hikmeti’ demediniz.
Siz niye sisteme çomak sokuyorsunuz, ha şa siz mi düzelteceksiniz?
Çıkınca oyuncak silah dağıtın çocuklara.
Ama söyleyin kimseyi vurmasınlar etrafa ateş ederek gözdağı versinler yeterli, en fazla 100 gün içerdeler.
Büyüyüp doktor olacaklarına.
İSA’YI SALAN ADALET, ELİF’İ TUTUYOR
İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Sinema-TV mezunu, iletişim ve belediyecilik alanında doktora sahibi İpek Elif Atayman 19 Mart’tan bu yana 258 gündür tutuklu.
Elif, bırakın hayatında eline silah alıp kurşun atmayı, maytap sıkamaz. Usulsüzlük, yolsuzluk onun lugatında olmaz. Zaten 2021 yılında ayrıldığı görevi gerekçe gösterilerek yargılanıyor.
Hem de ne zorluklarla geçti, geçiyor cezaevi günleri. Şimdi okuma yazma bilmeyen kadınlara eğitim veriyor ve anlaşılan hata yapıyor. Bilinçlenmeleri ne büyük tehlike!!
Elif, eli silahlı kurşun yağdırandan neden daha tehlikeli bulunuyor ?
Bilmiyoruz, çünkü hala iddianame ortada yok!
Bu durum Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve Anayasa ihlali, 258 gün geçti ne ile suçlandığı bilinmiyor.
HA İSA, HA MUSA
Bu arada, Evrensel’in kapısına saçılan kurşunlara dair topla(ya)madıkları delillerin bir kısmı, bir kaç mermi çekirdeği Evrensel Temsilcisi sevgili Özer Akdemir’in elinde.
Verse de almıyorlar, isteyen de yok.
Gerçi tetikçi İsa, Musa ne fark eder, tetiği çektirenlere ulaşamadıktan sonra!!!
Yazıda ne kadar çok ünlem kullandım değil mi?
Ünlem haykırış demektir, önüne konulan akıl dışı yaklaşımları külliyen reddetmektir.
Başkasına yönelik kucaklayıcılığın pervasızca aşındırıldığı, kurşunların ve hatta mafya babalarının düşünen, mesleğini yapan gazetecilerden sinsice masum gösterildiği bir dünyada; gazetenin kapısında hala duran kurşunlar kapının değil demokrasinin nasıl delik deşik edildiğini gösteriyor.
O küçük deliklere yakından bakarsanız siz de hissedeceksiniz, ‘çürüyen adaletin’ kokusu keskin geliyor.