31 Mart akşamı Türkiye uzun yıllardır görmediği bir harita ile karşılaştı seçim sonuçlarını takip ederken. Türkiye’nin 30 ili bir önceki seçimlere göre kararını değiştirmişti. Özellikle de CHP adına uzun yıllardır hatta Cumhuriyet tarihi boyunca hiç kazanılamayan iller haritada kırmızıya bürünmüştü. Özgür Özel’in yeni CHP’si 22 yıldır ilk kez bir seçim galibiyeti yaşarken, Recep Tayyip Erdoğan’ın AK Partisi ise 22 yıl sonra ilk kez sandıktan 2. parti olarak çıktı. Bu sonucu birçok farklı şekilde değerlendirmek mümkün. Tabii ki en güçlü sebep ekonomi. Diyebiliriz ki bu seçimi maaşıyla ay sonunu getiremeyen emekliler kazandı, bu seçimi düzeni kabullenmeyen gençler kazandı, seçimi ay sonunu getiremeyen, mutfakta tenceresini kaynatamayan vatandaş kazandı, bu seçimi tehdide boyun eğmeyenler kazandı. 

***

En güçlü sebep ekonomi demiştik; şu an ülkenin büyük bir kesimini oluşturan asgari ücretliler, emekliler, çok üst düzey ücret alan kesimin dışında kalan herkes hiç durmadan değişen etiketler, hayat pahalılığı, kontrol altına alınamayan yüksek enflasyon karşısında geçinemiyorlar. Bu tablo ne yazık ki giderek ağırlaşıyor ve iktidar ekonomi politikasıyla buna bir çözüm üretemiyor. Evet bu bir yerel seçimdi fakat görünen o ki artık bıçak kemiğe dayanmış ve özellikle bahsettiğimiz kesim AK Parti’ye cezayı böyle kesmiş. 

***

CHP’nin her ne kadar özellikle bazı illerde ve ilçelerde adayları çok tartışılsa da doğru bir seçim politikası yürütmesi, kendisini doğru anlatabilmesi, mesajını seçmene doğru iletebilmiş olması bu galibiyette pay sahibi. Bunun yanında AK Parti’de belki de yılların verdiği rehavet, İstanbul için çok çabalanması ve diğer noktalara gerekli önemin verilmemesi de 22 yıl sonra gelen bu sonucun bir sebebi olabilir. Ve belki de çok büyük bir hata çok büyük bir gaf… Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sarf ettiği ve adeta tehdit niteliğindeki “oy yoksa hizmet yok” çıkışının vatandaştaki karşılığı bu oldu. 

***

Artılarıyla, eksileriyle, doğru ya da yanlış yapılanlarla bir seçim dönemini daha geride bıraktık. Şimdi önümüzde 4-4.5 yıllık bir süreç var. Özellikle ekonomi alanında atılacak adımlar partiler için sürecin gidişatında da önemli rol oynayacak. Ama herkes gördü ki artık bir şeyler değişiyor, artık halk ne derse o oluyor…