Osmanlı resmi yazışmalarında Kalmuk veya Kalmak şeklinde geçer. Onları ifade eden diğer kelimeler Oyrat ve Çungar sözcükleri, Osmanlı belgelerinde yer almaz. En dikkat çeken özelliği Avrupa sınırları içinde Budizm'in en yaygın din olduğu tek bölge olmasıdır

Kalmuk, Türklerin Moğol halkını tanımlamak için kullandıkları sözcüklerden biridir. Osmanlı resmi yazışmalarında Kalmuk veya Kalmak şeklinde geçer. Onları ifade eden diğer kelimeler Oyrat ve Çungar sözcükleri, Osmanlı belgelerinde yer almaz. 1603-1604 yıllarında Kalmuklar, Harizm havzasına nüfuz ettiler. Kazak hanı, bunlardan kaçmak zorunda kaldı ve Taşkent’e sığındı. 1606-1610 yılları arasında Ruslarla Kalmuklar arasında doğrudan ilişkiler başladı. Kalmuklar, bu tarihten sonra İtil havzasına göçmeye başladılar. 1640’ta yapılan kurultayda Budizm, Kalmuklar tarafından resmen kabul edildi. 1724’den itibaren Aşağı İdil Kalmukları, Rusların vassalı haline geldi. Rus egemenliğini kabul etmeyenler, Çin’e göç ettiler. 1771’den sonra bir kısmı ise İdil havzasında kaldı. Rusya’da Semireç’te İslam’ı benimsemiş az sayıda Kalmuk kalmıştır (J. A. Boyle’den).

Aslında Kalmuk devleti veya kabilesinin, Osmanlı İmparatorluğu ile doğrudan bir ilişkisi yoktur. Zira Kalmuklar, Osmanlıların idare ettiği kendi halklarından biri değildir. Ancak, İdil ve Terek havzasındaki Nogaylar ile Orta Asya’daki Müslüman Aştek (modern Özbekistan’da kalıntıları olan bir halk), Karakalpak ve Kırgız Kazakları’nın Rusların baskısına maruz kalmalarından dolayı, Osmanlı idaresi, Kalmuk Hanlarıyla diplomatik ilişkiler kurmuştur. On yedinci yüzyılın sonları ile on sekizinci yüzyılın başlarına tarihlenen Osmanlı-Kalmuk ilişkilerinin özü, Kuzey Kafkasya ve Orta Asya’daki Rus yayılmacılığıyla ilgilidir. Hem Kalmukların hem de Osmanlıların ortak düşmanı, Ruslardır (Moskov). Osmanlı sultanı, halife sıfatıyla, tüm Müslümanların hamisi olduğundan dolayı, Rus baskısına maruz kalan Orta Asya’nın Müslüman kavimlerinin de hamisi idi. Kalmuklar Müslüman olmadığı için, Osmanlı idaresi, hukuken bunların hamisi değildir. Nitekim Osmanlı arşiv belgelerinde, Kalmuklar ‘kefere’ olarak tanımlanırlar. Ama daha sonra, İslamı benimseyen az sayıdaki Kalmuk’un da hamisi Osmanlı sultanıdır.

DİPLOMATİK İLİŞKİLER

İstanbul ile diplomatik ilişkileri ilk başlatanlar Kamuk Hanlarıdır. Örneğin, Kalmuk şehzadesi Eyüge Han’ın Osmanlı sultanına gönderdiği 1689 tarihli bir name, Osmanlı arşivinde korunmuştur. Buna göre, Rus tehdidinin farkında olan Eyüge Han, Osmanlı sultanına, Kırım Hanı Selim Giray Han ile mesaj göndererek, Osmanlılarla dost olduğunu belirtiyor ve Ruslara karşı hamilik talebinde bulunuyordu. Osmanlı sultanı, Kalmuk şehzadesine, aşiret beyi statüsünde muamele etti. Osmanlı Sultanı, Eyüge Han’a gönderdiği namede, Kalmuk taifelerinin beyi, Deşti Kıpçak’ın oymak ve uluslarının büyük beyi olarak hitap etti ve Osmanlıların dostlarıyla dost, düşmanlarıyla düşman olması gerektiği mesajını iletti. Kalmuk elçililerinin Osmanlı sarayında divanda sultanın elini öpmesine izin verildi. (dest-busi merasimi). Eyüge Han’ın İstanbul’a gönderdiği başka bir namenin tarihi ise 26 Temmuz 1710 tarihini taşır. Eyüge Hanın elçisi Pehlivan Kulu Bay tarafından İstanbul’a getirilen bu namede, daha önce Muhammed Salih’in, Eyüge Han’ın elçisi olarak İstanbul’a geldiği, elçilikten son derecede memnun olduğu belirtildikten sonra, yine Rus tehdidinden söz edilir. Müslüman olan Aştek halkının Rusların elinde olan Terek kalesini kuşattıklarını ama Aştek sultanının Ruslara esir düştüğü ve öldürüldüğü ifade edilir. İştekler, Karakalpak, Kırgız Kazakları ve Kalmuklar, Ruslara karşı bir ittifak kurmuşlardır. Bu üç halk birleşerek Ruslara bir akın yapmayı planlamışlardır. Bu durumu haber alan Ruslar, Kalmukları bu ittifaktan caydırmak için elçiler göndermişlerse de, Kalmuklar, Müslüman olmamalarına rağmen, Rusların karşısında yer almışlar ve Osmanlı Sultanından destek talep etmişlerdir. Hatta Eyüge Han, Osmanlı sultanına, Müslüman olmadığını ama Müslümanlarla dost olduğunu açıkça belirtmiştir. İtil nehri buz tutunca bir Rus ordusu Kalmuklara saldırmış, Kırım Hanı Devlet Giray Han da Kalmuklara destek vermiştir. Eyüğe’nin amacı, bu ittifaka Osmanlıları da dâhil etmekti. Kalmukların, bu dönemlerde, Osmanlıların yanında yer aldığı anlaşılıyor. Kazak Hanı Gaib Muhammed Han’ın Kalmuklara karşı başarıları da İstanbul’a bildirilmiştir. Ancak 1724’den sonra, Kalmuklar, Rus boyunduruğunu kabul etmek zorunda kaldılar ve Rusların vassalı haline geldiler. Rusların izniyle, Kuban taraflarına geldiler. Osmanlıların hamiliğinde olan Noğaylara zarar vermeye başladılar. Hatta Müslüman Noğayları, İslamiyet’ten çıkarmak için ciddi bir propagandaya giriştikleri de anlaşılıyor. Zira Kırım Hanı ile Osmanlıların Azak beyinin görevlerinden biri, bu tür Kalmuk faaliyetlerini önlemekti.

