Türk Basın Tarihi’nin en önemli isimlerindendir Zekeriya Sertel.
Tüm yaşamını demokrasi ve ifade özgürlüğü uğruna geçirmiştir.
Nâzım Hikmet’in, "Halikarnas Balıkçısı'’nın yol arkadaşıdır eşi Sabiha Sertel ile...
Yılmadan, usanmadan ve korkmadan daima yazmıştır, üretmiştir... Sadece gazetecilik yapmayı düşünmüştür...
İkinci Dünya Savaşı yıllarında Türkiye’nin Nazi Almanya’sının yanında hizalanmasına yazılarıyla karşı koyandır da Sertel!
Bu yüzden matbaası yakılmıştır..
(Tan Baskını 1945)
Yurt dışında sürgünde yaşamak zorunda kalmıştır.
Dört kez zindana atılmıştır. Yüzlerce kez gazetesi kapatılmıştır.

**
Zekeriya Sertel'e göre; gazete bir aynadır.
Gazeteci toplumu, bütün istekleri , bütün dertleri ve kederleri bu aynaya yansıtır.
Bunu namuslu bir gazeteci gibi yaparsa yönetim başındakileri ürkütür.
Bir çok hükümetler aynada toplumun hastalıklarını ve dertlerini görünce sinirlenir.
Aynaya kızarak ona düşman kesilir.
Toplumdaki bozuklukları düzeltecek yerde, aynayı kırmaya kalkarlar.
İşte o vakit, kıyamet sizin başınıza kopar.

**
Sertel'in bir yazısındaki şu cümleler onu anlatmaya yeterlidir;
"Gazetecilik zordur, çetindir ve tehlikelidir.
Ama uğrunda savaştığınız şeylerin zamanla gerçekleştiğini görmek kadar zevkli bir sey olamaz.
Ben bütün gazetecilik hayatımda hep bu dikenli yolda savaştım.
Ölüm, hapis, her türlü işkence, tehdit, hakaret gazeteciyi bekler.
Acı duydum fakat bir gün yılmadım.
Ne çektimse bu yüzden çektim.
Hayatım bitmeyen savaş şeklinde geçti."

**
İşte; 80 küsur yıl önce yapılan gazeteciliktir Zekeriya Sertel’in anlattıkları...
İşte; günümüzde de gözaltına alınan, haklarında sayısız davalar açılan, hapse atılan gazeteciler, yazarlar, şairler...
İşte; en son tutuklanan Fatih Altaylı!
Değişen bir şey yok gazetecinin kaderi noktasında Türkiye’de. Eski’sinde de Yeni’sinde de en çileli meslektir gazetecilik Türkiye’de. Asla kolay iş olmadı gazetecilik!
Oysa gazeteciliğin tek hedefi, her zaman gerçeği ortaya çıkarmaktır.
Meslek, toplumun doğru bilgilenme hakkını sağlama doğrultusunda kamusal bir görev olma niteliği taşır.
Yine meslek ustalarımıza göre; “Birtakım siyasi hesaplarla siyasetçiler arasında “postacılık” yapmanın, iftira atmanın, ‘çamur at izi kalsın’ beklentisiyle toplumu kışkırtmanın, siyasi tezgâhlara alet olmanın gazetecilik ile hiçbir ilgisi yoktur."
“Siyasal ve entelektüel” bir mesleğin sahipleri olarak gazeteciler politik, sosyal, ekonomik konular başta olmak üzere halkı ilgilendiren her konuda haber, yorum, tespitler yapabilir...

**
Bu doğrultuda, Uğur Mumcu’nun memleket ve yurttaş sevgisini, gazetecilik namusunu -bir kutup yıldızı gibi- benimsemiş -sayıları az da olsa- onurlu meslektaşlarımı tek tek selâmlıyorum.
Objektif, doğru gazetecilik; bir hizmet etiğidir. Yaşamın kendisidir gazetecilik.
Doğruları görünmez kılanlara direniştir gazetecilik.
Gazetecilik suç değildir!