Eleştirilmeyi, özeleştiri yapmayı pek sevmeyiz. Övgü daha çok işimize gelir. Edebiyat, sanat, kitap söz konusu olduğunda da eleştirmenlere yakın durmayız.
Eleştiri, temeli düşünce olan bir yazı türüdür; sanatçıyı, yazarı, şairi yönlendiren, daha iyi anlaşılmasını sağlayan özellikler taşır. Yazara, şaire, sanatçıya katkı sağlar. Yol gösterici olur.
Edebiyatımızda eleştirmen neden yetişmiyor sorusu da sıklıkla gündeme gelir. Bilgiyi, emeği, zamanı, nesnel davranmayı gerektiren en zor sanat dalı olduğundan mı dersiniz?
Öznel ve nesnel eleştiri bağlamında eleştirmen adlarını anmaya kalsak öncelikle Orhan Burian, Cevdet Kudret, Asım Bezirci, Berna Moran, Fethi Naci, Hüseyin Cöntürk, Sabahattin Eyüboğlu, Vedat Günyol, Adnan Benk, Tahir Alangu, Memet Fuat, Mehmet H. Doğan, Bedrettin Cömert, Cemil Meriç, Konur Ertop, Rauf Mutluay, Atilla Özkırımlı, Nermi Uygur adları akla gelir.
Bugün ne yazık ki edebiyat eleştirisi bağlamında kısır döngü içindeyiz! Yıllar önce Eleştirmen Semih Gümüş’ün İmge Öyküler Dergisi’nde (Sayı:1, Şubat 2005) yazdıkları geçerliğini koruyor: “Eleştiriyi besleyecek alan edebiyat dergileridir. Popüler olanın yüceltilip gerçek edebiyatın hafife alındığı bir zamanda, gençleri karşılıksız bir uğraşa çekmek, neredeyse olanaksız görünüyor. Eleştirmen sayısı yıllar içinde artmıyor, dikkat edin, azalıyor.”
1970’li yıllarda edebiyat dergilerinde özellikle şiir eleştirisinde Mehmet Yaşar Bilen adını anımsayanlar, tanış olanlar, dostluklarını bugüne taşıyanlar elbet vardır. Ben de o dostlarından biriyim. Elli yıldır tanışırız, yazışırız, kucaklaşırız.
Mehmet Yaşar Bilen “kişilikleri 70’li yıllarda beliren şairler, öykücüler üzerindeki değerlendirme yazıları ile bu kuşağın gelişmesinde payı olan” bir eleştirmendir. Yazdıkça, Edebiyat İzinde, Konuşma ve Yazma sanatı, Açıklamalı Deyimler Sözlüğü, Eleştirmen Mehmet Yaşar Bilen’e Mektuplar… Az ama ses getiren, kitaplığımıza değer katan kitapları. Ayrıca çok sayıda yardımcı ders kitapları da Bilen’in öğrencilere yol gösterici olan yapıtları…
Hiç unutulmayan bir yapıtını anmamak olası değil. “Şiirin sorunlarına tarihsel bakış açısıyla eleştiriler, çözümler, öneriler” getiren 1970 kuşağının 7 önemli şairleriyle tartışmaya açtığı oylumlu söyleşilerinden oluşan “70 Kuşağı Şiirimizi Tartışıyor” (Yaba Y. 1985) kitabını özenle koruyorum.
Yazınımızın eleştiri bağlamında hele de şiir eleştirisi anlamında eksikliği anımsayınca, Mehmet Yaşar Bilen gibi eleştirmenlerin bu alanda yazılar üretmeyişini, yapıtlar çıkarmayışını üzüntüyle, kaygıyla izliyorum. Ne yapmalı etmeli Bilen’i yeniden yazın alanına, eleştiri yazılarına geri getirmeli? Ondan genç kuşak şair ve yazarlarının yararlanacağı çok şeyler var elbette.
Mehmet Yaşar Bilen’in yazın kişiliği, yapıtları için söylenecek çok şey var. Salâh Birsel’den 27 yıl sonra 1983’te Devrek Lisesi Kültür ve Edebiyat Kolu’nun düzenlediği, “Rüştü Onur’u Anma Şiir Gecesi” ile Rüştü Onur’u salt Devrek’in değil, Türkiye'nin gündemine taşıyan da Bilen’dir.
Bugün Türkân Saylan Kültür Merkezi’nde, Vefa İstasyonu’nun Emek-Edebiyat Buluşması’nın konuğu Mehmet Yaşar Bilen olacak.
Ankara’dan şair Ahmet Özer, şair Asım Öztürk, eleştirmen ve şair İbrahim Oluklu Mehmet Yaşar Bilen’in edebiyatçı, eleştirmen kimliğini anlatacaklar. İki şair Seval Arslan ve Selami Şimşek de Yaşar Bilen’in geçmişte yazdığı şiirlerinden bir bölümünü seslendirecekler.
Hadi öyleyse bu akşam bir eleştirmenle Mehmet Yaşar Bilen’le buluşalım…