Filmi geriye sarınca Türk yazınının iki önemli adı Oğuz Atay’la (13 aralık 1977) Behçet Necatigil’in (13 Aralık 1979) izler bırakarak yaşamdan ayrıldıkları güne düşer yolumuz.

1977 benim de yolumun İzmir’e düştüğü yıl. Taze damat olduğum yıl ise 1979. Yazıya, şiire ara verdiğim zamanlar… Oğuz Atay “Tutunamayanlar” ile, Behçet Necatigil “Sevgilerde” ile yazınımızın yüz akı, aydınlanmacı, saygın ve seçkin iki insanı.

***

Türk yazınının söyleyiş biçimiyle bir başkaldırı yapıtı olarak anılır Tutunamayanlar. Gülmece gücü, duyarlığı, çağdaş roman anlayışıyla baş yapıtıdır Atay’ın. “Doğrulukların, evrensel ilkelerin, gerçeklerin varlığını reddeden düşünce” biçimi olan postmodernizmin roman dalında yapıt veren ilk Türk yazarı olarak da anılır. Ve der ki sözecelerinde: “Yalnızlığına iyi bak, sahip çık. Kaç kişinin emeği var onda kim bilir?”, “İçimden şehirler geçiyor, sen her durakta duruyor, inmiyorsun”, “Kimseye göstermem üzüntümü. Gündüz gülerim, geceleri yalnız ağlarım.”

                                         ***

Tutunamayanlar için, Oğuz Atay adıyla özdeşleşen bir roman olarak, yaşamından izler taşımasıyla da bir bakıma özyaşam öyküsünün değerlendirmesi denebilir. İntihar eden arkadaşının geçmişini araştıran Turgut Özben'in, söz konusu arkadaşı Selim Işık'ın modern hayata neden “tutunamadığı”nı öğrenme çabasını anlatan bir romandır.

***

Modern Türk şiirinin önde gelen şairlerinden, eğitmen, çevirmen, radyo oyunu yazarı, araştırmacı… Ama en çok şair! Onunki şiire adanmış bir ömürdür. Şiir için yaşayan, şiir için yazan, şiiri hayat bilgisine dönüştürmeye çalışan…

Necatigil; 'güzel şiir’in de nasıl olabileceğini şu düşüncelerinde dile getirir: “Her şiir önce bir hayaldir, bir gerçek değil. Bir gerçeği anlatsa, duyursa bile; hayale, iyi-güzel durumlar, düzelmeler, arınmalar hayal ettirmeye sebep olduğu için bir hayaldir. Daha üstün gerçekleri hayal ettirerek, hak verdirerek okuyucuyu ümitlere düşüren bir şiirin, sezdirdiği bu hayali gerçekleştirebilmesi, çok kere onun gücü dışında bir başka hayaldir.”

***

Yaşam hızla akıyor. Durdurabilene aşk olsun. Aramızdan ayrılan nice şair, öykücü, denemeci, romancı, ressam, yontucu, bilim ve kültür insanı oldu. Hangi birine yansak, hangi birini ansak, ne yer ne zaman yeter. Yine de unutulmasın yazına, sanata emek veren o güzel insanlar. Özellikle yaşarken değerbilirlik göstermek gerek bu aydınlanmacı, üretken, çağdaş, toplumsal duyarlıklı insanlara.

Yakın günlerde yitirdiğimiz sanat, basın, yazın değerlerimizi de analım istiyorum.

Semih Sergen,  Hıfzı Topuz, Ahmet Say, Yılmaz Gruda, Rana Cabbar, İlhan İrem, Erkin Koray, Nevzat Atlığ, Suna Kan, Güzide Kasacı, Metin Uca, Can Gürzap, Rauf Tamer, Safa Önal, Özkan Uğur,   Muzaffer İzgü’nün oğlu Ahmet Şahin İzgü… Işıklarda olsunlar.