İlkelerin olacak.

Seni satın alamayacaklar.

Aptalların uydurduğu ata sözlerine inanmayacaksın.

'Paranın satın alamayacağı yoktur, herkesin fiyatı vardır' gibi sözlere kanmayacaksın.

Onurunla, kimliğinle, beyninle akıllı yaşayacaksın.

Üreteceksin, seveceksin, sevileceksin.

Sevgilerin karşılıksız, iyiliklerin gizli olacak.

Seni attan, ottan ayıran özelliğin farkına varacaksın.

Çünkü sen insansın.

Bunu yakaladığın an bembeyaz yaşayacaksın.”

İlkelerini böyle açıklıyor gerçek sanatçı Müjdat Gezen...

Bakınız günümüzde böyle bembeyaz yaşayan kaç sanatçı var?

Sosyal medyada yalakalık yarışına katılanlar, saraylarda ağırlanmayı büyük onur olarak kabul edenler, iki konser uğruna her türlü rezilliğin içine girenler midenizi bulandırmıyor mu?

Bunların ağzından özgürlüklerle ilgili,hukukla ilgili,sanata ve sanatçıya yapılan baskılarla ilgili, demokrasiyle ilgili tek bir kelime duydunuz mu?

Yenikapı'da demokrasi mitingine katılmakla demokrat olunamayacağını kavrayamıyorlar mı?

Elbette darbeye karşı olmak demokratlığın temeli. Ancak yeterli mi? Nerede devre dışı bırakılan Meclis? Nerede kuvvetler ayrılığı? Nerede temel hak ve özgürlükler?

Daha birkaç yıl önce “Şeriat istiyoruz” diye feryat eden cübbeli herifin Genel Kurmay Başkanı'yla fotoğraf çektirmesi mi demokrasi, yoksa açılan yeşil bayraklar mı?

Kesinlikle darbeye karşıyım. Ama böyle bir şovun içinde bulunmayı tercih etmiyorum.” diyor şarkıcı Sıla. Vay sen misin bunları diyen? Böyle onurlu duruş ve iradeyle nasıl alay edersin? Ak troller, yalaka sanatçılar ve elbette yandaş belediyeler acımasız bir linç eylemi başlatıyorlar. Küfürün bini bir para. Yetmiyor İstanbul, Bursa, Kayseri, Ankara konserleri iptal.

Demokrasi kültürleri bu kadar. Mitinge gitmemek, düşünce ve ifade özgürlüğünün bir parçası değil mi?

Tabii ki Sıla ilk değil son da olmayacak.

Sanatçı Barış Atay cinsiyet ayırımıyla ilgili bir tweetinden dolayı linç edilmedi mi?

Erol Evgin'in seçim sistemini eleştiren sözlerine Cunhurbaşkanı;

Bunlar ne cins adamlar, sen sanatçı olsan ne olur? Profesör olsan ne olur?” dememiş miydi?

Genco Erkal'ın “Güneşin sofrasında Nazım ve Brecht” oyununu yasaklayan bu kafa değil mi?

Füsun Demirel'in bir açıklaması dolayısıyla dizisini yayından kaldıranlar mı demokrat?

Peki İstanbul Şehir tiyatrolarından komik gerekçelerle 20 sendikalı sanatçının ihraç edilmesini nasıl açıklayacaksınız?

Baskı ortamlarını yaratılmasının, tiyatro oyunlarına müdahalenin, sanatçıların görevden uzaklaştırılmasının, sahneye çıkmalarının engellenmesinin, hain darbe girişimiyle ne ilgisi olabilir ki?

Sanat ve düşünce özgürlüğüne böylesine müdahaleler yapılırken sanat kuruluşları, dernekler ne yapıyor? Yenikapı'ya taşıdıkları sanatçılara (!) gazetelerde çarşaf çarşaf teşekkür ilanları veriyor.

O zavallılar da mitingde yeşil bayrak altında selfie çekiyorlar.