“Gerçekten yaşadığımız, ama gerçekten yaşadığımız zamanları birbirine eklediğimizde sahiden de kısa bir yaşamımız olur” diyor Dean Rickles ve Hayat Kısa'sını bize şöyle sunuyor: Bu kitabın sizi yaşam ve ölüm meseleleri hakkında derin, sert ve farklı düşünmeye davet etmesini dilerim
Haydi yeri gelmişken hatırlayalım. Hayat boyu tercihlerimizde iki farklı motivasyonumuz vardır: Hayat ben varsam var. Ben de hayatın farkındaysam varım. O vakit mümkün olan her an kendime uygun tercihlerle tüketeyim zamanımı! Ya da daha teslimiyetçiyizdir. Yenilgimizi, yılgınlıklarımızı şöyle savuştururuz: Ne yaparsan yap, hayat kısa. Ve hayat senin arzularınla şekillenmez. Sen başta habersiz, ortalarda gönülsüz, sonlara doğru yılgın, korkak ve bilinçsiz bir oyuncusun, o kadar!
DURMAKSIZIN EKSİLEN HAYAT
İngiliz yazar ve filozof Dean Hickles, ‘Hayat Kısa - Daha Anlamlı bir Hayat için Kısa bir Rehber’ adlı kitabının kısalığını ironik bir biçimde zamanın değerine endeksliyor: "Başlığında da geçtiği gibi kısa bir kitap bu, çünkü zaman oldukça kıymetlidir... bu gibi konuları inceleyen kitapların kısa yaşamınızdan çok da zaman almaması gerekir..."
Söylemenin tam sırası! Siz şu an bu yazıyla meşgul olurken bile hayattan asla geri gelmeyecek küçük bir parça koptu, gitti. Lakin böyle dedim diye, şu an yazımı okumaktan vazgeçmeniz de pek bir işe yaramaz. Onu elinize aldıktan sonra okumaktan vazgeçmeye karar verişinize kadar olan zaman geri dönmeyecek. O halde zaman israfını sürdürmeyelim ve konumuza devam edelim.
SENECA'YA ÇAĞDAŞ BİR GÜNCELLEME
Şu veya bu biçimde her gün, geçmişte kalan hayatımıza dair, âna dair ya da gelecek günlere dair düşünür dururuz. Doğdumuzdan beri büyüyen şaşkınlığımızla, bilemeyişlerimizle boğuşup seyrek mutlu anlarımıza değer atfedebilmek için yaparız bunu. Kitabının, sıkça alıntıladığı Seneca'nın ‘Yaşamın Kısalığı Üzerine’ adlı klasiğinin bir tür güncellemesi olduğunu söyleyen Dean Rickles gibilere kulak vermek, dağılan dikkatimizi toplamak, cümlelerimizin sonunu getirebilmek için gereklidir. Bir solukta okunabilecek (125 sayfa), öz ve dolaysız anlatımıyla kurguladığı kitabını küçük bir hatırlatıcı, hayatın özüne dair bir uyaran olarak yazmış Rickles.
Sekiz bölümden oluşan, 'daha anlamlı bir hayat için' tasarlanmış bu kitabı, yazarın sözünün üzerine söz koymadan ondan yaptığım alıntılarla tanıtmaya çalışayım.
BİR PLANINIZ OLMALI
1. Yaşamın Kısalığı, Geri Dönüş: Basit bir biçimde varolan (sürüp gitmekte olan) zaman, yaşamakla aynı şey değildir: Varoluşun bütün kalanı, diri değildir, yalnızca zamandır. / Seneca
2. Kim Sonsuza Kadar Yaşamak İster ki?: Gerçekten ölümsüz olduğumuzda yaşamın neye dönüşeceğini kim bilebilir ki?.. Ölümün olmadığı bir hayatın, hatırlama becerisindeki yetersizlikle bölünmüş, bir dizi yaşama benzediğini görürüz.
