''Nasıl da sevimli yaratıklardır. Kısacık bacaklarıyla kocaman gövdelerini taşımaları sonucu paytak yürüyüşleri komik bir görüntü ortaya koyar. Kendine özgü sesleri, zarif hareketleriyle eşlerine kur yapan smokinli beyefendi izlenimi yaratırlar. Çiftleşme seremonileri büyük bir aşkın göstergesi gibidir. Adeta sevgi, sadakat ve aile kavramlarının simgesidirler. Zor yaşam koşullarına karşın eşlerini hiç terketmezler. Dişiler balık dolu denizlere yolculuk yaparken, erkek penguen eşinin yumurtası ile kuluçkaya yatar. Bu sürede tek eşlilik kuralı hiç bozulmaz.Ne yazık ki süratle eriyen buzullar birçok canlı gibi onların da neslini tükenme tehikesiyle karşı karşıya bırakmakta. Yalnızca Güney Kutbu'nda ve Yeni Zelanda çevrelerinde yaşayan bu sevimli yaratıkların İmparator olarak adlandırılan türleri 15-20 yıl, Küçük penguenler ise yalızca 6 yıllık bir ömre sahiptir.''
Şaşırmayın. İşte bu... İktidarın medyadan istediği tam da bu. Gazetelerde köşe yazarları penguenleri, balinaları yazsın, televizyonlarda haber programları yerine yemek pişirme, aile dramları, seyahat belgeselleri yayınlansın istiyorlar. Gezi olayları sırasında 'Penguen Medyası ' bunun canlı örneklerini göstermedi mi? İktidara göre gazeteciler, yazarlar katı bir baskı altında bırakılırsa artık gazete köşelerinde 'Penguenlerin dünyası', Denizaltında Yaşam', 'Balinaların çiftleşmesi' gibi konulara girmek zorunda kalır, siyasi konuları da kendilerine bırakır. İktidarın tek amacı var; Halk olanı-biteni bilmesin, haber alma hakkını kullanamasın. Bunun da tek yolu var; antidemokratik yasalarla halkın haber alma hakkının engellenmesi.
İşte sahneye konan senaryo bu. Bugün Meclis Genel Kurulu'na bir susturma, korkutma ve hapsetme yasa tasarısı geliyor.
Dezeformasyon Yasası olarak adlandırılan aslında bir sansür yasası olan 40 maddelik yasa önerisi Meclis Genel Kurulu'na sunuluyor. Her maddesi ayrı bir sıkıntı olan önerinin bir 29'ncu maddesi var ki evlere şenlik. Bu madde yanıltıcı bilgi yayma, dezeformasyon, halk arasında korku ve panik yaratma gibi muğlak ve yoruma açık gerekçelerle, gazetecilere 3 yıla kadar hapis cezası verilmesini öngörüyor.
Neye göre korku vre panik? Neye göre yanıltıcı? İktidarı korku ve paniğe sevk eden haberler mi? İktidarın yalan, yanıltıcı açıklamalarının gerçek şekliyle verilmesi mi?
Yasa taslağının hazırlanmasında hiçbir basın kuruluşunun temsilcisi yok. Muhalefetin temsilcisi yok. AKP ve MHP milletvekilleri var. Komisyona çağrılan Yargıtay temsilcisi ise 29'ncu maddedeki sakıncaları belirtince AKP Milletvekilinin tepkisi ne biliyor musunuz? ''Boş hikaye anlatıyorsun''
Neyse ki İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi, yasanın sakıncalarını komisyonda anlatma imkanı buluyor. Başkan, komisyonda suç oluşturan unsurların afaki kalmasının, yoruma açık olmasının, net tarif edilmemesinin keyfi uygulamalara yol açacağı tehlikesini gözler önüne seriyor.
Amaç apaçık ortada. İktidar seçim sürecini, medyayı susturarak, halkın gerçekleri öğrenme hakkını engelleyerek geçirmeyi düşünüyor.
Ancak meydan boş değil. Birçok şehirde gazeteciler, dün meydanlarda toplanarak yasa önerisini protesto ettiler, önerinin geri çekilmesini istediler. Bugün de yurdun dört bir yanından gelen medya mensupları TBMM'nin önünde toplanarak demokratik eylemde bulunacak.
Kimse gerçek gazetecilerden 'Penguen medyası' olmalarını beklemesin. Zaten medyanın yüzde 90'ı iktidarın güdümünde. Onlar görevlerini eksiksiz yapıyorlar. Bırakın da yüzde 10'u özgür, onurlu bir şekilde görevlerini yapsın.Bu onurlu gazetecilerin bedel ödeme pahasına görevlerini sürdüreceğinden kimsenin şüphesi olmasın.
Bu yasa olsa olsa sandığı kolaylaştırır, gidişi hızlandırır.