Sevgili okurlar,
Halkın büyük çoğunluğunun iktisadi, manevi ve zihinsel açıdan çok kötü durumda olduğunu görüyorum. Bütün alanlarda yaşanan çöküşü görüyorum. Onun için 24 Haziran Türkiye için bir dönüm noktası. 24 Haziran özgürlüklerin çoğalacağı, demokrasinin yeşereceği, aydınlık bir günün başlangıcı olsun. Cumhurbaşkanı adayları meydanlarda vaatlerini söylüyorlar. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı meydanlarda manifestosunu açıklıyor. AKP’nin manifestosu, eski söylemlerinin ‘cilalanmış’ hali olduğundan toplumda pek kabul görmüyor.
Şimdi bu halk sormaz mı sana: “16 yıldır iktidarda olan sen değil misin? Yanına aldığın MHP ile 350 milletvekili senin emrindeyken… Ne istediniz de bu parlamentodan geçiremediniz?”
Ve halk iktidara soruyor: “CHP, bir önceki seçim bildirgesinde asgari ücret şu kadar olsun, dedi.
AKP, kaynağı nereden bulacaksınız, diye itiraz etti. CHP, emeklilere her iki dini bayramımızda birer maaş ikramiye verelim, dedi. AKP, kaynağı nereden bulacaksınız, diye itiraz etti. Ama şimdi siz, seçim öncesi CHP’nin önerilerini, yarım yamalak hayata geçiriyorsunuz.”
Halk bunun seçim öncesi ‘bir rüşvet’ olduğunu algılamayacak mı? Demek ki istenildiğinde, niyet edildiğinde kaynak her zaman bulunabiliyor. Bugün Türkiye’de herkes yaşam koşullarının ağırlığından, karşılaştığı zorluklardan, akıp giden hayatın düzensizliğinden dert yanıyor. Herkes adaletsizliklerden, sağlık konusunda yaşadığı sıkıntılardan dert yanıyor. Ve herkes giderek derinleşen genç işsizliğinden dert yanıyor.
Sevgili okurlar,
Mesela FETÖ’nün hala iktidar içinde bir paralel yapısının var olduğuna halkımız inanıyor. Devletin içine sızan bu hain terör örgütü, henüz temizlenmiş değil. Bu terör örgütü, öncelikle eğitimi ele geçirerek okullarda yeni nesillerin kalbini ve zekâsını kurutmaya çalıştı. Bu terör örgütü, eline geçirdiği basın kuruluşlarını, bedenini satmakla geçinen kadınlara benzetti. Bu terör örgütü, bazen kurnazlık yoluyla, bazen kandırarak, bazen tehdit ve şiddet yollarına başvurarak milyonlarca insanın zekâsını, iradesini ve vicdanını zehirledi. Bu karanlık gücün temsilcileri, yıllarca çevrelerine manevi karanlık tohumlarını ektiler. Ve bunlar Cumhuriyetimizi ve onun tüm değerlerini 15 Temmuz’da yıkmaya yeltendiler. Kin duygusunun yaygınlaşmasına, insanların ıstırap ve kederlerinin artmasına neden oldular. Bu FETÖ çetesinin kendine has, şeytani ve inandırıcı görünen bir mantık yapısı vardı. Bu iktidar, devletin içine çöreklenen FETÖ yapılanmasını pekâlâ biliyordu.
Geniş halk kitlelerimiz, iktidarın bütün bu yanlışlarına ve aldanmalarına artık yeter diyor. kutuplaştırmayan, kutuplaşmayan, birlik içinde, dirlik içinde bir Türkiye istiyor bu millet. Adalet en önemli sorunumuz, adalet olmadan devlet olmaz diyor bu millet. Onun için adaletli bir Türkiye istiyor bu millet. Liyakatin esas alındığı, hak ve hukukun üstün olduğu adil bir Türkiye istiyor bu millet. Dini, mezhebi ne olursa olsun, ister Sünni olsun, ister Kürt olsun, ister Alevi olsun,
hiç kimseyi ayrıştırmayan, herkesle istişare eden, herkese eşit yaklaşan bir Türkiye istiyor bu millet. Kardeşçe yaşayacağımız, dinimizin istismar edilmeyeceği bir Türkiye istiyor bu millet. Şimdi ‘dert yanma’ zamanı değil. Sandığa git, adaletten yana, özgürlükten yana “tamam” de…