Tarihi bir seçimde oy kullanacağız yarın.
Türkiye’nin kaderinin oylanacağı bir gün!
Sorumluluğumuz çok büyük; kendimizin, çocuklarımızın geleceği için görev günü!
CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu bilmemiz gereken herşeyi özetlemiş;

İFLASTAN ÖNCE SON ÇIKIŞ

Memleketin iflasa sürüklendiği konusunda kimsenin şüphesi kalmadı. Peki çıkış var mı? EVET var. Kolay değil ama bir çıkış var. Çıkışın anahtarı İKİNCİ TUR…
Şimdi sizlere neden iflasa sürüklendiğimizi ve bu iflastan nasıl kurtulacağımızı iki aday üzerinden anlatacağım. Erdoğan mı? Kılıçdaroğlu mu?

ADALET

Bu iflastan kurtulmak istiyorsak üretim yapmak zorundayız. Üretim yapabilmemiz için yatırım yapılması gerekiyor. Şimdi etrafınızda ekonomiden azıcık anlayan biri varsa sorun bir ülkede yatırım yapılması için ön şart nedir? Cevap belli; Adalet…
Yani hukukun üstünlüğü ve bağımsız yargı. Şimdi şu soruyu kendinize sorun…
Erdoğan bu ülkeye adaleti getirebilir mi?
Adaletin olduğu bir ülkede, Erdoğan ve beşli çete yolsuzluk yapabilir mi?
Kime oy verirseniz verin cevabınız HAYIR değil mi?
Yani Erdoğan bu ülkeye adalet getiremez…
Adaletin olmadığı yerde yatırım olmaz. Olan yatırım da kaçar…
Yatırımı olmadığı yerde iş olmaz, aş olmaz. Peki Kılıçdaroğlu adaleti getirebilir mi?
Getirmek zorunda. Adalet için Ankara’dan İstanbul’a kadar yürüdü.
Demek ki adaleti sadece Kılıçdaroğlu sağlar…
Yani yatırım ve üretim ancak Kılıçdaroğlu ile artar…

YOLSUZLUKLA MÜCADELE

Türkiye ekonomisini yolsuzluklar çökertti.Yolsuzluklar her şey den önce iş ahlakını bozdu.Kıt kaynaklarımız, verimsiz projelere harcandı.Bir liraya yapılması gereken işler, beş liraya yapıldı.418 Milyar dolarımız çalındı.Bugün 418 Milyar doların yarısı elimizde olsa iflastan kurtulabiliriz.Her yıl 50 milyar dolar kaynağımız, yolsuzlukla elimizden alınıyor.Bu beş yılda 250 milyar dolar demek.418 milyar doların, 100 milyar dolarını kurtarabilsek.Üstüne beş yılda 250 milyar dolar çaldırmasak.İflastan kurtulabiliriz.Yolsuzluklar bizi iflasa sürüklüyor.Bizi iflastan bizi kim kurtarır?Erdoğan mı?Kılıçdaroğlu mu?

DÖVİZ

460 milyar dolar dış borcumuz var.Bir yıl içinde ödememiz gereken borç 210 milyar dolar.Merkez Bankamız iflas bayrağını çekti.Döviz rezervlerimiz -70 milyar dolar.Önce 70 milyar dolar bulup Merkez Bankası’nı kurtaracağız.Üstüne 210 milyar dolar bulup dış borcumuzu ödeyeceğiz. İflasa sürükleniyoruz. Acil döviz bulmamız gerekiyor.Erdoğan 70 sent bulamıyor(…)Dışarıdan uzun vadeli ve düşük faizli yabancı sermayeyi hangi aday getirebilir.Bizi iflastan kim kurtarır? Erdoğan mı? Kılıçdaroğlu mu?

ENFLASYON

Enflasyon hayat pahalılığı demek.Yüksek kira demek.Ödenemeyen kredi kartı borcu demek.İflas ve işsizlik demek.Enflasyon ekonomide bütün kötülüklerin anasıdır. Enflasyon düşmeden hiçbir şey düzelmez.Merkez Bankası bağımsız olmadan da enflasyon düşmez.Açık konuşmak ve dürüst olmak zorundayız.Enflasyonla mücadelenin bir bedeli var.
Ve bu bedeli ödemek zorundayız. Peki bu bedeli kim ödeyecek? Hepimiz ödeyeceğiz. Ödemek zorundayız .Peki kim ne kadar ödeyecek? Herkes varlığı kadar ödeyecek.En çok da 418 milyar dolar çalanlar ödeyecek. Şimdi soruyorum hangi aday hırsızlardan çaldıklarını geri alır? Hangi aday gelir adaletini sağlar?Hangi aday Merkez Bankası’nı bağımsız yapar?

Erdoğan mı? Kılıçdaroğlu mu?

GEÇİM, MAAŞLAR ve İŞSİZLİK

Tacir kardeşim, önünü görmek ve gelecekten emin olmak istiyor musun?Esnaf kardeşim, işlerin yolunda olsun, dükkânın kâr etsin istiyor musun?
Çalışan kardeşim, maaşın insanca yaşamaya yetsin istiyor musun?Emekli amca, ay sonuna rahat çıkmak istiyor musun? Çiftçi kardeşim, ürünün para etmesini, emeğinin karşılığını almak istiyor musun? Ev hanımı kardeşim, tenceren kaynasın, yuvanda huzur olsun istiyor musun? İşsiz kardeşim, insan onuruna yaraşır bir iş bulmak istiyor musun?
Üniversite okuyan genç kardeşim, mezun olduğunda iyi maaşlı bir işte çalışmak istiyor musun? Bütün bunların olması için. Adalet lazım. Bağımsız yargı ve hukukun üstünlüğü lazım. Şeffaflık ve hesap verebilirlik lazım. Ekonomide istikrar lazım.Yatırım ve üretim lazım. Dış kaynak girişi lazım. Bunları kim yapabilir?
Erdoğan mı ? Kılıçdaroğlu mu? Aziz Milletim. İflastan önce son çıkıştayız…

28 Mayıs Pazar günü geleceğimizle ilgili bir karar vereceksin. Oy vermeden önce kendine şu soruyu sor. Bu güzel memleketi iflastan kim kurtarır? Erdoğan mı? Kılıçdaroğlu mu?”

Bu seçim sıradan değil! Bir anlamda referandum!
Oy vermek; şereftir, namustur. ”Sandığa giderken -vicdanınızı da- yanınızda götürün!”
Cumhuriyet değerlerinin, ifade ve düşünce özgürlüğünün, laikliğin ayaklar altına alındığını, yargının bir kenara itildiğini, kutuplaşmayı, kadınların yok sayıldığını, çöken ekonomiyi, işşizliğin yoksulluğun tavan yaptığını, yolsuzlukların kol gezdiğini unutmadan!
Oy vermek vatandaşlık kadar vatan meselesidir de.
Sandığa koşun! Kararsızlığın sırası hiç değil!
Vatanını seven onuruyla gidip oy versin!
Bekir Abi gibi “Dileyin”; Sabahları ilk güneş perdenin arasından içeri süzüldüğünde, korkular endişeler dünde kalsın.  ‘Düzelecek’ deyin. Güzel sözcüklerle yüreklerinize sarılın. Dileyin!”