Bugün İzmir’in 100. Kurtuluş Yılı. Bu mutlu günün kutlu olsun canım İzmirim. Eşsiz İnsan, Büyük Kurucu ve Kurtarıcı, Büyük Devlet Adamı Atatürk’ün izinde nice yıllar dilerim… Tabii ki, canım İzmir’in kurtuluş tarihi ve anlamı büyüktür… Malum gazetemizin adı da 9 Eylül… Dolayısı ile bugün sayfalarımızda bu konuda geniş haber ve yorumlar bulacaksınız. Değerli okurlarım, benim de eklemek istediğim küçük ama, değeri ve anlamı büyük not şu; Türk ordusu tarafından 26 Ağustos 1922’de başlatılan Büyük Taarruz, Kurtuluş Savaşı’nın son safhası idi. Bildiğiniz gibi kesin sonuç beş günde elde edildi; 30 Ağustos’ta Başkomutan Mustafa Kemal Paşa ordulara bir bildiri yayımlayarak “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!” tarihi emrini verdi. İzmir'in, 15 Mayıs 1919 yılında Yunan güçleri tarafından işgal edilmesi, Anadolu'da Millî Mücadele'nin başlamasında önemli bir aşama olarak kabul edilir…

Evet bugün Dokuz Eylül kutlamaları için tüm Ege ve İzmir ilçelerinden binlerce kişi İzmir’e gelerek hem 9 Eylül, hem de  91. İzmir Enternasyonal Fuarı (İEF) etkinliklerine katılacaklar. Hemen ifade edeyim ki, 1 Eylül’ de Kiraz’ın, 2 Eylül’ de Beydağ’ın, 3 Eylül’ de Ödemiş, 4 Eylül’de Tire ve Bayındır’ın,7 Eylül’de Torbalı’nın, dün de (8 Eylül) Selçuk’un Kurtuluş Günleri idi…

EFELER DİYARI ÖDEMİŞ

Kanuni Sultan Süleyman ne güzel söylemiş: Olmaya devlet cihanda/bir nefes sıhhat gibi… Önemli olan sağlıklı bir nefes alabilmektir. Yaşantımız planlar üzerine kurulur. Aslında bir yönden de geleceği ipotek altına alırız bu planlarla. Tatil gelsin kitap okuyacağım. Yıllık iznime çıkınca spora başlayacağım. Kışın yürüyüş yapacağım. Şimdi yap, olmaz havalar çok sıcak. Efeler diyarı Ödemiş’teki bir dostumuzdan 3 Eylül günü için davet almıştım. Eşim Türkcan Hanımla konuştum, gidelim, dedi. Bu eşsiz güzellikteki ilçenin kurtuluşunun 100. Yılı’na denk gelecekti oraya gidişimiz. Gitmeye hazırlanırken canım eşim küçük bir kaza atlattı. Ayağından yaralanmıştı. Önce basit bir çarpma dedik. Ağrıları artınca doktora tekrar gittik. Film çekildi, ayakta çatlak görüldü. Ayak alçıya alındı. Kımıldamaması gerekiyordu. Planlar suya yattı. Evdeki hesap çarşıya uymamıştı. Yine de sağlık olsun demekten başka yolu yoktu. Evde yapılacak işler de bana kalmıştı. Çocuklar, torunlar okullar açılacağı için İzmir’e dönmüşlerdi. Yazlık tatillerimin merkezi Urla küçük yer, ancak dostluklar büyük, çok büyük. Çevremizdeki dostlar geçmiş olsun için eve akın ediyorlardı…

Ödemiş’teki dostumu arayıp durumu anlattım. O ise yapabileceğimiz bir şey var mı, diyerek güzelliğini gösteriyordu. Kendimizi hazırlamıştık o güzelim ilçeye gitmek için. İlçe dendiğine bakmayın, Anadolu’daki birçok şehirden daha büyük, ekonomik yönden de daha gelişmiş. Salgından önce arada sırada giderdik oraya. Özellikle de cumartesi gününe denk getirirdik gidişlerimizi. O günler oranın pazarıydı. Ülkemizin sayılı pazarlarındandır. Çok büyüktür. İlçenin bir ucundan öteki ucuna uzanır. Ürünler çok tazedir. Ovada yetiştirilen ürünler, Bozdağ’da yetiştirilen meyveler, sebzeler tazedir, lezzetlidir.

Hayvancılık oldukça fazladır. Süt ve süt ürünleri sadece Ege Bölgesi için değil, ülkemizin değişik yerlerine de gönderilir. Peyniri, tereyağı, çökeleği, anlayacağınız süt ürünleri aranmayacak gibi değildir. Ödemiş köftesi desem ne dersiniz. Fabrikasyon olmadığı için lezzetini, kalitesini koruyan ender köftelerdendir. Köftecilerin önünden geçerken mis gibi kokular insanı kışkırtır. Karnınız tok olsa da yine de yemek istersiniz. Yörenin tereyağına bandırılıp köftenin yanında sunulan kızartılmış ekmeklerin lezzetini çoğu yerde bulmak zordur. Akşamleyin kafanızı dinlemek, farklı bir gece geçirmek için Ahranda Tepesi’ne çıkmanızı öneririm. Ödemiş’e gidince uğramadan yapamazdık. Tepeden ilçenin gece görüntüsü bir başka olur… Sabah kahvaltılarının değişmezi töngül pidesidir. Peynir, kıymayla karıştırılır, pişirilir. Üzerine bir parça tereyağı bırakılır. Maydanoz da olmazsa olmazıdır. Çayın eşliğinde ziyafet çektirir insana.

Ertesi günü yapılacak işler çoktur. Gölcük yaylası, Birgi’ye gidilebilir. Birgi’de sessizliği, tarihi havayı solumak ne güzeldir. Eski taş evlere dalıp gidersiniz. Neler anlatırlar neler. Ancak onların dilini anlamanın yolu biraz da olsa donanımla ilgilidir. Orada bir kır kahvesine oturup içtiğiniz kahvenin, çayın tadı bile çok farklı gelecektir. Daha sonraki günlerde Gölcük görülebilir. Ödemiş sıcaktan yanarken orası serin, çok serindir. Üşürsünüz akşama doğru. Keşke ceket getirseydik demeden edemezsiniz. Daha sonraki gidişlerinizde unutmazsınız ceketinizi, montunuzu. 

Ödemiş’in 100. Yıl etkinliklerini basında, sosyal medyada okurken bunlar geçiyordu gözümün önünden. Unutmadan kutlayayım doğum gününü. 100. Yıl’ın kutlu olsun Efeler Diyarı Ödemiş…

Bugün de İzmir’in 100. Kurtuluş Yılı. Senin de bu mutlu günün kutlu olsun canım İzmirim. Eşsiz İnsan, Büyük Kurucu ve Kurtarıcı, Büyük Devlet Adamı Atatürk’ün izinde nice yıllar dilerim…