Bayramın üçüncü günündeyiz. Bayram sevinci tüm günlerimize bulaşsın, her günümüz barışla, sevgiyle, özgürlükle, dayanışma ve paylaşmayla yaşansın isterim. Savaşsız, kansız…
Gerence’de Eylül akşamlarının serinliği var. Bana bayram gibi geliyor o hınzır yaz sıcaklarından sonra bu ince serinlik.
Bugün 14 Eylül. Tarih dedenin sakallarını sıvazlayınca, bugüne denk düşen kimi olayları anımsadım.
***
Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.

Cahit Sıtkı'nın 'Otuz Beş Yaş' şiirine de konu olan İtalyan Rönesans Hümanisti, şair, dil kuramcısı ve politikacı Dante Alighieri 14 Eylül 1321’de bu dünyaya veda eder.
Sevgilisi Beatrice’in adını ölümsüzleştirmek için 1300 yılında, yani Dante otuz beş yaşındayken, Beatrice’le ilahi bir yolculuğa çıktığını, bu yolculukta sırasıyla Cehennem, Âraf ve Cenneti gezdiğini varsayarak, İlahi Komedya’yı yazmaya başlar.
İlk dizesi “Hayat yolumuzun yarısında kendimi karanlık bir ormanda buldum” diye başlar. Derler ki Cahit Sıtkı’nın “Dante gibi ortasındayız ömrün” dizesi, Dante’nin İlahi Komedyasındaki başlangıç dizesine bir göndermedir.
***
“Das Kapital” Karl Marks'ın en önemli yapıtlarındandır. “Kapitalist üretim biçiminin ekonomik yasalarının, sosyalist üretim biçiminin öncüsü olduğunu ve sınıf mücadelesinin kapitalist toplumsal üretimden köken aldığını ortaya koymak amacıyla kapitalizmin eleştirel analizi”ni içeren Das Kapital’in ilk cildi 14 Eylül 1867’de yayımlanır.
***
1971’de askeri darbe sonucu Demirel hükümeti devrilmiş, Nihat Erim başkanlığında bir hükümet kurulmuştur. Bu hükümetin sola karşı baskı uygulaması, Aşık Mahzuni Şerif’i rahatsız eder. 'Erim erim eriyesin/Sürüm sürüm sürünesin' dizelerinin yer aldığı bir türkü yapar. Ne demek başbakana böyle türkü yakmak? Hemen tutuklanır, 14 Eylül 1972’de 10.5 ay cezaya çarptırılır.
***
Gazeteci, yazar ve şair Mehmed Kemal’in Bütün Şiirleri’nin başında, şairin kızı Önce Kurşunlu şöyle der: “‘Dünya Güzel Olmalı’ diye başladı hayatına ve ilk itirazına, yani 1946 tevkifatında hapse girdi. Yedek subaylık hakkı alındı elinden. Sürgüne gönderildi Zara’ya!
Yazmayı sürdürdü ısrarla. Marksist ve komünistti, kaçmıyordu. Şair ve yazar olamadı kimilerinin gözünde; kimileri yazdırmadı. O da gazeteci oldu. On yılda bir tekrarlanan askeri darbelerin sonuncusunda, 1980’de Gayrettepe ve Selimiye’de 63 yaşında gözaltında misafir edildi; ‘Güzel dünyayı General Evren -nah- bilir’ dediği için.
Acılardan yazamadığı günler geldi, yazamadı. Kendi düşüncesindekilerin hiç ama hiç birisinin kapısını çalmadığı bir sonbahar günü, 14 Eylül 1998’de, dünyayı güzel yapamadan öldü.”

Mehmed Kemal anısına saygıyla, ondan bir şiirle:
Dedenin adı Satılmış
Babanın adı Satılmış
Seninki Satılmış
Ben senin sülâleni bilirim
Satılmış oğlu Satılmış