Sokak hayvanları yasası çıktığından bu yana, bir günümüz krizsiz geçirmiyor. Her gün yeni toplama ve katliam haberleri geliyor.
Geçen sene verilen tüm uğraşlara rağmen, “katliam” yasası Meclis’ten geçmişti.
Yasanın iptali için AYM’ye yapılan başvuru da hüsranla sonuçlandı.
En azından CHP Genel Başkanı Özgür Özel “bizim belediyelerimiz toplama yapmayacak” demiş; parti olarak bu yasanın karşısında olmaya devam edeceklerinin sözünü vermişti. Ancak görüyoruz ki, bazı belediye başkanları konu köpekleri toplamak olunca genel başkanlarının sözünü dinlememeye karar vermiş!
*
Ankara’nın Çankaya Belediye Başkanı Hüseyin Can Güner bu isimlerden biri. Kendisinin talimatıyla bir süredir sokak köpekleri toplanıyor. Geçtiğimiz günlerde uyuşturucu iğne atılarak toplanan, mahallede bir hayvan severin yıllardır gözü gibi baktığı Tobby adlı yaşlı köpek öldü.
Veteriner epikriz raporuna göre ölüm nedeni “Anestezik maddeye bağlı kardiyovasküler ve respiratorik sendrom.” Zavallı hayvanın bünyesi uyuşturucu maddeye dayanamamış.
HAYTAP konuyla ilgili suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunda veteriner gözetimi olmaksızın, usulsüz ve yetkisiz anestezi uygulaması sonucu bir sokak hayvanının ölümünün değerlendirilmesi istendi.
*
Toplamalara zaten karşıyız da; bari usulsüz şekilde, hayvan sağlığını hiçe sayarak yapmayın şu işi!
Yasaya göre sahipsiz hayvanlar öncelikle tasma, ağızlık, kafes ve ağ ile yakalanır. Bu metotlarla yakalamanın mümkün olmadığı durumlarda uyuşturucu iğne kullanılabilir ancak bu tip yakalama ancak veteriner hekim kontrolü altında yapılır.
Toplama yapan belediyelerin büyük çoğunluğunda köpeklerin yaşına, boyuna, kilosuna, sağlık durumuna bakılmaksızın hayvanlar uyuşturucu iğnelerle vuruluyor. Toplama sırasında veteriner hekim ara ki bulasın. Hayvanı uyuşturmak için kullanılan narkotik madde dozunu kim, neye göre ayarlıyor? Allah bilir!
*
Ya biz kime gidelim, derdimizi kime anlatalım?
İktidar desen, zaten yasayı yapan onlar.
AYM desen, hayvan hakları umurlarında değil.
Türkiye’de en çok belediyeyi yöneten ana muhalefete dönüyoruz. Genel Başkan’ın “yapmayacağız” dediğini yapan belediye başkanları karşımızda.
Bizi bu kadar çaresiz bırakanlar utansın!
*
Olumsuzlukları yazarken olumlu gelişmeleri de yok saymayalım. CHP İstanbul Milletvekili, hayvansever Nimet Özdemir sosyal medyadan paylaşmış: CHP bünyesinde Hayvan Bakımevleri İzleme ve Değerlendirme Komisyonu kuruldu. Özdemir’in başkanlık edeceği komisyon CHP’li belediyelere ait bakımevlerini yerinde inceleyerek, canların sağlık, beslenme, hijyen ve rehabilitasyon koşullarını denetleyecek.
Bunca kötü gelişme arasında ben bu gelişmeyi önemsiyorum. Toplanan köpeklerin barınaklarda hangi şartlarda tutulduğunu denetleyecek; bu şartların iyileştirilmesini sağlayacak her adım çok değerli. Umalım ki komisyon hakkıyla çalışsın, en azından CHP’li belediyelerde bakımevleri canlar için toplama kampı olmasın.
**********************************************************************
DÜNYADAN BİHABER:
Evcil hayvanlarla konuşmak zeka belirtisi
Evcil hayvan sahiplerinin hemen hepsinin ortak davranışı; can dostlarıyla konuşmaktır. Bu davranış yani insanların insan olmayan varlıklara insansı özellikler yüklemesi antropomorfizm olarak tanımlanıyor. Evinde hayvan beslemeyenlerin garipseyebileceği bu davranışla ilgili yapılan bir bilimsel araştırma ise şaşırtıcı sonuçları ortaya çıkardı.
