Türkiye'nin deprem gerçeği, uzmanların uyarılarıyla bir kez daha gündemin merkezine oturdu. Özellikle Ege Bölgesi ve İzmir için kritik açıklamalarda bulunan Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü ve AFAD Deprem Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, İzmir çevresindeki üç önemli fay hattının büyük bir deprem üretme potansiyeline ulaştığını ve zamanın daraldığını söyledi. Bilimsel verilerin ışığında konuşan Sözbilir, kentin bir an önce depreme dirençli hale getirilmesi gerektiğini vurguladı.
'337 yıldır büyük deprem olmadı'
Prof. Dr. Sözbilir, Türkiye'de bulunan 485 aktif fayın yaklaşık 200'ünün Batı Anadolu'da yer aldığını ve bu fayların 6 ila 7 büyüklüğünde depremler üretebilme kapasitesine sahip olduğunu hatırlattı. İzmir özelinde ise Ege Denizi'ndekilerle birlikte toplam 40 fay hattı bulunduğunu ve bunlardan 17'sinin doğrudan kara parçası üzerinde yer aldığını belirten Sözbilir, kentin tarihsel deprem geçmişine dikkat çekti. İzmir'de bilinen son yıkıcı depremin 1688 yılında yaşandığını ve yaklaşık 6,8 büyüklüğündeki bu sarsıntıdan bu yana kentte büyük bir deprem olmadığını ifade etti. Sözbilir, "Bu tarihten bu yana yaklaşık 337 yıldır büyük bir deprem olmaması, enerji birikiminin ne denli arttığını gösteriyor" dedi.
Üç fay hattı için kritik uyarı
Yürüttükleri son bilimsel çalışmalara dayanarak İzmir için en riskli fayları sıralayan Prof. Dr. Sözbilir, üç fay hattını özellikle işaret etti. Sözbilir, "İzmir genelindeki faylar sismik anlamda aktif. Özellikle Tuzla Fayı, Gülbahçe Fayı, Seferihisar Fayı gibi fayların önemli ölçüde deprem üretme zamanlarının geldiğini söyleyebiliyoruz, yaptığımız çalışmalar bunu gösteriyor" şeklinde konuştu. Bu fayların kırılması durumunda İzmir ve çevresinde ciddi hasara yol açabilecek büyüklükte depremler meydana gelebileceği uyarısında bulunan Sözbilir, yetkililere ve vatandaşlara "Dolayısıyla bizim İzmir'i depreme hazır bir kent konumuna sokmamız gerekiyor" diyerek acil önlem alınması çağrısını yineledi.
'Batı Anadolu'da sarsıntılar hemen bitmez'
Batı Anadolu'nun jeotermal açıdan zengin bir bölge olmasının, deprem sonrası süreci de etkilediğine değinen Prof. Dr. Sözbilir, bu durumun faylar kırılmaya başladığında artçı sarsıntıların uzun sürmesine ve hemen bitmemesine yol açtığını söyledi. Geçmişte Simav ve Sındırgı faylarında bu durumun yaşandığını örnek gösteren uzman isim, mevcut durumda Simav Fay Zonu üzerindeki deprem hareketliliğinin devam ettiğine de dikkat çekti. Sözbilir, buradaki Gelenbe Fayı'nın biriken gerilimi kuzeye doğru Balıkesir'e ya da güneye doğru Akhisar ve Soma taraflarına aktarma riski taşıdığını, bu durumun da bölgedeki deprem tehlikesini canlı tuttuğunu sözlerine ekledi.