Değerli okurlarım, iyi haftalar, kazasız belasız günler dileyerek yazıma başlamak istiyordum;  kiralık insanlar, yolunu şaşıran dünya liderleri yüzünden bu olmadı!

Birlikte adeta bir  “sırat köprüsünden” geçiyormuş hissine kapılıyor insan…

Seçim stresinin iç siyasetimizi “kaynayan kazan” misali fokurdatmaya başladığı şu günlerde bir de uluslararası, daha doğrusu ABD eğitimli terör örgütlerinin ülkemize sızması sonucu İstanbul Beyoğlu’nda  gerçekleştirdiği kanlı eylem hepimizi kara kara düşündürmeye başladı…

Beyoğlu İstiklal Caddesi milli şuur ve direnişimizin simgesi olarak Türk Bayrakları ile donatılıp, kaybettiğimiz canlar için bırakılan karanfiller bu kiralık örgüt ve kışkırtıcılarına karşı ilk ve önemli bir milli cevap oldu… Hele MİT’in, katili ve katil sürüsünü (!) kıskıvrak yakalayıp afişe etmesi de yarınlarımıza nasıl sahip çıkacağımız yönünde bir garanti belgesi niteliğindeydi. Tabii ki, “MİT, Beyoğlu’nda bomba patlamadan bu kiralık hainleri yakalasaydı” demek de mümkün! Ama “bir musibet, bin nasihatten evladır” diyerek yaramıza  bir nevi tuz bastık…

* * *

Dış ülkelerden gelen taziye mesajlarına iktidar kanadından verilen mesajlardaki çelişki düşündürücüydü! Biz, ABD’nin kürsüde yolunu kaybeden (!) başkanından olumlu cevap alınca şaşırmadık mı? Allah beterinden saklasın derken, iç siyasetimizde bir de “Kiralık” iddiaları aldı başını gidiyor! Kiralık seçmen, taşıma seçmen, partiler arası kiralık transfer iddiaları yüreğimizi kanatmaya başladı! Bakın Beyoğlu’na gelen katil kız da İstanbul’da kiralık evlerde gizlenmiş. “Acaba bunlardan daha kaç tane daha var?” sorusu da aklımızı kurcalıyor! Bu kiralık deyimleri galiba bizden başka ülkelere “rol model” olmuşa benzemiyor mu? Bakın! Katar yaklaşmakta olan Dünya Futbol Şampiyonası’nda tribünleri dolduracak taraftar desteği bulamayacağı endişesine kapılıp, Hindistan’dan “Kiralık seyirci-amigo” transferine başlamış. Hem de gündelik 10 dolar harçlık, otel ve üç öğün yemek parası verecekmiş! Bakalım yaşadıkça daha neler göreceğiz!

* * *  

Bütün bunlar olup biterken dünya nüfusu 8 milyara ulaştı. Yerküre istesek de, istemesek de boşlukta dönüyor.  ABD Irak’ta, Suriye’ de sınırlarımızın dibinde bize karşı paralı teröristleri üretmeye devam ediyor.  

* * *

Sonunda tüm bu olup bitenlere bakıp, “İnsanlık ölmedi” deyip, umudumuzu hiç bırakmıyoruz. İnanıyorum ki, ülkemiz siyasetinde ince seçim dokunuşlarıyla yarınlar, kiralık değil gerçek sahipleri ile bizlerin olacaktır…  

* * *

Yazımın girişinde belirttiğim gibi kazasız belasız iyi haftalar dileyerek sizlere hitap etmeyi istemiştim. Maalesef olmadı! Aslında kalbi Eğe’de, daha doğrusu Batıya açılan penceremiz İzmir’de kalan yerli-yabancı iyi niyetli insanlardan söz edecektim. Örneğin Urla Yarım Adası’ndaki değişim rüzgarlarını ele alıp sanat ve sanatkarların faaliyetlerini ön plana çıkaracaktım. Özellikle Urla Sanat Sokağı’ndaki sanatçıların açtıkları sergiler oldukça rağbet gördü.

Değişim rüzgarlarının siyasetimizde de eseceği günleri sizler gibi ben de  heyecanla bekliyor, selam ve sevgilerimi sunuyorum…