Chicago ve Harvard üniversitelerince yapılan bilimsel araştırmaya göre evcil hayvanlarla konuşmak aslında zekaya işaret ediyor. Araştırmada insanların hayvanlarla konuşmasını da kapsayan antropomorfizm davranışının gelişmiş sosyal ve duygusal biliş göstergesi olduğuna dikkat çekiliyor. Araştırmalar, hayvanlara insani özellikler atfeden kişilerin genellikle empati duygusunun, duygusal zekasının ve yaratıcı düşünme becerilerinin yüksek olduğunu belirlemiş. Varılan sonuçlardan bir diğeri de şöyle: evcil hayvanlarla konuşmak hem insan-hayvan arasındaki duygusal bağı güçlendiriyor hem de zihinsel sağlığı destekliyor.
Chicago Üniversitesi'nden davranış bilimi profesörü Nicholas Epley antropomorfizmin aslında kişinin beyin kapasitesinin de bir işareti olduğunu belirterek hayvanlarla konuşarak onların zihnini anlamaya çalıştığımızı ve bunu yaparken tıpkı insanları tanımakta olduğu gibi bir dizi psikolojik süreci hayata geçirdiğimizi aktardı. Epley, "Tarihsel olarak, antropomorfizasyon çocuksuluğun veya aptallığın bir işareti olarak ele alındı, ancak aslında insanları olağanüstü zeki kılan eğilimin doğal bir sonucudur” dedi.
*******************************************************************
BİZİM GEZEGEN:
UNEP: Biyoçeşitliliği korumak geleceği korumaktır
Biyoçeşitlilik, dünya kaynaklarının sürdürülebilirliği ve yaşamın devamlılığı için kritik bir rol oynuyor. Birleşmiş Milletler (BM) tarafından tüm dünyada biyoçeşitliliğin korunması ve bu konuda farkındalık oluşturulması için kutlanan 22 Mayıs Dünya Biyoçeşitlilik Günü’nün bu yılki teması: “Doğayla Uyum ve Sürdürülebilir Kalkınma” oldu.
2025 teması çerçevesinde Biyoçeşitliliğin sağlıklı bir gezegen ve tüm insanların ekonomik refahı için esas olduğunun altı çizildi.
Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) de Dünya Biyoçeşitlilik Günü’nde şu yazılı açıklamayı paylaştı: “Biyoçeşitlilik, hepimizi birbirine bağlayan yaşam ağıdır ve refahımızın temelidir.
Yediğimiz yiyecek, içtiğimiz su, kullandığımız ilaç, istikrarlı bir iklim, ekonomik büyüme ve çok daha fazlası için ona güveniyoruz. Bir milyardan fazla insan geçimini ormanlardan sağlıyor. Kara ve okyanuslar tüm karbon emisyonlarının yarısından fazlasını emiyor. Ve dünya genelinde gayrisafi yurt içi hasılaların %50'sinden fazlası doğrudan doğayla bağlantılı.
Yine de gezegenimizin biyoçeşitliliği krizde ve dünyadaki türler endişe verici bir oranda yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Gezegenimizde 8.6 milyon bilinen tür yaşıyor. Bunlardan 1 milyonunun nesli insan faaliyetleri nedeniyle tükenmenin eşiğinde bulunuyor.
Biyoçeşitlilik Günü, doğaya ne kadar derinden bağlı olduğumuzu ve onu korumanın neden çok önemli olduğunu güçlü bir şekilde hatırlatıyor. Küresel Biyoçeşitlilik Çerçevesi, 2030 yılına kadar iyileşmeye giden bir yol sunuyor. Ancak bunun için hepimizin birlikte hareket etmesi gerekiyor. Biyoçeşitliliği korumak geleceği korumaktır. Çok geç olmadan biyoçeşitliliği yeniden inşa edelim.”
******************************************************************
KULAĞIMIZA KÜPE OLSUN
“Kimi zaman insanda 'hayvanca' bir zalimlik olduğundan dem vurulur ama hayvanlara yapılan korkunç bir haksızlık, bir hakarettir bu. Bir hayvan asla insan gibi zalim olamaz; böylesine ustalıklı, böylesine sanatsal bir zalimlik insanda olur sadece.”
- Dostoyevski (Karamazov Kardeşler)