İngiltere'de adamın biri cinayetten içeri atılır.
Bir avukat bulunur adama. İlk görüşmelerinde avukat “Merak etme seni kurtaracağım” der. Adam da avukata güvenir ve mahkemeye çıkar.
Mahkemenin kararı idamdır...

***

Adam doğal olarak avukatına kızar, köpürür. “Hani beni kurtaracaktın?” der.
Avukat da, “Sen merak etme. Bu daha bir şey değil. Temyiz var. Seni kurtaracağım” yanıtını verir.
Dava temyize gider.
Ama, mahkemenin verdiği idam kararı bozulmaz, tersine onaylanır.
Adam yine avukatına döner ve sorar: “Hani temyizde beni kurtaracaktın?”
Avukat gayet sakin biçimde, “Dur daha, bu karar Avam Kamarası’nda oylanacak. Seni kurtaracağım” der.
Dava Avam Kamarası’na gider, ama orada da idam onaylanır.
Daha sonra Lordlar Kamarası ve kraliçe de idamı onaylar, adam kurtulamaz.

***

Kraliçenin onaylaması ile darağacı kurulur, adamı sandalyeye çıkarır, boynuna ipi geçirirler.
Bu sırada avukatı ile göz göze gelen adamın öfkesi bakışlarına yansımıştır.
Avukat ise hala son derece sakindir.
Gözleriyle işaret ederek, merak etmemesini, onu kurtaracağını anlatmaya çalışır.
Adamın ise artık umudu kalmamıştır.
Cellat gelir, adamın altındaki sandalyeyi iter ve talihsiz adam boynuna geçirilen ipte sallanmaya başlar.

***

İşte tam o sırada avukat darağacına doğru koşmaya başlar.
Merakla ne yapacağını anlamaya çalışan celladı bir hamlede geçer, ipi keserek adamı kurtarır.
Doğal olarak ortalık karışır, bu kez hem idam mahkumu hem de avukatı yakalanır.
Avukata bunu neden yaptığı sorulunca yanıtı şöyle olur:
“Bu adam idam mahkumuydu. Siz de onu idam ettiniz. Adamın ölüp ölmemesi sizi ilgilendirmez. Kanunda idam edilir yazıyor. İdam edilerek öldürülür yazmıyor. O yüzden idam gerçekleşmiştir...”
Bu sözler üzerine adamı tekrar idam etmeye cesaret edemeyen yetkililer konuyu kraliçeye iletirler. Kraliçe, zekasından dolayı avukatı kutlar ve adamı affeder.
Bu olaydan sonra, ilgili kanun maddesi değiştirilerek “idam edilerek öldürülür” biçiminde yeniden düzenlenir.

***

İktidar partisi ile MHP'nin ortaklaşa hazırladığı, genel başkanların onayladığı ve meclise sunulan ittifak tasarısı yukarıdaki hikayenin Türkiye'deki versiyonudur.
MHP onca konuda eleştirdiği iktidarı, sırf baraj altında kalacağı korkusu ile destekleme kararı almış, böylece de idamdan kurtulmayı planlamıştır.
Keza iktidar da içinde bulunduğu durumu bildiğinden, MHP'nin avukatlığına soyunmuştur.

***

AKP+MHP+BBP yüzde elli artı bir eder mi?
Bence etmez.
Zaten hazırlayanlar da bunu bildiği için, teklifin içine sandıkla, oy vermeyle ilgili düzenlemeler serpiştirmişler.
Bu daha başlangıç.
O tasarıya meclisin komisyonlarında ya da genel kurulunda neler eklenecek, neler çıkarılacak ya da değiştirilecek bilmiyoruz.
Eklemeler yapılacağı konusunda hepimizin kuşkuları var.
İdam sehpasına koşup iktidarda kalmayı yasa yolu ile delmeye çalışanlar başarılı olacak mı yaşayarak göreceğiz.
Bir başka göreceğimiz de buna demokrasi diyebilecekler mi?

***

Kıssadan hisse:
Kanunlarda boşluk her zaman bulunur.
Hırsıza da kilit dayanmaz.
Bir kez göz yumarsanız, hırsız kapınıza dayandığında yardımınıza koşacak kimseyi bulamazsınız...