Hayır, onlar İskoç…

Şaka bir yana, bu tip benmerkezci sorular sorulduğunda, verilecek yanıtın bilimsel olması oldukça güç. Ama soruyu şu şekilde sorarsak, ilginç noktalara ulaşabiliriz: “Türklerin ve İskoçların ortak noktaları var mı?” Bu kez yanıtım: “Var, hem de çok…”

Konuyu 6 hafta önceki yazımda önerdiğim ‘Tek Tarih’ anlayışı çerçevesinde tarih, kültür gibi farklı açılardan ele alarak, inceleyeceğim.

İskoçların, özellikle İskit (Saka) Türkleri ile olası ilişkileri çok fazla; en somut kanıt ise Arbroath bildirgesi. Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi’nin de temeli olan bu bildirge, 6 Nisan 1320’de İskoçya Parlamentosu tarafından, Papa’ya sunulmak üzere, bağımsızlık ilanı olarak, Latince kaleme alınmış ve ikinci paragrafında İskitya bölgesinin, İskoçların ana yurdu olduğu açıkça bildirilmiş.

11. ve 14. yüzyıllarda yazılmış kaynaklarda da İskoçlar gibi Kelt kökenli olan İrlandalıların İskitya'dan köken aldıkları yazılı. İngiliz tarihçi Sharon Turner da 19. yüzyılda, Anglosaksonların kökenini İskitlere dayandırmış. Nitekim, en eski Anglosakson destanı olan Beowulf ile Dede Korkut öykülerinin içeriklerinde birçok ortak öge bulunuyor.

Önemli bir kanıt da eski çağlarda konuşulan Almanca’da, İskoçlar ve İskitler için kullanılan sözcüklerin aynı olması: ‘Scutten’

İskoçların milli yemeği ‘haggis’ ile bizim ciğer sarmamızın benzer içerikleri, haggiste işkembeye doldurulurken, ciğer sarmada kuzu iç zarına (gömlek) sarılıyor. Biz işkembeyi çorba olarak tercih ediyoruz.

Tulum ve gaydanın, bu enstrümanlarla çalınan müziklerin ve bu müziklerin eşliğinde oynanan Karadeniz horonu ile İskoç step dansının benzerlikleri çok ilgi çekici.

Benzer adetlerimize gelince… Düğünden sonra gelin arabaya binerken, gelinin babası havaya bozuk para saçıyor ve çocuklar bunları kapışıyor; tıpkı bizdeki gibi. İlginç İskoç geleneklerinden biri de gelin öpene dek, damada içi taş dolu, ağır bir sepet taşıtma. Damadın dayanıklılığını ölçen bu gelenek, Kuzey Ege’deki ‘Hasan Boğuldu’ efsanesini akla getiriyor.

Aklınıza İskoç erkeklerinin giydiği ekose desenli etekler (kilt) de gelmiştir ve “Bu Türklerde yok” diyebilirsiniz. Hayır, o da varmış. İskit erkekleri çocukluktan itibaren sürekli ata bindiklerinden, bir süre sonra kısırlık gelişiyor ve toplumda bu erkeklere kadın gözüyle bakılıyormuş. Onlar da bunu benimseyip, kadın elbisesi giyerlermiş.

Brexit sonrası Birleşik Krallık’tan ayrılmayı düşünen İskoçyalı akrabalarımızla ilişkilerimizi geliştirmemiz ve başta turizm, birçok alanda iş birliği kurmamız çok güzel olmaz mı?