Varlık Dergisi’nin büyük boy sayılarından oluşan ciltleriyle sık sık buluşurum; kimler gelip geçmiş bu sayfalardan, onları anımsarım, yeniden okurum.
Şair dostum Atila Er geçen gün anımsattı 29 Eylül’de İzmirli şair Nahit Ulvi Akgün’ün 100'üncü yaşa erdiğini… Tam sırası dedim, “1940 kuşağının son romantik” şairini anmanın…
Önce Varlık Dergisi'nin 1968-69 tarihli sayılarını buldum. “Halkın Ozanı, Anış, Urumeli’nden Biri, İmbik, Ağaç Uyandıran Rüzgarları, Bir Kuş, Yapıda Bir Akşam…” şiirlerini yeniden okudum.
Milas 1918 doğumlu, ama hep İzmirli. Şiirin İzmir renkleri, şairleri anıldığında Attila İlhan, Necati Cumalı, Şükran Kurdakul, Salah Birsel gibi onun da adı önlerde yer alır.
Tanışamadım; 1977’den ölümüne değin (1996) İzmir’de olmama karşın, şiirden kopuk olduğum yıllara denk gelmiş.
Nahit Ulvi adını 1965’te lise son sınıfta felsefe öğretmenimiz Mehmet Serpin’den duymuştum. Orhan Veli’den, Cahit Sıtkı’dan, Sait Faik’ten anılarını dinlemek benim için dünyaya bedeldi. En çok Nahit Ulvi adında bir şairden söz ederdi. Sonradan öğrendim, SEBEP’i birlikte çıkarmışlar.
Milas doğumlu olmasına karşın, Nahit Ulvi hep İzmirlidir; Kordonboyu gezginidir, aşıktır, çapkındır, kravatlıdır, fötrlüdür, lacivert takım elbiselidir; ama hepsiyle şiirin içindedir.
Oktay Akbal onun değer verdiği arkadaşlarındandır. Şunları anlatır “Bir şair öldü, yetmiş sekiz yaşındaydı. Akşamüstleri Kordonboyu’nda dolaşırdı. Dizler geçerdi içinden. Sevgiydi, aşktı, dostluktu yaşamanın anlamı…En önde gelen de şiirdi.” (Sözcüklerle Yolculuk, Cumhuriyet Y. 1999)
Mehmet H. Doğan, 'Yüzyılın Türk Şiiri' yapıtında Akgün’den (YKY, 2001) “Küçük insanlar, onların günlük düşünceleri, sevinçleri, dertleri, hele hele aşkları yetti ona (…) Nahit Ulvi Akgün, bu dünyanın şairi olmaktan hep mutluluk duydu, şairlik sanını sonuna kadar alçakgönüllüce ama gururla taşıdı” diye söz eder.
Attila Er, Eylül 1998’de “1940 Kuşağının Son Romantik Şairi” diye nitelediği Nahit Ulvi’nin yaşamını, sanatını, yapıtlarını konu edinen yapıtını çıkarmıştı. Geçen hafta Birgün Gazetesi’nde Kadir İncesu bu yapıtı yeniden gündeme getirdi, Nahit Ulvi’nin 100'üncü yaş gününde.
Yazının, sanatın, kültürün emekçilerinin değerlerini bilmek, ölümlerinden sonra onları anmak, yaşamak, yaşatmak, gelecek kuşaklara da yansıtmak görevimiz olmalı. Bu bakımdan Atila Er’in Nahit Ulvi Akgün üzerine hazırladığı kitabı önemsiyorum. Bugün de genç şair arkadaşların, şiir heveslilerinin Nahit Ulvi’yi tanımalarını, şiirlerini paylaşmalarını, Atila Er’in de kitabını edinmelerini isterim.
Atila Er “Nahit Ulvi Akgün yaşamını şiire adamış çok özel bir şairdir” diyor. Onu 1940 Kuşağı'nın “Son Romantik Şairi” diye anarak… Toplumun açmazlarıyla, toplumsal farklılıklarıyla ilgilendiğini de belirterek. Tadımlık dizeleriyle bir kez daha saygıyla, sevgiyle analım şairimizi:
Karşıyaka vapurundan bakıyordum İzmir’e/ Tanıdığım mı dostum mu bu insanlar
İzmir yabancı İzmir güzel/ Belki ben de burada yaşadım bir zamanlar
HAYDİ ABBAS VAKİT TAMAM…

***

Yarın 4 Ekim; Cahit Sıtkı’nın doğumunun 108'inci yılı. Ölüm tarihi de Ekim’e denk geliyor; 13 Ekim’de 62 yıl oluyor onu yitireli. Otuz Beş Yaş‘ı katlayanların dizelerini kendine uyarlayarak seslendiklerini duyar gibiyim. “Memleket isterim/ Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun; / Kış günü herkesin evi barkı olsun.” dizeleri de aklınızdadır sanırım.
Vakit akşamsa çilingir sofrası da hazırsa “Haydi Abbas Vakit Tamam”a ermez mi rakının beyaz sevinci? Şarkısıyla…