Dünyada 1400 dolayında üzüm türü varmış. Bunlardan biri de İsabella.

Bu üzüm, Ege’deki gibi bir geçim kaynağı olmasa da Karadenizlilerin yaşamında önemli bir yer tutar. Oralarda ‘kokulu üzüm’ ya da ‘kara üzüm’ olarak bilinir. Gerçekten de bu üzümdeki tadı ve aromayı başka hiçbir üzümde bulamazsınız.

Anavatanı Karadeniz Bölgesi ise de kışların çok soğuk olmadığı her yerde kolaylıkla yetiştirilebilir. Galiba en güzel yetiştiği yer de Ege Bölgesi.

Karadeniz Bölgesi’nin iklimi yağmurlu ve çok nemli olduğu için mantar hastalıkları diğer üzümlerin yetişmesine engeldir. Daha doğrusu, asmalar yetişir ama üzüm vermezler. Oysa İsabella adındaki kokulu üzüm, mantarlara dirençli olduğundan her yıl meyve verir.

KARADENİZ ÜZÜMÜ
Yıllar önce Trabzon’dan getirdiğim kokulu üzüm dallarını Çeşmealtı’daki bahçeme dikmiştim. Büyüyen ve yıllardır çok güzel üzüm veren bu asmaları her yıl çoğaltıp dostlarımın bahçelerine dikerim. Hatta oğlumun Belçikalı eşinin babasına ait Brüksel’deki bahçeye de dikmiştim yıllar önce. O üzümü topladıkları her yıl ararlar…

Bu yazıyı okuyanlar arasında Karadenizli olan varsa eminim yüzüne hafif bir gülümseme konduracak ve ağzında kokulu üzümün tadını duyumsayacaktır. Çünkü Karadenizlinin ‘tat’ duyusu biraz farklıdır. Onlara göre nasıl ki, kara lahanadan yapılan yemeklerin ve hamsinin tadı hiçbir şeyde yoktur, aynı şekilde kokulu üzümün yanı sıra -Egelilerin bilmediği- patlıcan inciri ile karayemişin (taflanın) tadı da bir başkadır.

İSABELLA ADI NEREDEN?
Karadeniz kokulu üzümünün adı neden İsabella? Kimileri bu adın İspanya Prensesi İsabella’dan geldiğini söyleseler de işin aslı 1828’de Amerika’da yazılmış olan bir tarım kitabında var.

Yazar, bu üzümün kalemlerini İsabella Gibbs adındaki bir kadından aldığını ve bu nedenle İsabella adını koyduğunu yazmış…

Lazın topalına Japonya’da rastlamışlar!” sözü boşuna söylenmiş bir söz değil, ne dersiniz?

ÜZÜM LAPASI
İsabella’nın kabuğu kanserden koruyucu ve bağışıklığı güçlendiriciymiş. Ayrıca hem yendiğinde hem de hazırlanan lapası yüze sürüldüğünde güzellik verdiği için antik dönemden beri kadınların aradıkları meyveler arasındaymış.

Cholchis Kralı’nın kızı Medea, kokulu üzümün hünerlerini bildiği için sık sık Karadeniz’e gider ve ‘üzüm lapasında banyo’ yaparmış.

Mısır unu ile kokulu üzümün kaynatılmasından elde edilen lapa içine yatarak, sadece yüze değil bütün vücuda güzellik sağlanabileceği yeniden keşfedilse herhalde Karadeniz’de bir turizm patlaması yaşanır!