3. İnsanlar ve Anlam: Bizi telaşlandıran sahiden de insanlığın yok oluşuysa, o halde neden daha öncesinde de bu yokluktan rahatsızlık duymuyoruz?
4. Zaman Hastalıkları: Zaman konusunda yakınlık eğilimine sahibiz. Çoğunlukla şimdiki zamandaki veya beş saniye sonraki halimize, beş yıl sonraki halimize nazaran daha iyi davranırız.
5. Tasarla Beni: Hayat birkaç milyar hücrenin bir süreliğine sen olmak için duyduğu geçici bir hevesten başka bir şey değildir. / Groucho Marx
6 Yalan Dünya: Sarıl bütün saatlerine: Bugününe el koyarsan, daha az bağlı kalacaksın yarına. böyledir bu iş, Yaşamak ertelendi mi, hızla akar geçer!
7. Kurşun Geçirmez: Çoğu zaman insanı zayıf kılan şey ile onu insan yapan şey aynıdır.
Sözün özü niyetine...
8. Yaşamın Ölümün Anlamı: Bir planınız olmak zorunda. Şayet yoksa, o halde başka birinin planının parçasısınız demektir.
Hayat Kısa / Dean Rickles / Ayrıntı Yayınları
"Bütün bir yaşamın ilk yarısı, aslında ikinci yarısına göre yaşanır. (Jolande Jacobi - Jung'un öğrencisi) Gençlik daha sonrası yapılacak görevlere harcanır."
2. Türkiye'nin bütün kuşları
Portekizcedeki anlamı 'alev renkli' olan Flamingo kuşunun bizim dilimizde Allı Turna, Balkan Kazı ve Kınalı Kaz olmak üzere üç farklı karşılığı var. Ancak daha çok Flamingo demeyi tercih etmişiz. Ülkemizde 2021 yılı itibariyle yaşayan, göçüp geri dönen ve sadece ziyaret eden 497 kuş türü yaşıyor. Sadece kuşlar da değil. Kuşlar gibi çiçekler, ağaçlar, farklı cinslerdeki hayvanlar, varlıkları ve adlarıyla dünyanın tüm kültürlerinde olduğu gibi dile ve hayata zenginlik katar.
Cins bir kuşu konduğu yerinde fotoğraflayabilmek için günlerce dağ taş demeden gezen kuşseverler bilirim. Kuşlarla ilgilenmek, onları inceleyip izlemek, kimileri için bir tutku ve güçlü bir hobi. Kuş bir hayvan ve tür olarak değil, adıyla ve yüklendiği metaforik anlamıyla sanatın ve edebiyatın da ilgi alanındadır.
Mesela şiir sevenler Edip Cansever'in, "Duygular, zamanlar da bir çeşit insan mıydı yoksa/ Kuş sürülerinden bir duvar/ Hangi kuşu çeksem ölüyor avucumda" dizelerini iyi hatırlayacaktır.
Dîvân şiirinin en büyüklerinden “Lâle Devri” şairi Nedîm ünlü divanındaki beyitlerinde 26 farklı kuş adını geçirir. Bazıları Simurg, Hüma, Anka, Hüdhüd ve Semender gibi efsanelerde yaşar, bazısı ise Bülbül, Tavus, Sülün, Kumru gibi evcil kuşlardır. Halkımızın günlük konuşma dilinde de kuş, sayısız benzetme, deyim ve deyişte yer almıştır. Kuş kadar yemek... başına devlet kuşu konmak... ağzıyla kuş tutmak vs.
FARKLI DİLLERDE
Kuştan bahse sebep, geçtiğimiz günlerde yayımlanan Anadolu Kuş Adları Sözlüğü idi.
