Yaz, vedaya hazır artık. Eylül'ü ortaladık. Yazdan arta kalan sıcak havanın sonbahara direneceği son haftalardayız.
Bir yaz insanı olarak ne 40 derecelik sıcaklıklar, ne de esintisiz günler yaza olan sevgimi eksiltebiliyor. Deniz, kum, güneş bir yana, upuzun günleri, lacivert geceleri seviyorum. Genelde depresif olan yurdum insanı bile farkında olmadan yazın daha mutlu...
Yazın tek sevmediğim yanı, hayvanları gösteriş aracı olarak kullanan bir takım şuursuzların bu mevsimde türemesi. Ya da sayılarının artması diyelim.
Bu tipler ikiye ayrılıyor. Yaz tatilinde çocuklar oyalansın diye onlara can satın alan ebeveynler ilk grupta. İkinci gruptakiler, yaz başında tüm sezonu gündüz tembellik, geceleri “non-stop” eğlence ile geçiriyor. Yaz mevsimini biraz baharatlandırmak, piyasa yapmak, yanında gezdirdiği dünya tatlısı köpeği veya bahçeye saldığı güzeller güzeli kedisi ile ilgi toplamak, kendisinden “hayvansever” diye bahsettirmek için gidiyor markete, pardon pet-shop'a, basıyor parayı alıyor en “havalısından” bir can.
Yaz boyu her şey güzel. Köpekler, kediler bol bol seviliyor, yemekleri, suları, bakımları yapılıyor.
Sonra, yaz bitiyor. Eylül geliyor. Evli evine köylü köyüne.
Ya hayvanlar? Onlar sokağa...
***
Sokakta büyümemiş, annesi tarafından zorlu şartlara hazırlanmamış bir dolu köpek ve kedi, her gün biraz daha ıssızlaşan yazlık ilçelerde şaşkın, korkmuş halde bekliyor.
Yazın milyonlarca insanın doluştuğu sahil kesimlerinde nüfus onbinlere iniyor.
Geçtiğimiz hafta Gümüldür'deydim. Plajlarda tek tük insan ve maalesef insandan çok köpek vardı. Şimdilik sitelerde hala kalanlar sayesinde karınları doyuyor. Onlar da gidince halleri ne olacak?
Sadece İzmir'de Gümüldür gibi onlarca belde, ilçe var. Yüzlerce can daha “sokak hayvanları kervanı”na katıldı.
Hayvanseverler, gönüllüler, STK'lar hepsine nasıl yetişebilir ki? Mutlaka yerel yönetimlerin elini taşın altına koyması, görevlerini yerine getirmeleri gerekli.
Oysaki uzak ilçe belediyeleri hayvanları toplayıp merkezi ilçelerin sınırlarına atmakta arıyor çareyi... Ve maalesef faili bir türlü bulunamayan toplu hayvan katliamları sıklaşıyor bu dönemde.
“Eşzamanlı kısırlaştırma” talebini yinelemekten; “Çıkarın şu yasayı, yasaklayın petshoplardan hayvan satışını, durdurun üretim çiftliklerini” demekten dilimizde tüy bitti.
Her önüne gelen “can” alamasa, hayvan sahiplenenler kayıt altına alınsa, sahiplenilen her hayvanın bir çipi olsa ve o çipteki bilgiden direkt sahibine ulaşılabilse, sahiplendiği hayvanı sokağa atanlara çok ağır cezalar verilse, belli aralıklarla her ilde, her mahallede eş zamanlı kısırlaştırma yapılsa, böyle olur muydu?
Harekete geçmek için daha ne bekliyoruz?
Haftanın Haberleri

7.7 büyüklüğünde deprem

Myanmar’da deprem kehaneti panik yarattı: Astrolog gözaltında

Meteoroloji'den sağanak uyarısı!

İBB Kent Lokantaları 7 Mayıs Çarşamba Günü Menüsü

Kral Kaybederse dizisindeki Kenan Baran karakteri Eskişehirli çıktı

Son dakika deprem mi oldu? 6 Mayıs 2025 nerede, ne zaman deprem oldu?