Yılmaz Karakoyunlu, bizlere büyük bir acı yaşatarak aramızdan ayrıldı. Çok değerli bir yazar, siyasetçi ve düşün insanıydı. Öylesine bilgi ile doluydu ki, ona gelişigüzel bir konu başlığı verseniz, sanki günlerdir hazırlık yapmışçasına konuşabilirdi.

Onun İzmir’e gelerek yerleşmesinde benim de katkım olmuştu. TBMM’nin 21. Dönemi’nde farklı partilerde olmamıza karşın Yılmaz Abi ile çok iyi anlaşıyorduk.

Özelleştirilmeden Sorumlu Devlet Bakanı olduğu dönemdeydi, bir gün beni arayarak, İzmir’e birlikte gitme önerisinde bulunmuştu.

O ziyarette bir ara İzmir Urla’ya gitmiş, İtokent’in bitişiğinde bulunan küçük evimde kahve içmiştik. Oradaki manzaradan çok etkilenmiş ve satın aldığı arazide ev yaptırarak TBMM’den sonra oraya yerleşmişti.

Kent Koleji’nin kurucu Yönetim Kurulu Üyeliği sırasında bu kolejin marşını yazan ve besteleyen de Karakoyunlu idi. Ayrıca, Kent Koleji Güzelbahçe kampüsünde onun adını taşıyan kütüphaneye binden fazla kitap bağışlamış, Urla’daki evinde bulunan binlerce kitabı da Kent Koleji’nin diğer kampüslerine dağıtmayı düşündüğünü söylemişti.

(CHP Urla Adayı Selçuk Aslan da Yılmaz Abi’nin hayranlarından biriymiş. Belediye Başkanı olduğunda onun anısını yaşatmak istediğini söylüyor. Yılmaz Abi’nin değerli ailesi eğer bu öneriyi kabul ederse, Urla’daki ve hatta İstanbul’daki evinde bulunan çok sayıda kitap ve resim onun çok sevdiği Urlalılarla buluşma şansı elde edebilecektir!)

Edebiyata yaptığı katkıları çok büyüktür ama benim gibi Urla’daki dostlarının en çok özleyeceği şey, onunla yaptığımız sohbetler olacaktır.

Onunla buluştuğumuz, rahmetli Aytaç Kardüz, Prof. Dr. Şükran Köse ve eşim Latife’nin katıldığı bir ‘kaçamak’ grubumuz daha vardı. Şükran’ın, bu sohbetler sırasında onun sesini kaydederek ne önemli bir iş yaptığını şimdi daha iyi anlıyoruz. Bu sayede Yılmaz Abimizin sesini dinleyebilmek büyük bir şans olacaktır!

Yılmaz Abi, öylesine anılar bırakarak gitti ki, yazarken bile boğazıma bir şeyler düğümleniyor…

İstanbul’dan sık sık arayarak; “Doktorum! Hiçbir isteğim yok sadece seni unutmadığımı söylemek istiyorum” diyen sesinin kesilmiş olması ne acı!

Güzelbahçe’deki okulda, onun adını taşıyan kütüphaneye girerken ve onun yazarak bestelediği Kent Koleji Marşı’nı yavrularımızdan dinlerken, karma karışık duygulara kapılacağımız bir gerçek.

Yılmaz Abi, bilge kişiliği ve dostlarının kulaklarında bıraktığı sohbetleriyle, duygularımızın en derininde yaşamaya devam edecek, onu hiç unutmayacağız!