Kanlı terör örgütü IŞİD'in Gaziantep Emiri ile Suriye'de yaşayan Türkiye sorumlusu arasındaki yazışmalardan örgütün Türkiye'ye savaş ilan ettiği anlaşılmış.
Günaydın. Bu savaş yüzyıllar önce ilan edildi. Açın bakın Kabakçı Mustafa'nın gerici isyanına. Şeyhülislam Topal Abdullah Efendi'den aldıkları fetvayla Osmanlı'yla nasıl savaşa girdiklerini, padişahı nasıl devirdiklerini göreceksiniz.
Kurtuluş savaşı bu yobaz vatan hainlerinin, emperyalistlerle nasıl işbirliği yaptıklarını gösteren olaylarla dolu. Gelin yakın tarihimize. Maraş'ta 150 masum vatandaşımızı katleden, Sivas Madımak Otel'de 33 ozan, yazar, düşünürü diri diri yakan yine bu eli kanlı katiller değil mi?
Suruç'ta! Ankara'da, İstanbul Sultanahmet'te ve son olarak Atatürk Havaalanı'nda yüzlerce kişinin ölümüne yol açan caniler farklı düşüncede kişiler mi?
Bunların bu ülkeye yüzyıllardır savaş açtığını aklı eren herkes biliyor. Değişen yalnızca adları. Kimi zaman yeniçeri ocağı adı altında, kimi zaman İngiliz Muhipleri Cemiyeti olarak, kimi zaman Komünizmle Mücadele Derneği adıyla, şimdilerde El Nusra, IŞİD adıyla hep aynı amaca hizmet ediyorlar. Ortak noktaları uluslararası emperyalizmin taşeronluğunu yapmaları...
Peki aklı eren herkes bu kanlı katillerin bu ülkeye savaş açtığını biliyordu da ülkeyi yönetenlerin bundan haberi yok muydu? Elbette vardı. Ancak tehlikenin bu kadar büyük olacağını anlayamamışlardı. Büyük bir aymazlık içindeydiler. Rezil dış politikalarında bunlardan yararlanabileceklerini düşündüler. Hala dost olarak gördükleri El Nusra'nın içinden böyle bir terör örgütü çıkabileceğini anlayamadılar.
Esad'a karşı savaşıyorlar gerekçesiyle Türkiye'de talim yaptılar, eğitim gördüler. Suriye'de günübirlik savaştıktan sonra, tedaviye ya da istirahate topraklarımıza geldiler. Sınırımızı kevgire çevirdiler.
Suriye'ye minibüslerle militan taşındı. Örgütte 5 bin ile 9 bin arasında Türk vatandaşı olduğu biliniyor. “Kimsenin seyahat hürriyetine karışamayız” dediler. “Bunlar öfkeli gençler” dediler.
Esad'ı devirmek için, bu eli kanlı katillere insani yardım malzemesi numarasıyla TIR'larla silah ve cephane gönderildiğini bütün dünya medyası verdi.
Bakın İstanbul'da Fatih İskenderpaşa Mahallesi'nin muhtarı feryat ediyor;
“Mahallede kayıtsız 2 bin 500 ev var” diyor. Atatürk Havaalanı'nda kendilerini patlatan üç teröristin bu mahallede kayıtsız oturduklarını artık bilsen ne olur? Bilmesen ne olur? Şimdi bu kan içici katiller Türkiye'ye savaş açmış diye şaşırıyorlar. Şaşırmayın, gerçekleri görün. Savaşları hiç bitmedi. Zaman zaman masum dindar halkı yanlarına alarak ama hep uluslararası emperyalizmin desteğinde bu ülkeye savaş açtılar.
Şeyh Sait'in bölücü ve gerici isyanından sonra Ulu Önder Atatürk'ün Nutuk'ta söyledikleri bugün için de ders niteliğinde;
“Bir takım şeyhlerin, dedelerin, seyitlerin, çelebilerin, babaların, emirlerin arkasından sürüklenen ve falcılara, büyücülere, üfürükçülere, muskacılara talih ve dirimlerini güvenen insanlardan oluşan bir kitleye, uygar bir ulus gözüyle bakılabilir mi? Ulusumuzu yanlış anlamda gösterebilen ve yüzyıllarca göstermiş olan bu gibi ögeler ve kuruluşlar yeni Türkiye Devleti'nde, Türkiye Cumhuriyeti'nde sürdürülmeli miydi? Buna önem vermemek, ilerleme ve yenileşme adına en büyük bir onarılmaz yenilgi olmaz mıydı? İşte biz Takriri Sükun Kanunu'nun geçerliliğinden yararlandıksa, bu tarihi yanılgıyı yapmamak uğruna, ulusumuzun alnını olduğu gibi açık ve tertemiz göstermek uğruna, ulusumuzun bağnaz ve Ortaçağ düşüncesinde olmadığını kanıtlamak uğruna yararlandık.”