İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin (İGC) her yıl dağıttığı Hasan Tahsin ödüllerinin 38’incisi bugün (28 Temmuz) Havagazı Fabrikasındaki binada veriliyor.

Medya üzerine olan baskıların inanılmaz boyutlara ulaştığı bir dönemdeyiz. Böyle dönemlerde gazetecilerin sorumluluğu çok daha yüksek, halka iletilmesi gereken haber çok daha fazla olmasına karşın herkes korkuyor. Çünkü yargıyı ele geçirmiş olan iktidar, haber yapan gazetecinin üzerine çöküyor.

John Keane, “Yeni Despotizm” kitabında Recep Tayyip Erdoğan ve Macar Victor Orban’dan da söz ederek -hepimizin çok iyi bildiği- şu saptamaları yapıyor;

“…yeni despotizmde hukuk iktidara bağımlıdır, medyanın özerkliği yoktur, ifade özgürlüğü engellenir ve eğitim kontrol altında tutulur!”

İYİ MEDYA KÖTÜ MEDYA

Keane tarafından tanımlanan “despot” koşulların geçerli olduğu ülkemizde, yüzde doksan medya “biat” etmişken, İzmir Gazeteciler Cemiyeti ile onun gazetesi 9 Eylül’ün vermekte olduğu “demokratik” mücadeleye şapka çıkarmak gerekir.

Şimdi de, önce gazeteciliğin yüceliğini anlatanlara, daha sonra da “kötü” gazeteciler için söylenenlere kulak verelim:

Uğur Mumcu; Gazeteci görevini habere, olaya, olguya, belgeye ve bilgiye dayanarak yapar.

Abdi İpekçi; Basın hürriyetini koruma kendi kendini kontroldür.

Çetin Emeç; Ben gazeteciyim. Ben yazmazsam, o yazmazsa kim yazacak?

Sabahattin Ali; Ey cılız kalemden dile gelen hakikat! Sen devleti korkutacak kadar mı korkunçsun?

M.A. Birand; Gazetecinin görevi devleti kollamak siyasetçi gibi davranmak değildir. Onun görevi doğru haber yapmaktır.

Hıfzı Topuz; Gazeteciliğe girenler, direnmekten vazgeçmemeli, dik durmalı, kafa tutmasını bilmeli, tehlikeyi göze almalıdır. Bunu yapamayacak olanlar girişmesinler bu işe!

Seymour Hersh; Korkmayın! Onların korkmasını sağlayın.

Albert Camus; Özgür basın iyi veya kötü olabilir. Ama hiç kuşkusuz, basın özgürlüğü yoksa basın ancak kötü olabilir.

KÖTÜ GAZETE VE GAZETECİLERE…

Ernest Hemingway; Köşe yazarları çakaldır. Hiçbir çakal, etin tadını bir kez aldı mı artık ot yemez. Eti ona kimin getirdiğine de bakmaz.

Max Hastings; Eğer bir genelevde piyanist olarak iş bulamazsanız saray muhabiri olabilirsiniz!

Mark Twain; Napolyon’un bir dergi editörüne nişan alıp yanlışlıkla onu vurduğunu üzüntüyle anımsıyoruz. Ama en azından niyetinin iyi olduğunu biliyoruz!

Böyle bir despotizm altındayken bile görevini başarıyla yaparak ödül kazanan gazetecileri gönülden kutluyorum!