Sanki cuma gecesi olacakları hissetmişim gibi o günün sabahında yayınlanan yazımda "Çocuklara hallenecek, üstelik bunu neredeyse aleni gerçekleştirecek ve birtakım karanlık güçler tarafından korunacak insanların arasında yaşamak da bizim cehennemimiz imiş demek ki..." diye yazmıştım.
Gecesine meclisten usulca geçirilmek istenirken muhalafete takılan o malum "utanç önergesi" olayı patladı.
18 yaşın altındaki çocuklar eğer rızası ile bunu gerçekleştirdiyse bunu yapan pedofil evlenmek şartıyla affedilecekti.
Hükümete ve "kolayca ikna edilebilen"(!) yandaşlarına kalsa bu aslında Türkiye'nin kanayan bir yarasına sargı bezi uzatmaktı.
Tecavüzcüye afla bir ilgisi yoktu ki canım. Bu tamamen muhalefetin uydurmasıydı.
Türkiye'nin kanayan tek yarası bu çünkü değil mi?
18 yaşın altındaki çocuklara hallenme meraklılarının uçkurunun derdine düştü koca ülke.
Bakmayacaksın kardeşim... 18 yaşın altındaki çocuklara yan gözle bile bak-ma-ya-cak-sın.
Sen de o yaşlarda isen sen de akranına sulanmayacaksın.
18 yaşını bekleyeceksin.
Senede sadece 30 gün boğazına hakim olarak iradene sahip çıkabildiğini kanıtladığını sanıyorsan yanılıyorsun.
Nefsine, şehvetine de dizgin vurmayı bileceksin.
18 yaşını bek-le-ye-cek-sin.
Sonra da gidip insan gibi kızı isteyeceksin.
Vermezlerse kaçırıp ırzına geçmeyeceksin.
Allah'ım delirmek işten değil. Oturduk, memleketin yarısı olarak diğer yarısına çocuklara tecavüzün insanlık suçu olduğunu anlatmaya çalışıyoruz.
Bunu yazmak, tartışmak bile utanç kaynağı!
Sadece yandaşlık etmek, yani tükürük saça saça yalamak uğruna kendileri de inanmadıkları halde bu önergeyi savunmaya kalkanlar var.
Mesela bazıları soruyor: "Ne yani, benim babam da annemi aldığında annem 13 yaşındaymış, şimdi benim babam pedofil mi oluyor bu durumda?"
30 yaşında adam 13 yaşında kız çocuğuyla gerdeğe girmiş ise aralarındaki evlilik akdi o adamı aklamıyor.
Yani evet, senin baban bir pedofil imiş.
13 yaşında cılız bir kız çocuğuna dokunmayı vicdanı ve midesi kaldıran her erkek bir pedofildir.
Efendim eskiden böyleymiş. E tamam o zaman hep beraber dönelim o çok meraklısı olduğunuz çağlar gerisine.
Biz kadınlar 13-14 yaşında sizlerin koynuna girip hemen de doğurmaya başlayacağız madem, siz de bizimki kadar olmasa da ufak tefek fedakarlıklarda bulunun.
Mesela o uzay mekiği gibi araçlarınızdan inin deveye binin... İşe eşek üstünde gidin. Bolluk, bereket, öküz gibi yemek nerede? Karılarınız hazırlasın sabahtan azıklarınızı, gün içinde acıkınca kuru yufka kemirin. Yanına da bir maşrapa ayran belki.
Aa ama pardon batının ahlaksızlığını değil de bilim ve teknolojisini alıyordunuz siz sadece değil mi?
İşinize geleni yani...
Çok iki yüzlüsünüz.
Şark kurnazı ve çok vicdansızsınız.
Ölümcül karışım bu.
Şu güzelim coğrafyanın tadını huzur içinde çıkarmak varken ömrümüzü sizin yüzünüzden, sizin gibilerle mücadele ile geçiriyoruz ya...
Bize bir hayat borçlusunuz.
***
Kötüden örnek olmaz
Sağolsun hükümetimiz biz kadınların tüm jinekolojik sorunlarıyla ilgilenmeyi kendine bir borç biliyor.
Kaç çocuk yapacağımızdan onları nasıl doğuracağımıza kadar.
Mesela Başbakan Binali Yıldırım geçenlerde kendisine uzatılan mikrofona kadınların evde ebeyle normal doğum yapmak varken sezeryan doğuma itibar etmelerini kınıyordu.
Kendi annesinden örnek vererek "Benim annem 10 doğum yapmış, hepsini de evde gerçekleştirmiş, ne var yani?" diyerek.
Başbakan'ın 7 kardeş olduğunu düşünürsek, üç bebecik rahmetli olmuş.
Başbakan'ın annesinin de 38 yaşında vefat ettiğini biliyoruz. Bu durumda kısacık ömrüne sadece evlilik ve doğum yapmayı sığdırmış Bahar Hanım için bir kadın olarak çok ama çok üzüldüğümü belirtmek isterim.
Allah gani gani rahmet eylesin. Başbakan'ın 16 yaşında anneciğinden ayrılmasına neden olan rahatsızlığı her ne ise, steril olmayan ortamda ve çocuk yaşta başlayan doğumların bağışıklık sisteminde yarattığı zafiyetle bir ilgisi vardır herhalde.
Bu durumda bir kez daha kötüden örnek olmaz diye hatırlatmakta yarar var galiba.
Ninelerimizin çektiği cefaları şimdi bize reva görmedeki bu ısrarın nedenini sormakta da...