KALMUK ELÇİLERİ

1724’ten önce ondan fazla Kalmuk elçisi İstanbul’a geldi. Divan’da sultan tarafından kabul edildiler. Masrafları, Osmanlı hazinesinden karşılandı. Masraf makbuzları İstanbul’da Osmanlı arşivinde hala saklanmaktadır. 1680, 1686, 1687, 1689, 1690, 1700, 1710, 1711, 1715 tarihlerinde İstanbul’a gelen Kalmuk elçileri, genellikle Osmanlı sultanına at hediye ettiler. Kalmuk elçilerine İstanbul’da et, pirinç ve sadeyağ verildi. 1686 tarihinde gelen elçiye ise bir mercan tespih hediye edildi. 1700 yılından itibaren, Kalmukların, Yedisan Nogaylarını İtil havzasından kovmaları sonucunda, sekiz Nogay Mirzasına Osmanlı hükümeti para yardımında bulundu. Onların hamiliğine devam etti. Kalmuklar, Kuban civarına epeyce zarar verdiler. 1724’den sonra, Kırım Hanları da Kalmuklarla mücadele etmek zorunda kaldılar. Osmanlı sultanlarının, bu tarihten sonraki Kalmuklarla mücadelesi, Kırım Hanlğının yönlendirmesiyle, ortak düşman Rusların egemenliğini kabul etmiş olan İtil ve Kuban’daki Kalmuklarladır. Kırım Harbi sonrasındaki çok az sayıda Müslüman Kalmuk aile, Elazığ’da iskân edilmiştir. Bir Osmanlı arşiv belgesine göre, 1867 yılında, on sekiz Müslüman Kalmuk aile, Kars hükümetine teslim edilmiş, bunlar daha sonra Elazığ’da yerleştirilmişlerdir. Bunun dışında, Budist Kalmukların, Anadolu’da iskân edildiklerine dair hemen hemen hiç veri bulunmamaktadır. İskân edilen Müslüman Kalmukların akıbeti üzerine de elimizde şimdilik bir bilgi bulunmamaktadır.

KALMUK CUMHURİYETİ

Kalmuklarla Osmanlı idaresinin sıkı ilişkiler içerisinde oldukları söylenemez. Ancak, Rus yayılmacılığı esnasında, Kalmukların da zarar gördükleri için Osmanlı sultanından, Müslüman olmamalarına rağmen, hamilik talep ettikleri anlaşılıyor. Bunun nedeni de Orta Asya’nın diğer Müslüman halklarına Osmanlı Sultanının verdiği doğrudan destekten yararlanmak istemeleridir. Bununla beraber, Osmanlı idaresinin diplomatik destek dışında Kalmuklara maddi destek yaptığına dair elimizde şimdilik herhangi bir kanıt bulunmamaktadır. 1771 yılında Kazaklar, Kalmuklara epeyce zarar verdiğinden dolayı, Orta Asya ve Çin’deki siyasi önemleri neredeyse bitmiştir. Rusya’da ise 1920’de SSCB Kalmuk Cumhuriyeti kurulmuştur. 1933’te özerkliğini kazanmıştır. 1942’de Kalmukya, Almanlar tarafından işgal edilmiştir. 1943’te de Almanlarla işbirliği yaptıkları gerekçesiyle, Kalmuk Cumhuriyeti Sovyetler tarafından lağv edilmiştir. 1948’de yeniden kurulmuştur. Başkenti Elista’dır.