Türkiye'de hayvan hakları ihlali söz konusu olunca akla gelmeyecek olaylarla karşılaşıyoruz. Ancak bu ülkede son birkaç aydır Şırnak'taki katırların başına gelen pişmiş tavuğun başına gelmemiştir.

Şöyle bir özetlemek gerekirse;

Doğuda insanların yaptığı kaçakçılığın faturası katırlara kesildi.

Fatura epey ağır çıktı. Katırlar için mahkemeden görüldükleri yerde "Tiz vurula" kararı çıkartıldı.

Gerekçe olarak, "Bu katırların orijini belirsiz, 'egzotik' hayvan, bizim ülkemizin katırı değil, hastalık taşıyor olabilir, o yüzden de öldürülmeleri doğrudur" denildi.

'Özrü kabahatinden beter' diyeceğim ama, özür de kabahat de birbirinden beter.

İşin aslı, insanların kaçakçılık yapmalarını önleyemediğimiz için, kaçakçılıkta kullanılan katırları öldürdük. Katır olmazsa, kaçakçılık da olmaz hesabı...

* * *


Tabii katırların silahla tek tek öldürülmesi ve konuyla ilgili yürek acıtan fotoğrafların basında yer alması ve internette dolaşması, sadece hayvan hakları savunucularından değil kamuoyunun genelinden de büyük tepki gördü.

CHP'li milletvekili Melda Onur durumu yerinde görmek için Hayvan Hakları Federasyonu- HAYTAP ekibiyle birlikte Şırnak'a gitti.

Onur'un Şırnak Valisi Ali İhsan Su ile buluşmasından bugüne kadar duyulmamış açıklamalar çıktı. Valilik fotoğraflara, tanıklara rağmen katırların bilerek ve istenerek öldürülmediğinde ısrarcı.

Onur, görüşmeden sonra şu açıklamayı yaptı:

"Vali görüşmede bize, katırların vurulup öldürülmediğini, ancak silah sesinden korkup, uçurumdan düştüklerini söyledi."

Yani bir başka deyişle katırlar kendileri uçurumdan atlayarak yaşamlarına son verdiler.

Melda Onur'un açıklamalarından sonra Şırnak Valiliği de bir açıklama yapıp katırların kaçakçılıkta kullanılmasının hayvan haklarına aykırı olduğunu bildirmiş. Çok yerinde bir tespit!

Ancak merak ettiğim bir şey var; katırların kaçakçılıkta kullanılması haklarının ihlali anlamına geliyor da katırlar için "ölüm" emri verilmesi hayvan haklarının neresinde kalıyor acaba?

* * *


Sizin anlayacağınız Türkiye'nin artık bir de “katır sorunu” oldu. Zavallı hayvanlar insanlar tarafından önce kaçakçılıkta kullanıldı. Daha sonra bir kısmı sınır dışına kaçırıldı. Kalanlar hakkında öldürülme kararı çıktı. Onlarcası silahla vurularak öldürüldü. Birkaç tanesi hayvan hakları savunucuları tarafından yaralı halde bulunup tedavi altına alındı. Bir tanesi de dağın bir ucunda mahsur kaldı, kurtarılmasına izin verilmiyor o yüzden de köylüler ellerinden geldiğince gidip besliyor, yaşatmaya çalışıyor hayvanı. Onun durumu da bir tip sürgün yani.

İşte size traji-komik bir Türkiye hikayesi daha.