Kedilerin salına salına gezdiği, müşterilerinse kahve çay içmekten çok onları sevmeye geldiği kafeler düşünün. Şu sıralar Avrupa'da gitgide yayılmaya başlayan “kedi kafe” akımı 1998'de Tayvan'da başladı.
Dünyanın ilk kedi kafesinin adı “Cat Flower Garden” yani Kedi Çiçeği Bahçesi.
Kedi kafelerin mantığı, kedi seven ama evinde besleme imkanı olmayan insanların ev gibi bir kafe ortamında kedilerle doya doya vakit geçirebilmesi.
Kimi kafede kocaman rahat koltuklar var, kimi kafede yerler halı kaplı, duvarlara pofuduk yastıklar yaslamışlar ve isteyen yere de oturabiliyor.
Burada garsonlar yanınıza gelen kedileri “pist” diyerek kovalamıyor.
Ya da kedilere yiyecek vermek istediğinizde yan masadan yadırgayan bir bakışla karşılaşma ihtimaliniz sıfır.
Gerçi bu kafedeki kedilerin karnı zaten tok oluyor. İstedikleri asıl şey “sevgi ve oyun.”

* * *

koseAma kedi kafeleri mükemmel yapan özelliği başka. Kedi kafelerin tüylü sakinlerinin tamamı barınaktan sahiplenilmiş canlar oluyor. Kural bu.
Barınaktan sahiplenilen kediler arasında bir zamanlar petshop'tan para ile satın alınan, illaki “cins” olsun diye tutturulan kediler de var. Başkalarının alıp terk ettiği bu canlar kafe sayesinde yeni yuvalarına kavuşuyor. Yani bu güzel mekanlar aslında bir nevi “kurtarıcı” görevini de üstlenmiş durumda.
Kafeler kedilerin rahatça gezip dolaşabileceği, uyuyup oynayabileceği şekilde dekore ediliyor. Kafenin kedileri mutlaka aşılı ve kısırlaştırılmış.
Tabii ki kafelerin mutfağı da yüzde 100 hijyenin sağlanacağı şekilde düzenleniyor. Yani mutfağa kedi girmesi söz konusu değil. Yediğiniz ve içtiğiniz her şey olması gerektiği şekilde sağlıklı.
Kafenin diğer alanlarının gerçek sahibi ise kediler. Siz sadece oraya geliyor ve onların mekanına konuk oluyorsunuz.
Barınak canları olarak sevmeyi ve sevilmeyi çok seviyorlar.
Tayvan'daki ilk kafe açıldıktan kısa süre sonra, turistlerin ziyaret etmeden geçmedikleri bir mekan haline gelmiş.
Dünyanın her yerinden kedisever konukların geldiği bu kedi kafe sonunda bir akım halini almış.
Bugün Amerika'dan Japonya'ya, Meksika'dan Yeni Zelanda'ya, Avrupa'nın hemen her ülkesinden Türkiye'ye kadar birçok yerde benzer formatta kafeler açılmış.
Hatta kedi kafe / cat cafe sözcüğü Oxford sözlüğüne girerek İngilizce'de de kendine yer edinmiş.

* * *

Bu kafelerin sayıları bence bizim ülkede de çoğalmalı. Hem barınak veya sokaktan kediler kendilerine güvenli, bol bol sevilecekleri ve karınlarının doyacağı güzel bir mekan bulmuş olur hem de özellikle evinde kedi bakma imkanı olmayan hayvanseverler kedilerle doyasıya vakit geçirecekleri, sevip oyun oynayacakları yerler olduğunu bilir.