Yandaş yazar Nasuhi Güngör’ün televizyonda sarf ettiği “Davutoğlu ile devam edilemez” sözleri ile ayyuka çıkan Davutoğlu – Erdoğan ayrışmasının birden fazla nedeni var. Bence en önemlisi Erdoğan ve yakınlarına yöneltilen suç iddialarının dosyası hayli kabarık iken, Davutoğlu’nun böyle bir sorunu olmayışı... Erdoğan bu suç iddialarının ortaya çıkmasını ve gerekli işlemlerin yapılmasını engellemek için her geçen gün daha fazla zorlanıyor, çünkü bu engelleme de suç ve sorumlular bir gün hesap verecekler.

Erdoğan’ın ‘Yeni Anayasa’ ve ‘Başkanlık’ istemesinin temel nedeni de suç iddialarını örtbas edebilmek için daha fazla yetkiye sahip olmak istemesi, zaten... Başkanlığa giden yolun ancak dokunulmazlıkların kaldırılması ile olası olduğunu düşündüğünden, CHP’ye bir kez daha tuzak kuruyor. Umarım Kılıçdaroğlu bu tuzağa düşmez ve bir daha “Anayasaya aykırı, ama…” ile başlayan cümleler kurmaz.

İkinci neden, Davutoğlu’nun elindeki büyük gücü kaybetmek istememesi ve bunun kadar doğal bir şey olamaz. Önceden Erdoğan’ın otoritesine boyun eğen Davutoğlu, halen de kısmen ediyor ve kapışmak için acelesi yok; zamanın kendi lehine işlediğinin farkında, çünkü... Erdoğan gerek yurt içinde, gerekse uluslararası camiada kredisini iyice tüketirken, fareler gemiyi terk ediyor ve Davutoğlu orantısal olarak güçleniyor. Cemaat’e yapılan saldırılar ve komplo davalarında ortaya çıkan gerçekler, geçmişteki işbirliğini ve sarf edilen “Ergenekon davasının savcısıyım” gibi sözleri gündeme getiriyor; hakimlerden sonra sıra savcıya da gelebilir.

Üçüncü neden, Erdoğan’ın sesi gür çıksa da, esas gücün Davutoğlu’nda olması. Olası bir karşı karşıya gelme durumunda Erdoğan, yasaları ikinci kez veto edemeyecek kadar sınırlı yetkiye sahip olduğunu biliyor. Nereden mi? Kendi başbakanlığı döneminde Cumhurbaşkanı Sezer’e az çektirmemişti, malum...

Davutoğlu – Erdoğan ayrışması bana sürpriz olmadı. Görevi almasından birkaç ay önce, Davutoğlu’nun büyük olasılıkla yakında başbakan olacağını söylediğimde, bunu ilk kez duyup şaşıran bir öğretim üyesi bana şöyle demişti: “Onu iyi tanırım, bir süre sonra Erdoğan ile yolları ayrılacaktır.” (15.02.2015 tarihli yazım)

Gelecekte ne olur?

Davutoğlu – Erdoğan ayrışmasının hız ve derinliği gelişecek olaylara bağlı; en önemlisi de MHP’deki olası bir genel başkan değişikliği. Artık bu değişikliğin kaçınılmaz olduğunu ve yarışın Ümit Özdağ ve Meral Akşener arasında geçeceğini düşünüyorum. Hangisi seçilirse seçilsin, muhalefetin dozunun çok artacağı ve AKP’den kopuşların beklenenden çok daha fazla olacağı kanısındayım. Bu da ayrışmayı alevlendirecektir.

Hayırlara vesile olması dileğiyle...