Bir insanın kendini iyi hissedebilmesi için kuşkusuz en önemli şey ruh sağlığı. Kendinizi kötü hissettiğiniz, hiçbir şey yapmak istemediğiniz, inanılmaz bitkin hissettiğiniz zamanlar aklınızdan ilk geçen şey hasta olacağım ya da çok yoruldum demek oluyor. Hayır aslında ruhunuzun biraz ilgiye ihtiyacı var, hepsi bu. Ancak çoğu kişi bunun farkında olmamakla birlikte ruh sağlığını korumak için hiçbir girişimde de bulunmuyor. Oysa ki herkes gibi onun da biraz ilgiye ihtiyacı var. Ruh da çiçek gibi, siz sulamazsanız o da size bir şey vermeyecek ve küsecek..

Ruhunuzla barışmanın ilk altın kuralı spor yapmak. Mutluluk hormonlarınız artacak, aynadaki bedeninizi iyi görmek ruhunuza da iyi gelecek, üstelik tüm organlarınız da size teşekkür edecek. Size önerim kick boks yapmak. Çünkü bana göre stresinizi tamamen atıp kendinizi kuş gibi hissettiğiniz başka bir spor dalı yok. Ayrıca kendinizi korumayı öğrenmek de yanınıza kalacak.

İkinci kural; müzik dinleyin! Müzik, ruhun gıdasıdır diye boşuna dememişler. Ben şahsen şu yazıyı bile müziksiz yazamıyorum. En kötü ve en iyi zamanlarımıza hep müzikler eşlik etmiştir. Tabii ki ruhunuza iyi gelen müziği en iyi siz biliyorsunuz. Lütfen ruhunuzu aç bırakmayın.

Üçüncü kural; hayvanlarla vakit geçirin. Çoğu kişinin fobisi olabilir ama bunu aşmak tamamen sizin elinizde. Mesela bir sokak köpeğinin karnını doyurmanın verdiği huzuru başka hiçbir şeyde bulamazsınız. O masum bakışlarıyla size teşekkür ederken ruhunuz beslenecek.

Dördüncü kural; isyan etmeyin. Başınıza gelen kötü olaylarda veya yaşadığınız tersliklerde hemen isyan bayraklarını çekmeyin. Sonuca odaklanın ve nasıl çözebilirim diye düşünün. Her şeyin bir çözümü mutlaka vardır. Bu durumlarda öfkelenmek ruhunuzu yaralamaktan başka hiçbir işe yaramayacak.

Beşinci kural; kendinizi sevin. Sabah uyandığınızda aynadaki görüntünüze gülümseyerek bakın. Ruhunuz da hemen size gülerek karşılık verecek ve harika bir günün başlamasını sağlayacaksınız.
Altıncı kural; insanlara yardım edin. Yardım etmek ne kadar karşı tarafa yapılan bir eylem gibi görünse de, aslında kişinin kendine verdiği en güzel hediyelerden biri. Sizin kendinize olan güveninizi ve inancınızı artıracak. Birilerinin hayatına dokunabilmek sizin hayatınızı güzelleştirecek.

Yedinci kural; doğaya karışın. En azından ayda 1 kere şehir hayatından kurtulup doğayla iç içe bir gün geçirin. Temiz hava sizi kendinize getirecek.

Sekizinci kural; olumlu düşünün. Bu tabii ki Polyannacılık demek değil. Ancak aklınızda kötü senaryolar yazmak yerine evrene olumlu mesajlar gönderin. İnanın çok işe yarayacak. Bunu yaparsanız düşüncelerinizin size geri döndüğüne şahit olacaksınız.

Dokuzuncu kural; gülümsemekten korkmayın. Güler yüzlü olmak insanlara verdiğiniz güzel enerjinin size dönmesini sağlayacak. İçten gelen bir gülümseme belki de hayatınızdaki her şeyi değiştirebilir.
Son kural; teşekkür edin. Hayatınızda sahip olduğunuz her şey için şükredin. Size iyi veya kötü şeyler yaşatarak tecrübe kazanmanızı sağlayan herkese teşekkür gönderin.
**
Son olarak;
Ruhu hasta olmayanın bedeni hasta olmazmış..
Ruhunuzu beslemeyi öğrendiyseniz her zaman bir adım öndesiniz.
Eğer öğrenmediyseniz hadi siz de deneyebilirsiniz..