Evrenin neyse ki ıssız kuytu bir köşesindeki gezegenimizde… Dünyadan uzak deryaya yakın, deryadan uzak dünyaya yakın yeryüzü coğrafyalarında sağ kalmaya, hayatını ya da varlığını idame etmeye çalışanlardan, başarılı olabilenlerin ömür takvimlerinden yedi gün daha eksildi. Şehri memleket İzmir’i beş sezon üst üste temsil etmeyi başarsa da… Ligden düşme, sezon içinde yaşanan hakem rezaletleri nedeniyle iptal edilmezse, altıncı sezonu görememeyi haftalar öncesinde garantileyen Göztepe, neyse ki fitbolda maç olmadığı için bu haftayı mağlup olmadan geçirdi…

Gözümüzün bebeği Göztepe’nin takım sporu liglerindeki üç takımının durumunu özetleyerek devam edelim… Fitbol takımından başlarsak… Bu yazacaklarım Bertolt Brecht oyunlarıyla yarışır düzeyde ironik ve trajikomik… Lakin takım, 23. hafta sonunda, ligin bitimine 15 hafta kala 27 puandaydı… Artık o hafta takıma, camiaya, ülke fitboluna ve diğer takımlara neler olduysa, kimler kimlere neleri uygun gördüyse, kalan 15 haftada 1 puan alabilerek ligi düşme hattında bitirdiler… Göztepe Erkek Hentbol takmı ise 1. Lig Erkekler B grubunda, dokuz takımlı ligi beşinci sırada bitirdi. Göztepe Kadın Voleybol takımı Sigorta Shop Kadınlar Birinci Liginde A grubunda sezonu, 12 takım arasında yedinci sırada bitirdi. Bütün bunlar olurken… Anonim şirket hüviyetindeki Göztepe Futbol Şubesindeki hisselerini devretmeye çalışan, takımı ligin bitmesine 10 hafta kala bırakan, nesilden nesile aktarılacak enginlikteki dillere destan sorumluluk hisleriyle ünlü… Göztepe AŞ çoğunluk hissedarı, Göztepe eski Başkanı Sayın Mehmet Sepil, henüz gönlüne göre bir alıcı bulamadığı için, fitbol takımı açısından araftaki süreç devam ediyor…

DENGESİZLİK ARTTI
Fitbol günümüzde, gelir gider dengesizliğinin arttığı, giderek daha çok sermaye gerektiren bir süreç haline geldi ve gelmeye devam ediyor… Ülke fitbolunu yönetenler bu sürece müdahale edemiyor…

Bitmeyen devalüasyonların etkisiyle dolar yukarı, Türk Lirasının alım gücü aşağı doğru giderken… Fitbolu ya da sporu kendi kendine yeten bir bütçeyle yönetmek iyice imkansızlaşıyor… Kısa bir örnek… 20000 kişilik bir stadın tüm biletlerini her maç ortalama 100 tlden satsanız bile oluşan gişe geliri (38 milyon TL), şu anki şartlarda 3 milyon USD (Amerikan doları) değil… Ortalama bilet fiyatını 200 TL yapsanız 5 milyon USD değil… Ortalama bilet fiyatını 300 TL yapsanız 7.5 milyon USD bile değil… Fevkaladenin fevkindeki ekonomi yönetimiyle para birimi, pandemi sonrasındaki süreçte yeryüzündeki tüm para birimlerine karşı değer kaybetmeyi başarmış ülkemizin… Muhteşem fitbol yönetimi ile ün salmış Türkiye Futbol Federasyonu’nun yönettiği ligimizin, bir sezonluk TV yayın geliri ise İngiltere en üst liginin sıradan bir takımının bir yılda aldığı miktarın altına inmiş gibi duruyor. Bütün bunlar fitbolu, iyi kötü çirkin ak yeşilkara nasıl olursa olsun sermaye aktarımına muhtaç hale getiriyor. Aslında bu sezona kadar pek çok

Göztepeliye göre, bizim neslin gördüğü en iyi Başkan örneği olan Sayın Mehmet Sepil ile bile bunları yaşadıktan sonra…

ÇÖZÜM BEKLENİYOR

Sermayedarları anlamanın kolay olmadığını kabul etmemiz gerek… Sorun şu ki bir fitbol yönetiminin tek paydaşı Başkan ya da parayı veren değil… Parayı vermek ise taraftar da veriyor gerek bilet gerek tv üzerinden… Fitbolun tek paydaşı topçular ya da taraftar ya da Başkan ya da sermayedar da değil… Yalnızca biriyle kalıcılık gelmiyor… Süreğen seviyeler için herkesin bıkmadan birbirine destek olması gerekiyor… Aksini seçip herkes birbirine atar gider yaptığında hele ki mücadele minderinden çekildiğinde ise durum bu sezon yaşananlar oluyor… Velhasıl kelam… Halen araftaki Göztepe şu an için çözüm bekliyor… Yeni sezon ise geri sayımda…

Umarım ki ligler düşmeli ya da düşmesiz hızlıca tescil edilir… Bu esnada Sayın Mehmet Sepil de kime devredecekse acilen devrederek… Devam edecekse de pek çok taraftara göre başarı için gerekli tek koşul, fitbolu profeyonellere yönettirerek, Göztepe’nin acılı araf sürecine tez zamanda son verir.