Bir futbol maçı Galatasaray-M.Başakşehir.
Devletin zirvesini bile ilgilendiriyor "liderlik" kadar.
Karşılaşma başlıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi "iştiraklarından" M.Başakşehir’in Kaptanı Emre Belözoğlu ve Arda Turan çok sinirli. Sahadaki gerilimin baş aktörleri. Takım arkadaşlarını da etkiliyorlar tabii. Top alışlarında Galatasaray tribünlerince ıslıklanıyorlar. Özellikle Emre, sürekli hakemle oynuyor. Her pozisyonda itirazlar, kafa sallamalar, küfürler vs. Ve sarı kart görüyor Emre bir pozisyonda hakem Halil Umut Meler’den..
Sen misin kart gösteren?
Dönüyor kenara, artık kime işaret ediyorsa. Federasyona mı? Medyaya mı? Gözlemciye mi? Kulübedeki Teknik Direktörü’ne mi?
"Yazın bunu" diyor. Garsondan hesap ister gibi!..

***

Maçı izlerken düşünmeye başladım. Sicili oldukça kabarık bu Emre Belözoğlu’nun! Şike soruşturmasına adı karışmış, FETÖ elebaşı ile anılmış.
Küfürbazlığı çok ünlü, ırkçılıktan da sabıkalı. Gazetecilerle de arası çok iyi(!)
Sokak mafyası üslubuyla tehdit etmediği -neredeyse- medya mensubu yok. En iyi bildiği hareketlerden biri boğaz kesme işareti.
Kibiri ise tavan! Kısaca futbol dışı davranışlarıyla konuşulan topçu Emre!

***

Maç bitti. Yine düşünmeyi sürdürdüm. Milli Takım ve Galatasaray’ın 'Çizgi Metin'i Metin Kurt’u düşündüm. Hani; "Spor kılıflı bu bataklığı biz yaratmadık, ama biz kurtaracağız. Sivrisineklerden bir gün mutlaka kurtulacağız… Yazanlar, çizenler, eli kalem tutanlar; düşüncesini midesinin sansüründen geçirmeyenler, yüreğinde iyilik, doğruluk, güzellik meşalesi sönmeyenler… Sporda söylenmeyen ne varsa biz söyleyeceğiz. Caymayız, caydıramazlar" demiş "Futbolun Spartaküs"ü Metin Kurt’u.
Ne rakiple, ne hakemle, ne seyirciyle en küçük sorunu olmamış, onlara hep saygı duymuş Büyük Devrimci!

***

Başka futbol yıldızlarını anımsadım. "Futbolumuzun Şiir Adamı" Metin Oktay’ı, "Ordinaryüs Lefter"i, BJK’nin Baba Hakkı’sını, Seba’sını, Meslektaşımız Serhan Asker’e "Efsane Değil İnsanım"da "Asıl Che Guevera sizde.. Atatürk!" demiş Brezilyalı Dr. Sokrates’i, 'Futbolun Cervantes'i Iniesta’yı, Arjantinli kitap kurdu topçu Montenegro’yu, Şili diktatörü Pinochet’i tiyatrodan kovan C.Caszely’i, lösemili çocukları özel uçakla Paris’e tedaviye götüren Drogba’yı düşündüm. Bekir Coşkun Ustam’ın "Yüreğimde bir futbol topu yüceldi, yüceldi bulutlara asılı kaldı; futbol toptan ibaret değildi!" sözünü de!

***

Futbol alanları; bir gün mutlaka "futbola yakışmayan’’ davranışlı tiplerden kurtulacak.
Bilgeye göre; "felsefe, neleri bilmediğini bilmektir." Yani; yaşamda küstahlığa yer yoktur!
Futbolda da!.. İnsan; Metinler’den, Lefterler’den, Sebalar’dan utanır!..
"Yaşa Mustafa Kemal Paşa Yaşa"yı dillerden düşürmeyen Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray, Göztepe, Altınordu ve diğer kulüp taraftarlarına; "Her birinize saygı ile!..."