Yaşama kültürümüzün farklı alanlarında yayımladığı zihin ve iştah açıcı kitaplarıyla tanıdığımız Priscilla Mary Işın'ın Merete Çakmak ile birlikte hazırladığı sözlük, bu alanın ilgilileri kadar, genel okura hitap eden ilginç bir kaynak. Sözlükte kuşların sadece Türkçe değil, Latince ve İngilizce karşılıklarının da bulunması, dilimizde bir karşılığı olmayan kuş türlerini öğrenmek için de önemli. Bu çalışmayı farlı kılan bir başka özelliği ise bir kuş türü için rastlanan farklı adların hepsine birden yer verilmesi.
Anadolu Kuş Adları Sözlüğü / Priscilla Mary Işın - Merete Çakmak - Alfa Kitap
3. Nilüfer Açıkalın'dan yeni öyküler
Türk sinemasının önemli isimlerinden Nilüfer Açıkalın, yazı hayatının 25'inci yılını yeni kitabıyla kutluyor.
Bıçak Sırtı, Çocuk Oyuncağı Değil, Saklı Safkan, İyiler Yalnız Gezer, Yıkık Aşklar Diyarı, Çatlak Zamanlar ve Yoldan Çıkmış Öyküler gibi kitapları bulunan Açıkalın, özellikle kısa öyküleriyle edebiyatımızdaki yerini pekiştirmişti. Nilüfer Açıkalın’ın yeni öykü kitabı ‘Beklediğim Odalarda’, yalnızlıkların, mutsuzluk ve acıların, pişmanlıkların ve hüzünlerin farklı olaylar ve bakışlarla şekillendiği öykülerden oluşuyor. Bir dönem Devlet Tiyatroları'nda da çalışan ve bir dönem şarkı da söyleyen Nilüfer Açıkalın, son yıllarda daima edebi çalışmalarıyla gündeme geldi.
Beklediğim Odalarda / Nilüfer Açıkalın / İthaki Yayınları
4. Sürgün Tatar kızının Sibirya uyanışı
Semerkant Katarı adlı romanıyla büyük beğeni toplayan Tatar asıllı Rus yazar Guzel Yahina, okurunu bu kez uçsuz bucaksız Sibirya topraklarına götürüyor. Yahina’nın yirmiden fazla dile çevrilen ve diziye uyarlanan bol ödüllü romanının konusu şöyle: Sosyalist dönemde, toprak sahiplerini mülksüzleştirmeye yönelik programın bir parçası olarak ücra bir Tatar köyünde yaşarken Sibirya’ya sürgüne gönderilen genç Züleyha, 16 yıllık sürgünde soğuk ve zorlu topraklara alışmaya çalışırken diğer sürgünlerle de iyi ilişkiler kurmak ister. Züleyha, bir an gelir ve yaşam hakkını doğaya ve devlete karşı savunmak zorunda kalır. Genç kadın, kimliğini ve yaşamak için nedenlerini sorgularken anneliği, aşkı ve arkadaşlığı bulur.
Züleyha Gözlerini Açıyor / Guzel Yahina / Everest Yayınları
5. Düne, bugüne ve geleceğe farklı bir bakış
Öykü ve romanlarıyla önemli edebiyat ödüllerinin sahibi yazar akademisyen Murat Gülsoy, farklı edebi türleri harmanladığı ‘Kıyamet Sonrası Olağan Bir Gün’ adlı eserinde okurunu, geçmişin, ânın ve geleceğin dehlizlerine sokuyor. İnceleme eserleriyle de tanınan Gülsoy bu anlatısında düzyazının değişik formlarını kullanışıyla dikkat çekiyor. İnsan ile insan dışının belirsiz çizgisinde gezinen kitapta zaman kavramının çok farklı bir formatta işlendiğini görüyoruz. Kıyamet Sonrası Olağan Bir Gün, zamanın durduğu, aynı günde ve belki o günün gecesinde donup kalmış bir ana dair bir anlatı.
Kıyamet Sonrası Olağan Bir Gün / Murat Gülsoy / Can Yayınları